hesabın var mı? giriş yap

  • sosyal medyanın ortaya çıkışıyla beraber kadınların erkeklerin sadece yüzde 5-10'luk kısmına ulaşma arzusu yüzünden yaşanan bir olay. işin acı kısmı şu ki değiştiremediğimiz şeyler yüzünden bile elendiğimiz oluyor. tipin olsa boyun kısadır, boyun olsa tipin yoktur, bu ikisi olsa paran yoktur, bunların hepsi olsa ağzın laf yapmasa yine eleniyorsun. şimdi burada siz de kadınlardan güzellik bekliyorsunuz diyen kadınlar olacak ama erkeklerin çoğu 5/10 üstü kızlara razı ki kadınların ilişkide güzellik dışında sunduğu şeyler de kısıtlı. kadınlara güzellik, kilo konusunda toplum tarafından politik doğrucu davranılırken bir erkeğin kısa olması durumda bütün aşağılayıcı ifadelere katlanmak zorunda.

  • cok afedersiniz ermeni denince ortalik ayaga kalkti ki bence sonuna kadar hakliydi tepkide halk. cok afedersiniz turkum deyip bir de hakaretin boyutunu artirip tedavi oluyorum denince bir minik haber basligi olarak kaliyor. bu topraklarda osmanli'dan beri turk'luk hic degerli bir sey olmadi. tam olacakti, oldurmadilar. ataturk'un ve binlerce eski turk yoneticilerinin kemikleri sizliyordur.

  • arapça, ifrit cinlerin zararlı cinsi olarak anılmakta, başka bir kaynakta şeytanın arka bacağı olarak çevrilmekte, diyanete göre “şeytanî özelliklerde ileri gitmiş, tuttuğunu devirir, güçlü, becerikli, ele avuca sığmaz” anlamına gelmekte .bu ifadenin, hem insanlar hem de cinler için kullanıldığı dikkati çekmektedir. yabancı kaynaklarda kullanılan omen türkçeye birçok yerde ifrit olarak çevrilmektedir.

    "ifrit oldum " kullanılışı ile "ifritlik" denen durumun belirli bir mevkiyi, dönüşüm sonrasını, değiişmeyle oluşan durum ile okunabileceği ortaya çıkabilmektedir. peki "ifrit oldum" diyerek neyi kastederiz; "ifrit oldum" diyen kişi, bir şeye bir duruma çok fazla kızarak, bu öfkeyle dönüştüğü şeyi anlatmaktadır. ancak değilleme ile şunu anlatalım ifrit olmak "sinir olmak" " uyuz olmak" " hasta olmak " gibi argo kullanımlardan oldukça farklı bir * kullanımdır. ifrit gibi insanın damarına basmak,ifrit olmak, ifrit kesilmek kullanılagelen deyimlerdendir. doğu masal ve efsanelerinde, kötü ve korkunç cin olarak sözlüklerde geçen bu kelimenin kullanımından yola çıkacak olursak; demek ki ifrit insanın damarına basar ; öfkeden karşısındakinin "hoşuna gitmeyecek"ten fazla şeyler yapmaya çalışır. öfkesinin hakimiyetini kaybederek, saldırı öncesi söylenebilecek ve karşısındakini de kendi durumuna çekecek manupilasyonlar yapar. örn. "masalların ifriti gibi birdenbire içimde korkunç bir çehre canlandı."*. sözlükte verilen diğer bir anlamının; öfkeli, ortalığı birbirine katan kimse olması bununla ilgili gibidir.

    kutsal kaynaklarda da ifritten bahsedildiğini görmekteyiz. bu kaynaklarda ifritin bir cin olduğu söylenmektedir;
    neml suresi 36. (elçilerin sözcüsü) süleyman’ın huzuruna gelince, süleyman ona şöyle dedi: “siz beni mal ile desteklemek (ve böylece etkilemek) mi istiyorsunuz? oysa allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. fakat hediyenizle ancak siz sevinirsiniz.” 37. “sen onlara dön. andolsun, biz onlara, karşı koyamayacakları ordularla gelir ve onları oradan aşağılanmış ve küçük düşürülmüş olarak çıkarırız.” 38. süleyman, “ey ileri gelenler! onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana onun (kraliçenin) tahtını getirebilir?” 39. cinlerden bir ifrit,”sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm ve şüphesiz ben, buna güç yetirecek güvenilir biriyim” dedi. 40. kitaptan bilgisi olan biri, “ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm” dedi. süleyman tahtı yanında yerleşmiş halde görünce şöyle dedi: “bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemek için, rabbimin bana bir lütfudur. kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. kim de nankörlük ederse (bilsin ki) rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir.” http://en.wikipedia.org/wiki/ifrit

    "kazvinî'nin “acaib al-mahlûkat wa garaib al-mawcûdat” ile damirî'nin “hayât al-hayawân” adlı eserlerinde cinlerle ilgili önemli açıklamalar vardır. bu yazarlara göre; insanın topraktan, meleklerin de nurdan yaratılmış olmalarına karşın, ateşten yaratılmış olan cinlerin erkeğine “cinni” dişisine de “cinniye” denir. cinler üç gruba ayrılırlar: agval, saali ve afarit. agval veya gilan grubundan olanlara “gul” denir. saali türü cinle­re ise “sılat” derler. afarit grubundakiler ise “ifrit” diye bilinirler. bu cin gruplarının kendi aralarında da hiyerarşik bir düzenleri vardır.

