ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: a4 kağıdını araplar bulmuştur kanıtlıyorum
1. beyler arabistan ingilizcede ne demektir? arabia...
peki bir şey dikkatinizi çekti mi? a-rabia
rabia arapçada 4 demektir, rabianın yerine 4 koy a4 olur
bu da şüphesiz ki a4 kağıdını arapların bulduğuna işaret eder...
genel kültür olsun size
13. ismini bulmuşlar kağıdı değil oç
daire kapısını açık bırakıp metrekare kazanmak
-
balkon kapısını açık bırakarak tüm istanbul'a sahip olunabilir.
büyük düşüncen
para biriktirmek
-
kıymeti, para kazanmaya başladıktan bir-iki sene sonra anlaşılan şey.
para kazanmaya ilk başladığında, acayip bi havaya giriyor insan. "param var benim!" hissi geliyor, saçma sapan harcıyor, bir sürü şeye heves ediyor. eğer kirasını filan da verebiliyorsa, yani kendine az buçuk bir şeyler kalıyorsa, oh, sanki hep 24 yaşında kalacak eşşek sıpası...
sonra bakıyorsun, 27 yaşına gelmişsin, hala bi cacık olamamışsın ve olacak gibi de durmuyorsun.
ve paran yok.
tamam çok güzel yemiş içmişsin, iyi gezmişsin, tek başına eve de çıkmışsın, aferim. ama işten çıkarılırsan eğer, anında açsın.
kendine ofis açmak istesen, bok açarsın.
"öğrenci evinde gibi olmak istemiyorum artık" diye eşya yenilemek istesen, hemen vazgeçersin.
evlenecek olsan, birkaç sene safi bulgurla beslenmen gerekir.
seni ancak bim paklar güzelim.
hadi canım in o taksiden, o elindeki akbil süs değil.
*
bu entry'den tam 8 gün sonra, 17/08/2011'de işten çıkarılmıştım.
şom mu ağızlıymışım ne?
başkasının evinde kalmak
-
''bir misafirliğe gitsem
bana temiz bir yatak yapsalar
herşeyi, adımı bile unutup
uyusam...
kalktığımda yatağım hala lavanta koksa
kekikli zeytinli bi kahvaltı hazırlasalar
nerde olduğumu hatırlamasam
hatta adımı bile unutsam''
(bkz: melih cevdet anday)
kilyos'taki mide bulandırıcı rant düzeni
-
olay yerimiz kilyos ve civar sahilleri. halkın olması gereken ve öyle taahhüt edilen sahillerimiz; ekrem beyden başlayıp, sarıyer belediye başkanına, oradan kaymakam ve jandarmaya olan bir birliktelik oluşturuyor.
cumartesi günü kilyos civarı hafif dalgalı olduğu icin, lisanslı dalga sörfçüsü olmam dolayısı ile antrenman yapmaya gittim. dalga dediğim de 50-60 cm yani dalga denemez ve yönü sahile doğru olan bir rüzgar.
neyse efendim. kilyos merkeze aracımı park ettim. halk tarafından plaja girmek istedim. belediye ve kaymakamlık demirlerle kapamış. özel bir beach club masa koymuş. 70 tl sadece giriş icin istiyor. arkadaş kıyı kanunu ve halkın plajı diye tartıştım, 5-6 dövmeli serseri basıma toplandı. jandarmayı aradım orası onların kira veriyor dedi. kanundan bahsettim kanunda öyle demez mi.
bakın kilyos'tan başlayıp, gümüşdere boyunca kilometrelerce sahile girmeniz imkansız. iğne deliğini bile kapamışlar. otopark ücreti mecburi, bir de giriş, en az 90 tl sadece sahile girmek.
delirdim jandarmaya gittim. çavuşla konuşabildim. adam elimizde değil dedi. neler dönüyor bi bilsen diyebildi.
neyde dedim hemen bir kaç km ötede ki halk plajı olan kısırkaya plajına geçtim. bir baktım ki binlerce kişiyi denizden kovalarcasına çıkaran jandarma. başlarının yanına gittim, düzgün bir üslupla konuşmaya başladım. hemen az ötede paralı bölgede denize girmek serbest. ki kilyos daha tehlikeli dalga olduğunda. ama parası olmayan denize girmesin öyle mi dedim. etrafımda da halk toplandı ve nasıl sinirliler. bu arada onlarca can kurtaran ve deniz sınırı da çizilmiş olmasına rağmen halki sokmuyorlar. bilin bakalım neden, park ücreti ve girişi ücreti ödenen bir yer yok!!
bilin bakalım ailesi ile kırk yılda bir sahile gelmiş, çocukları denize sokamayan aileler nereye gitmek zorunda. yallah paralı bölgeye.
