ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
haluk levent samimiyetsizliği
-
ter kokulu odanızda entry sıçmak yerine az biraz da siz show yapsanız keşke.
paradigm shift
-
insanın da "paradigm shift" dönemlari vardır.belli bir dönemde ve iç kanırtan sancılarla oluşturulan dünya görüşünün duvara tosladığı anlarda(ergenlik sonu,orta yaş,yenilmiş büyük bir kazığın hemen sonrası) kişi kendini yeniden aynı bunalım içinde bulur.bir önceki paradigme yüzünden ouşan hayati problemler bu paradigmanın verileriyle aşılamayınca kişinin kabuk değiştirme zorunluluğu başlar.olgunlaşma adına atılım dönemleri olarak kabul edilebilecek bu dönemler toplumun diğer bireyleri tarafından kişinin gösterdiği depresif tavırlar nedeniyle bir yanlışlık sonucu "x'in kötü günleri olarak adlandırılır.böyle dönemlerde uzun yürüyüşler,dostoyevski ve rachmaninoff iyi gelir.
masa da masaymış ha
-
edip cansever'in siiri..
adam yaşama sevinci içinde
masaya anahtarlarını koydu
bakır kaseye çiçekleri koydu
sütünü yumurtasını koydu
pencereden gelen ışığı koydu
bisiklet sesini çıkrık sesini
ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
adam masaya
aklında olup bitenleri koydu
ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
üç ker üç dokuz ederdi
adam koydu masaya dokuzu
pencere yanındaydı gökyüzü yanında
uzandı masaya sonsuzu koydu
bir bira içmek istiyordu kaç gündür
masaya biranın dökülüşünü koydu
uykusunu koydu uyanıklığını koydu
tokluğunu açlığını koydu.
masa da masaymış ha
bana mısın demedi bu kadar yüke
bir iki sallandu durdu
adam ha babam koyuyordu.
ekrem imamoğlu'nun tabldotu eşitlemesi
-
demek ki önceki başkanlar, belediye çalışanları musakka yerken kendileri antrikotu gömüyormuş.
bunu bize gösteren hadise.
aynen devam başkan
2 nisan 2015 beşler sucuk fabrikası yangını
-
gelin hepiniz itiraf edin, sucuklar o yangında nasıl nar gibi kızarmıştır diye ibnece düşüncelere daldınız değil mi? ben daldım valla, inşallah ölen yaralanan yoktur..
muğla belediyesinin muhteşem restorasyon çalışması
-
muğlalıyım ve sülalem 7 göbek chplidir.
muğla büyükşehir ve ilçe belediyeler tıpkı diğer tüm partilerin belediyeleri gibi rezalet durumdadır. liyakat sıfırdır ve şöförüne kadar torpille işe alım yapılır. beyaz yaka ve teknik bilgi gerektiren bölümlere ise alımlar tamamen seçim dönemi en çok bağışı yapan ailenin ağzından çıkan laflarla olur. örneğin marmaris’te bu aile malatyalı bir kürt aşiretidir. belediyedeki tüm kadrolar muğlalı veya marmarisli olmayan doğulu vatandaşlarımıza verilmektedir. neredeyse tüm ihaleler aynı kişilere verilir, usulünce yapılmaz. örneğin mühendislik bürosu işlettiğim dönemde açılan ihalelerden ya son gün ya da kapanmasına 1 saat kala haber alıyordum. ailem chp’li ve yerli olduğu halde fen işleri 1 saat önceden arayıp ihalemizin süresi bitiyor 1 saat içersinde teklifinizi verin diyordu (mühendislik projesi bu!). son dakikaya kadar hiç bir platformda açıklama yapmazlardı.
özetle chp’nin ve belediyelerinin akpli olanlardan en ufak bir farkı yoktur. yöneticiler aynı liyakatsızlığı ve adam kayırmayı korkunç bir biçimde icra etmektedirler
gördüğünüz gibi restorasyonu yaptıran koca şubede bir tane bile işini düzgün yapan, potansiyeli olan, liyakatli adam yokmuş ki çıkıp da “ağa bu nedir” diyememiş.
yoğun kar yağışında pizza isteyen insanlar
-
ya kardeşim hem insanlara bu hizmeti sunuyorsunuz, hem de vicdan çektiriyorsunuz. sipariş etmese işten çıkarılacaklar, etse "hava durumu kötü ne hadle sipariş geçersiniz?" diye yadırganacaklar. bu hizmet sadece türkiye'de yok ama hiç sanmıyorum ki sipariş veren insanlara bu kadar vicdan azabı çektirilsin.
hava kötüyse yolları, motoru kaliteli yap, kuryeye güvenlik ekipmanları sağla. her yağmurda, karda da şu muhabbet dönmesin artık.
edit: altta bir yazar, konforunuzdan ödün verseniz ölür müsünüz, demiş. olay sadece konfor değil. evde hasta olan insan olur, yemek beceremeyen olur, eve yeni taşınmış, tadilat yapmış o an pişirme mümkün olmayan olur. yemek siparişi sadece koltukta göbek kaşınırken yapılmaz. evet ölümler üzücü ama burda yapılması gereken güvenli yol bulmak. gelip burda hizmeti sunduğunuz insanları suçlayamazsınız.
