hesabın var mı? giriş yap

  • bu tip yıllarca halkların kardeşliği, izmirli kızı öpmek vb diye şiirler yazdı, eline fırsat geçince sadece kendisi öpüştü.

    yıllarca batılılara siz doğuya gelmiyorsunuz, hakkari'yi görmediniz diye sitem eden adam muğla/ köyceğiz'de çiftlikte yaşıyor.

    ekşi elmalar filmi hakkari'de geçiyor, izlerken ya bu hakkari ne güzel bir yermiş diye düşünmüştüm meğer köyceğiz'de çekilmiş,

    ee aslan parçası bize kızıyordun niye hakkari'ye gelmiyorsunuz diye ulan sen hakkari'de geçen filmi muğla'da çekmişsin, herkes parayı bulana kadar solcudur.

  • şanlı beşiktaş'ın tarihinde tek maçta giydiği veya hazırlanıp hiç giymediği formalar bulunmaktadır.

    ilk forma 1992-93 sezonundan

    11 nisan 1993 tarihinde trabzonspor ile oynanan maçta giyilmiş. forma tasarımını günümüzde bile görmek çok zor. zira arkadaki forma numarası da yan duruyor.

    görsel
    görsel

    ikinci formayı hemen hemen herkes bilir. 1993-94 sezonu ajax deplasmanında giyilen mor forma. söylentiye göre başkan seba, bu forma tasarımından habersizmiş ve ilk kez maçta görmüş. formayı beğenmeyince bir daha giydirmemiş. çabuk ve sinirle alınan bir karar, forma güzel. hala çok güzel.

    görsel

    üçüncü forma, hazırlandı ama hiçbir maçta giyilmedi. verilen kararı anlamak kolay, çünkü formadan çok antrenman tişörtüne benzemiş. 1998-99 sezonu forması;

    görsel

    hazırlanıp giyilmeyen son forma 1999-2000 sezonundan. sezon başı forma tanıtımında gösterilmiş ama hiçbir maçta giyilmemiş.

    görsel

    formalar, koleksiyoncu bozo murat'ın kitabından derlenmiştir. kendi çapında forma koleksiyonu olan şahsım adına kendisine saygılarımı ve şükranlarımı sunuyorum.

  • emin kanbur; gölgenin bir saatten beri kendisiyle beraber yürüdüğünü söylüyor.

    bakıyorum, video'yu çeken adam da güneşte, mistik gölge de.
    arada güneş almayan bir bölüm var sadece. sis, güneş, ışığın açıları, tayf falan.

    lan kendi gölgesi olmasın o?

  • bir oldu iki oldu içimde biriktirirken üçüncüyü de görünce artık buralara bir yerlere not düşülmesi gerektiğini düşünüyorum. belki okuyan birilerinin hayatına etki eder.

    kişi 1 : 33 yaşında. bir kuzenimin nişanı için çekilecek fotoğraflarda o da yer almak istiyor. fotoğrafçı da ortaya güzel bir şeyler çıksın diye uğraşıyor.. bana bütün gün fotoğrafçı adamın devamlı onunla ilgilendiğini, türlü kaprislerine boyun eğdiğini ballandıra ballandıra anlatıyor. fotoğrafçı adam tabi ki ona gün boyu ''yürümüş'' kibar davranmasının başka bir açıklaması olabilir miymiş. zaten burun estetiği yaptırdığı günden beri kısmetleri çoğalmış. beynim türlü sorular düşünmekteyken ağzımdan çıkan şey ''hmmm, olur öyle'' oluyor.

    kişi 2 : arkadaşım. 25 yaşında. bir okulda öğretmenlik yapıyor. müdür yardımcısının devamlı onunla ilgilendiğini, yardım ettiğini, işini kolaylaştırdığını anlatıyor bana. zaten yapması gerekenler bunlar değil mi diye düşünüyorum içimden, o devam ediyor. resmen ''yürüyor''muş ona. sabah günaydın demeler gülümsemeler filan neler oluyor öyle. hemen sosyal medya arama taramaları yapılıyor ama o da ne adam evli ve daha minicik bir çocuğu var çok da mutlu görünüyor. e peki bu adam neden o zaman iyi dersler hoca hanım dedi ki ? bir terslik var. kızımızın duygularıyla oynandı.

    kişi 3 : arkadaşımın arkadaşı. 26 yaşında. yakışıklı garsonun neden onun sandalyesinin yanından daha sık geçtiğini sorguluyor, ''başka bir isteğiniz var mı'' sorusunun 3 saatlik oturduğu yerden kalkmama sonucu sorulduğunu düşünemiyor ve bunu ilgi göstermek olarak yorumlayıp arkadaşıma ve bana dünyanın en ciddi konusuymuş gibi anlatabiliyor.

    aslında düşündükçe aklıma başka başka olaylar da geldi fakat aşağı yukarı hepsi bu tür şeyler.
    lütfen bazı erkeklerin sadece ama sadece iyi bir insan olabileceğini unutmayın.
    herkes size ''yürümüyor''
    centilmen olan insanlar var.yapmayın etmeyin. arkanızdan güldürmeyin.
    sadece gülmüyorum, üzülüyorum da.

    debe editi : (bkz: oyuncaklar otostopta)

  • türkiye’de hergün yüzlerce adamın düştüğü tezgaha düşen gencin veryansını. olay tanıdık ama gerçekten artık katlanamadığım 2 durum var:

    1) bu polisler ne iş yapar? yani şikayet için gelen adamı, bir şey çıkmaz uğraşma diye telkin edip göndermek mi bu adamların işi? kamelyada çay içip geleni terslemek mi? adam haklıdır haksızdır, şikayetçiyse gereğini yapacaksın. bir şey çıkar çıkmaz onu zaman gösterir. sanki sözleşmiş gibi hepsi aynı tavırda hepsi aman iş çıkmasın kafasında.

    2) ülkenin en haysiyetsiz, namussuz insanları bile ülkenin bugunu bulmuş, ‘seni fetöcü diye ihbar ederim.’ tehditini kullanıyor ve bundan sadece ahlaklı ve namuslu insanlar korkuyor. bu paradoks ne zaman bitecek?

  • durakta iki mavi önlüklü çocuk otobüs beklemektedir
    ç1: geşdimisgün bi baktım otobüsün kalkmasına 5dakka kalmış hemen koştum tam duraktayken yetişdim ama çok bis koşmuşum
    ç2: olum ben geçengün 3dakka kala evden çıktım durağa geldiimde 5dakka vardı