sesli bir şekilde jandarmalara aynen söyle dedim. "ranta hizmet ettiriliyorsunuz. güvendiğimiz bir iki kurum kaldı. göz göre göre güvenimizi kaybediyorsunuz. " o sıcakta bana kızabilirlerdi ama yapmadılar, mahcup mahcup haklısınız ama emir yüksek yerden dediler.
buna başta bu şehrin baskani olmak üzere göz yumanlar belli. isin içinde rant olunca partiler, hükumet falan nasıl da işbirliği yapıyorlar.
not olarak yaklaşık 10 km sahile hic bir yerden giremiyorsunuz. bildiğiniz otluk bir yer ve yapı yok. zorladığınız da da mafyalari korumaya jandarma geliyor.
kiralayan ve şartları belirleyen belediye. yasağı koyduran kaymakamlık. rantı bölüştüren mafyatik işletmeler. hepsini kollayan jandarma.
not olarak dursun editi; hayatımın hiç bir aşamasında siyaset olmadı. çünkü siyasetin yekûnu pis. sevmem siyaset de konuşmam. su an ki belediye başkanı, istanbul'un yönetici kim. ayrıca senelerdir gittiğim bir yer de son girişi de kapanmışsa yani yeni gelen baskan ister uzayli olsun düzeleceğine sistem ranta daha da hizmet etmişse onu da konu bahse alırım. dikkat ettiyseniz devlet görevlileri belediyeler hepsi bir arada bu ısın içinde dedim.
ayrica burası istanbul yaz turistinin ağırlandığı bir belde degil. cebinde sadece otobus parası olan gençler ve sevgililerin , ya da sadece piknik sepeti yapabilecek kadar bütçesi olan düzgün ailelerin , ömründe deniz görmemiş çocukların, garibanların da yaşadığı bir şehir. mavi bayraklı tüm hizmetleri belediyenin halka ücretsiz sunduğu plajlar gibi burayı ücretsiz yapabilirler. en azından bir kısmını. mis gibi tertemiz de kalır ve halk da mutlu olur. bazılarınıza kalsa insan olmanın şartı paran olması. yazık.
ben durumu iyi olan bir birey olmama rağmen hak aradım arıyorum da. inanın dün tecrübe ettiğim şey çok üzücüydü. aile parası yok denize giremiyor. o çocukların yaşadığı hayal kırıklığını düşünemiyorum bile.
tunguska olayı
-
30 haziran 1908 tarihinde sibirya'nın tunguska taygası üzerinde büyük bir patlama oldu. patlamadan 20 milyon km2'lik bir alan etkilendi, onmilyon ağaç yok oldu, yüzbinlerce hayvan öldü. dünyanın manyetik alanında değişiklikler saptandı. 1927' de bölgede yapılan ilk incelemede herhangi bir meteor izine rastlanmadı. patlamaya ilişkin anti madde çarpışması, kara delik ya da nükleer enerjiyle çalışan bir uzay gemisi varsayımları bugüne kadar çözülemedi. (art limited' in 2003 yılı takvimi haziran ayı arka yaprağı)
düzeltme: etkilenen alan alıntı yaptığım kaynakta yanlış belirtilmiş, doğrusu 2000 kilometrekare imiş, question the answers'a uyarı için teşekkürler.
şirket batarsa batsın maaşımı verin diyen tip
-
halbuki taş yemesi gerekirken hiç haddi olmadan ekmeğinin peşinde olan tiptir.
türkiye'deki en huzurlu yerler
başbakan uçurumdan atlarsa biz de atlarız
-
(bkz: nerde o günler)
türkçede en kıl olunan ifade
-
neyin kafasını yaşıyorsun kalıbını bulanın allah belasını versin
bölücü kebapçılar
-
yıllardır adana ve urfa kebap diye bizi böldüler, bunları kastediyor sanırım.
pilot kabinine girip pilota karınla yattım demek
-
ölmeden önce kabin azabı yaşamaya sebebiyet verir.
bilkentli kızlar vs boğaziçili kızlar
-
bilkentli kızlar vermez. boğaziçili kızlar da vermez. hadi yat uyu artık.
edit: başlık başıma kalmış. şaşırmadım.
onca yıl evrimden sonra sabahları hala işe gitmek
-
günaydın, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük saçmalığı. lan sen binlerce yıl evrim geçir en üst yaşam formuna dönüş ama hala yaşamak için çalışmak zorunda kal. hadi çalışmasını da geçtim, en azından metrobüse binmek zorunda olmasaydık arkadaş en azından buna insan gibi bi' çözüm bulsaydınız. yoksa binlerce yıl önce sabah uyanıp mağarasından tarlasına yürüyerek gidip buğday tohumu eken atalarımızdan ne farkımız var allah aşkına, aradaki en büyük fark yürüyerek değil de metrobüsle gitmemiz mi? yazıklar olsun. evet.