hesabın var mı? giriş yap

  • hiçbir işimize yaramayacak bilgidir. geldim otuz yaşıma gençliğimin ağzına sıçıldı, umudum kalmadı baya baya mutsuz ve huysuz bir tipim neymiş ak parti 'nin büyüsü bozulmuş he canım heee.

  • bu matematik çok çılgın bi şey lan. tamam 2014 olarak ikisiyle de aramızda 16 sene var ama yani ne bileyim. 2030 lan i-k-i-b-i-n-o-t-u-z dile kolay. şunun şurasında kaç sene geçti 98 dünya kupasından. nasıl eşit olabilirler. yaşlanıyor muyuz ne? söyleyin algımla oynamasınlar.

  • baba olacak pezevenk daha elektiğini ödeyemediği evde neden çocuk yapma bokunu yemiştir.
    versinler çocuğu ben bakarım bunların yetiştireceği çocuktan bir hayır gelmez

  • canlıya saygı kadar önemli değildir kuşkusuz.

    kütüphanede eşşekler gibi anırarak konuşuyorsanız mezarlık yanından geçerken müziğin sesini kısmanız nazarımda beş para etmezdir.

  • nükleer enerjiden vuralım dediler, adamın üniversite tezi ‘nükleer enerji’ konulu çıktı, bu da olmadı hdjdjdhdhd gülmekten çıldırıyorum

  • inanılmaz sorumluluk sahibi bir kişidir.

    ayrıca daha önce belirtilen "görüntüsü alınan şeylerin kadrajlarını belirleyen kimse" tanımı, görüntü yönetmeninin yaptıkları içinde afedersiniz komik kaçmaktadır. şimdi olaya kısaca bir bakış atalım:

    görüntü yönetmeninin sorumluluğu pre-production adı verilen çekim öncesi dönemde fiilen başlar. öncelikle elemanın hayvan gibi teknik bilgisinin olması, film ve ışık konusunda en son teknolojileri takip eden ve hatta aşmış bir görüntü yönetmeni ise yeni teknolojiler geliştiren bir adam olması gerekir ki (bkz: janusz kaminski). öncelikle hangi sahnede hangi filmlerin ve ışık sistemlerinin kullanılacağının hesabını kitabını yapar, stokları ayarlar. hangi sahnede hangi kameraların ve lenslerin kullanılacağına karar verir. kullanılacak filmin, ışığın, kameranın ve lenslerin hangi etkileri yaratacağını önceden planlar. bu aşamada yönetmenle ikiz gibi olurlar, olmak durumundadırlar.

    çekim aşamasında ise kameraların ve ışıkların yerleştirimini ayarlar. çekimi yapılan sahnenin kompozisyonunu ve atmosferini düzenler. ayrı günlerde yapılan çekimler arasında görsel olarak devamlılığı sağlamak durumundadır.

    çekim sonrası post-prodüksiyon ortamı ise görüntü yönetmeninin asıl sihrini kullandığı yerdir, zira filmin banyo edilmesi sırasında her sıkı görüntü yönetmeninin yaptığı bir takım trikler vardır ki (bkz: janusz kaminski) bazı sahnelerde oha olmanızın sebebini yaratırlar.

    küçük bir örnek vermek gerekirse, kaminski'nin yaptığı triklerden biri mesela sahneyi normalden 5 kat fazla aydinlatip, diyaframi dibine kadar kismak, sonra banyoda az tutup, tespite sokmadan cikarip, filmin hala gelişmesini sağlamaktır; birtakım insanların photoshopla, after effects'le yaptıklarını eleman banyo işlemi sırasında yapmaktadır, tanrıdır. ayrıca bu eleman panavision'a özel lens tasarlayıp yaptırttığı için mümkünatı yok aynı görüntüleri kopya edemezsiniz. hadi kastınız yaptınız diyelim, elemanın banyo sırasında yaptığı trikleri asla öğrenemeyeceğiniz için yine öyle mal mal bakarsınız :)

    yani görüntü yönetmenliği hem teknik bilgi hem de sanatsal açıdan yetenek ve yaratıcılık gerektiren çok ama çok zor bir iştir, türkiye'de bu işi hakkıyla yapan bir insan duymadım görmedim.

  • ankarayi sevenlerin ankarayi sevme nedenleri mekanlardan cok, o mekanlari paylastiklari insanlardir. bu nedenle ankara da yasamis olanlar ankarayi severler, yasamayanlar degil. denize bakarken sirtinizi donemezsiniz insanlara ankara da. insanin eglencesi gene insandir. yolda, caddede, kisin pis havasinin sizi tiktigi mekanlarda. insan insana duser yani, her anlamda.

  • kaç-ak saray'ın ve devam eden müştemilatının* maliyetinin vatandaştan pompa yoluyla finansmanı gereğidir.

    yoksa devlet başkanı hala 1792 yılında inşa edilen bir binada oturan abd'de benzinin galonu 3 dolarlardan 2 dolarlar seviyesine indi bile!