hesabın var mı? giriş yap

  • ilgili fotoğraf hunharca eğlenen turistlerle, onlara hizmet eden ve muhtemelen üç kuruş para kazanabilmek için canını ortaya koyan emekçi bir türk vatandaşını içeriyor.

    turistlerin hiç bir kabahatı yok, hunharca eğlenip gülebilirler, geniş geniş gezebilirler tabii ki. bu fotoğraftaki dram ise hükümet denen vicdansızlar kadrosunun ülke insanına reva gördükleridir.

  • bu tiplerin düşünceleri de, üslubu da beş para etmez. bu yaz itibarıyla kim bunları başımıza musallat ettiyse pipisi kopsun. fenalık geldi artık şunların ergen atışmalarından.

  • 3 yıl önce 1600$'a aldığım monitörün çizik ekran tamirine 1900$ tamir teklifi verdi. ben de dedim ki piyasadan sıfır alayım, üstüne 600 kar koyup size satayım yanında da wireless mouse vereyim. kabul etmediler. iyi tüccar değil hp.

  • özellikle şu kısmının altını çizmek isterim:

    "montrö, karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. montrö, türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir."

    akp bir şekilde bu sözleşmeyi iptal edecek veya baypas edecek bir adım atarsa suriye'de amerikayla bir olup güney sınırımızı yol geçen hanına çevirmesine benzer ama 100 katı daha vahim sonuçları olacak olaylara zemin hazırlamış olur.

  • 1970 meksika dünya kupasının unutulmaz yarı final mücadelesi. bir epik tiyatro sergilenmişti estadio azteca'da. stadı dolduran yüzbini aşkın taraftar bir şölene tanıklık etmişlerdi...
    roberto boninsegna, luigi riva, sandro mazzola, giacinto facchetti'li italya, sepp maier, berti vogts, karl heinz schnellinger, kaiser, uwe seeler, gerd müller ve wolfgang overath gibi bugün bile ezbere bildiğimiz oyuncuları bünyesinde barındıran almanya. bir de yedekten giren siegfried held de var ya neyse. efendim boninsegna ile öne geçer italyanlar. golde riva'nın parmağı, boninsegna'nın da yarım vole vurmuş ayağının parmağı vardır. sonra devreye almanlar girer. kaiser takımını ateşleyeme kalksa da, italyanların inter'li kaptanı facchetti'nin façasından geçilmemektedir. hayatı o gün itibarı ile yarılamaya hazırlanan otuzdörtlük uwe babanın gazı ile almanlar sağlı sollu gelirler gök mavilerin kalesine. bu güne kadar neden yolumun düşmediğini bir türlü kestiremediğim jürgen grabowski döktürmektedir. maçın ilk yarısında başka gol olmaz.
    ikinci yarı yine almanların dalga dalga geldikleri bir heyecan fırtınasına sahne olmuştur. seeler, müller herkes yoklar kaleyi. lakin kalede direnen vardır. enrico albertosi dimdik durmaktadır kalesinde. maçın belki de en kritik anı 67. dakikada yaşanır. kaiser, yapar yapacağını lakin hakem penaltıya hükmetmez. kaiser'in sorunlu omzu da bu anda devreye girer. almanlar değişiklik haklarını kullandıklarından, imparator sahada kalır. bizim sigi held'in bir şutu nerdeyse ağlara girecekken çizgiden çıkartır italyanlar. maç arık böyle bitecek derken, grabowski'nin ortasına schnellinger vurur, maça eşitlik gelir. schnellinger millî forma ile ilk golünü atmak için bir dünya kupası yarı finalini seçmiştir adeta. uzatmalarda gelen bu gol malumumuzdur zira futbol doksan dakika sürer ve almanlar kazanır.
    lakin papaz bu sefer pilav yemez. zira belki de futbol tarihinin en güzel uzatmaları yaşanır meksika'da. bir almanlar, bir italyanlar derken gol düellosuna sahne olur azteca. tam beş gol görür izleyiciler bu yarım saatlik sürede. son gol, maçı ve finalisti tayin ederken, altın bir çocuğun imzasını taşımaktadır...
    (bkz: gianni rivera)

  • akp milletvekili aydın ünal'ın beyanı.

    "diğer partilerde göremeyeceğiniz bir değişim sürecini yaşıyoruz. biz 21 ay boyunca hiçbir şeyi konuşmadık. sayın cumhurbaşkanı ile başbakan arasındaki meseleler konuşulmaz. aile içindeki mahrem konular ama çok kolay geçmiş bir süre değildi. bu sorunlar ortalığa dökülmeden çözüme kavuşuyor. sütliman bir süreç yaşamadık. sayın başbakanımız da ifade etti,

    sayın cumhurbaşkanımız "güçlü cumhurbaşkanı, güçlü başbakan" demişti. ama böyle olduğu zaman türkiye'nin iyi idare edilmediğini gördük. güçlü cumhurbaşkanı ve güçlü başbakanın iyi sonuçlar doğurmadığını gördük. ikisini itham etmek mümkün değil.

    cumhurbaşkanı ve başbakan ilişkileri hep sorunluydu. birbirlerini çok iyi tanıyan iki isim buna rağmen görüş ayrılıkları ortaya koydu. çok yumuşak bir geçiş gerçekleşti. bu süreç cumhurbaşkanımız tarafından yönetilmiş bir süreç değildir.

    bundan sonra gelecek başbakanın profili daha düşük olacak.

    fiili olarak oluşan durum bundan sonra da devam edecek. türkiye açısından daha sağlıklı olacak."

    "aramızdan tam biatçı, kişiliksiz ve karaktersiz bir arkadaşı başbakan olarak göreve getireceğiz" demiş kısaca.

    (bkz: yakışır)

  • bizim rahmetli bir aile dostumuzu aklıma getiren hede.

    kendisi milyonluk firmayı borcuna karşılık çok iyi paraya alacaklısına devretmişti. ama devirden hemen önce yeni bir şirket kurup tüm müşterileri ona bağlamıştı. firmayı devrettiği adam aldığının ertesi günü müşterilere bir gidiyor. kimse mal almıyor.

    şirketi alan adam da haksız rekabettir, ttkdır, ticaret mahkemesidir uğraşmak yerine bizim tanıdığı vurdu. allah rahmet eylesin.

    ulan şu iş bana gelse ne tazminat çıkartılırdı burdan be*

  • ilk uc sayi sayi/ribaund/asist olmak uzere:
    1974. nate thurmond 22/14/13, 12 blok
    1986. alvin robertson 20/11/10, 10 top calma
    1990. hakeem olajuwon 18/16/10, 11 blok
    1994. david robinson 34/10/10, 10 blok

    beni esas dumur eden sey gecen sene bi macta ron artest'in 10+/9/9/8 gibi sayilarla maci bitirmis olmasidir (neyin ne oldugundan ya da tam dogruluklarindan emin degilim).. sonucta bi quadruple double degil, hatta double double bile degil ama yakin zamanlarda (3-5 yil, belki de amiralden bu yana) gordugum bu olaya en yakin sayilar..

  • dudak ucuklatir. ebru gundes'in hakki 500t'ye binmektir aslinda ama hayatin adaletsizligi o ki, 500bin liralik alisveris yapiyor.