    ifrit’ler ise cahiliye döneminde cinlerden sayılmazken, islamiyet ile birlikte cin olmuşlar. ama, eski bir alışkanlık olarak, araplar ifrit’leri şeytan’lar ile bir tutmayı yeğlemişler. inanışa göre, ifrit çok kuvvetli, sert mizaçlı, acımasız ve aynı zamanda kurnazdır. mısır'da ise, öldürü­len veya acılar içinde ölen bir adamın hayaletine ifrit derler.
    buhârî - tefsir 253:330 : ebu hureyre demiş ki; peygamber şöyle buyurdu: “cin tayfasın­dan bir ifrit dün gece namazımı bozmak için bana ansızın hücum etti. lakin, allah beni galip getirip ona istediğimi yapmaya fırsat verdi. sabah olunca, hepiniz göresiniz diye onu mescidin direklerinden birine bağlamak istedim. fakat, kardeşim süleyman peygamber'in sözleri hatırı­ma geldi (de böyle yapmadım)." kaynak: anadolu inançlarinda cinler ve cincilik

    ifrit olmak , neye ve kime benzerse benzesin , eski kaynaklarda ve mitlerde bu derece ismi birbirine benzeyerek * kullanılan kelimenin bize neyi anlatmak için kullanıldığı tahmin edilebilir hale geliyor. ifrit, korkularımızı, endişemizi, nevrozumuzu, psikozumuzu kendimize anlatmak için bulduğumuz bir yol olabilir mi? olabilir mi?

    (bkz: obsesyonel nevroz)

  • kavanoz dibi gözlüğe sahip yaşlıca bir teyze inmek için ayağa kalkar:

    teyze: evladım müsait bir yerde indirir misin?
    şoför: (kapıyı açar ama durmaz) buyur teyze.
    teyze: paraşütle mi ineceğim pezevenk, dursana!
    minibüs ahalisi: ???

  • dün başıma gelen olay.

    ilk haberini aldığımda normal karşıladım " e abim evlendi tabi çocuğu olacak normal yani" dedim, ama gün geçtikçe bi düşünce sardı dört bi yanımı. sonra o gün geldi çattı, doğdu.

    hastaneye gittim sabahtan, lan bildiğin el kadar, korkuyla karışık tebessüm eden bi hale geldim. bi yandan da "darısı başına, hadi amca oldun hadi" diyenlere "ehe ehe evet dimi amca oldum ben" diye cevap verme faslını çektim. bi türlü idrak edemedim başta, e yaani noluyo ki şimdi diye. taa ki amcam bizi ziyaret edene kadar, şöyle bi baktım, 60 küsür yaşındaki adam benim amcam, haa ben de bunun yeğeni oluyorum dimi lan dedim. ha o zaman düşündüğümden daha yakınım dedim. dedim ki kendime; "lan ne öküz adamsın, şu girdiğin pozlara bak hele, boynunda fular oluşacak bu gidişle, o kadar insan her gün amca teyze oluyo, ne diye mal mal düşüncelere giriyosun, sev işte çocuğu, neyin peşindesin?" ve böylece biraz netleşti kafamda git gide daha çok ısındım ona.

    sonra sevmeye agucuk magucuk demeye başladım ki, bi anda uyarıldım! neden? çocuğa "ne güzelsin sen" diyerek sevmişim. ne diyecek mişim?

    - ne çiykin şeysin şeeen, çiykin mişin şen yaaa

    diyecekmişim. çünkü nazar değermiş, ayrıca çok da öküzmüşüm. e oğlum ben eskiden hep öyle seviyodum ne ara değişti bu olay ya. nazar ne lan ayrıca!?

    1 saat kadar bizim kızı izledikten sonra, karşı odalarda yeni doğan gökalp bebek ve ceylin bebekleri sevdim, evet soyadları bebek'ti, çünkü kapıdaki süste öyle yazıyodu. karşılaştırdım bizimkiyle, bence bizimki daha güzeldi, paydon daha çiykindi. ama gökalp'in teyzesinin de maşallahı vardı şimdi, neyse. sonra ben daha çok ortalığı karıştırmadan, şerbet servis etme elemanı görevime başladım ama annem önce davranıp gökalp'in teyzesine benden önce ikram etti şerbeti, yaktı beni. gerçi şerbetle de olmazdı o iş sanki, merhaba siz de mi partiden sıkıldınız diyemezdim böyle bi durumda. ayıp olurdu. olsun hayırlısı olmuş.

    sonra işsizlik geldi aklıma, lan bi flüt bile alamıyorum ben buna, kaç para lan bi flüt, düşüncelerine daldım. çok şükür çalamıyor da anlamaz fakirliğimi o büyüyene kadar alırım en kralından, süper baba çalarız. olmazsa yutuptan açarız. sevdim seni, umarım ileride, "amca ne garip bi adamsın" demezsin. tamam kız dersen yine severim, ama demezsen daha çok severim ona göre.

    edit: imla.