satürn'ün altıgen bulutları
-
jüpiter'deki devasa büyük kırmızı leke nasıl hayranlık uyandırıyorsa satürn'de de aynı muazzamlıkta devasa bir altıgen bulunmaktadır.
satürn'ün altıgenini ilk kez 1980 yılında voyager gözlemlemiştir. daha detaylı incelemesini 2004 yılında cassini yapmıştır ancak altıgenin gölgede olduğu satürn'ün kuzey kışında istenilen görüntüler elde edilememiştir. 2007 yılında ise satürn'ün altıgen şekli ayrıntıları ile görüntülenebilmiştir.
devasa büyüklükteki altıgen satürn'ün kuzey kutbunda bulunmaktadır. altıgenin neden, nasıl oluştuğuna dair bu zamana kadar pek çok hipotez ortaya konmuştur. son yapılan çalışmalardan biri nature communications'da yayınlanmıştır. makaleye göre altıgen üstünde konumlanmış 7 farklı pus tabakası olduğu tespit edilmiştir. bu katmanların asetilen, propan, propin, diasetilen, benzen, bütan, pentan gibi hidrokarbonların farklı seviyelerde yoğunlaşmasıyla oluştuğu gözlenmiştir. her katman arasında ortalama 7-18 kilometre bulunmaktadır.
satürn'de meydana gelen bu altıgen oluşumunun nedenlerine dair yapılan çalışmalardan bir diğer pnas'ta yayınlanmıştır. yapılan modellemeler altıgeni anlamamıza yardımcı olmuştur. modellemeye göre büyük jet akımlarının birleşip birbirini sıkıştırması sonucu girdap oluşturarak yer çekimi dalgalarının etkisi ile bu şekli aldığı yönünde değerlendirmelerde bulunmuşlardır.
cassini'nin elde ettiği yüksek çözünürlüklü görüntü incelendiğinde altıgenin merkezinde büyük bir kasırga göze çarpmaktadır. merkezde bulunan kasırganın büyüklüğü dünya'da meydana gelen kasırgalardan 50 kat büyüktür. altıgenin içerisinde birçok küçük girdap da meydana gelmektedir. girdapların bir çoğu saat yönünün tersine dönmektedir. beyaz girdap ise altıgenin içerisinde bulunan ikinci en büyük girdaptır.
cassini'nin görevi boyunca bizimle paylaştığı birbirinden farklı altıgen görüntüleri:
bahar
merkez girdap
altıgen ve halkalar
renkli altıgen
88. oscar ödül töreni
-
arkadaşlar ilk oylar doğudan geldiği için bütün ödüller mad max'e gidiyor. daha los angeles sandıkları açılmadı bile, lütfen sandıkları terk etmeyin!!11!1!
teoman'ın tükenmişlik açıklaması
-
sadece teoman'ın değil; tüm ülkenin tükenmişlik hali var. keşke biz de senede 2 ay çalışıp 10 ay kafa dinleyebilsek...
özel okul öğretmenlerinin yardım çığlığı
-
(sonuna kadar okursan minnettar kalırım) son gelen zamlarla beraber özel okullardaki öğretmenler asgari ücretin altında çalışır hale geldı. kendı bulundugum okulla 2 saat maaş zammı kavgası verdim, resmen çocuk gibi dilendim ve mdr. dayanamadı 100 lira daha zam yaptı. evet çaycı abladan 500 lira daha fazla para alıyorum. bu platformda zamanında dokror maaşı az bulundu, devletteki öğrt.maaşı az bulundu ki hepsının de haklı talepleri vardı ancak özel okullarda çalışan öğretmenlerin durumu inanın en berbatı. geçen gün berber bile bana istinaden "yaa ıyı kı de okumadım yoksa arabamı hayatta alamazdım" diyor. adam bana bakarak halıne şükrediyor. bize verilen ekstra angarya işler;mesela haftada 2 gün nöbet tutuyorum, veli aramaları, mesela çocuk evde kitap okumuyor veli fırçayı bana atıyor. bunun gibi yüzlerce durumu sayabilirim. yemin ederim çopten karton toplasam daha mutlu olurdum ama lanet olsun ki bu sıfatı üstünden de atamıyorsun. çevremdeki insanlardan utanmasam vallahi de bilahi de çöp toplarım. yurt dışına işçi olarak 10 defa girişimim oldu ama maalesef hep sonuçsuz kaldı. değerli arkadaşlar destek istiyorum lutfen bu paylaşımı yukarda tutun. bizi bu hale getiren başta akp hükümeti olmak üzere belki biri bizim de sesimizi duyar. artık dayanacak gücümüz, metanetimiz kalmadı.
not:bazı arkadaslar başlıga ya da imla ya takılmıs. arkadaşım haklısın ama lütfen meselenin özüne bak, o daha vahim!
zorunlu açıklama: yukarıda yazdıklarıma bakarak kalıtemle ilgili fikir beyan etmiş arkadaş. bu kanıya nasıl vardın? hadi ben vasatım ulan tüm öğretmenler de mi vasat? sorun şu ki bu olayda bile sen başkasının mağdurıyeti üzerinden mastrubasyon yapacak kadar ahlaksızsın. sen kötüsün hem de en saf halinden.
bir kadından duyulabilecek en ağır söz
-
en ağırı hiç konuşmamasıdır, yokmuşsun gibi davranmasıdır.