hesabın var mı? giriş yap

  • 76 yaşında hayatını kaybeden bilim insanı.

    kendisiyle ilgili sözlükte dönen iğrenç esprilere daha fazla dayanamadım ve hakkında bilgilendirici bir yazı yazmak istedim.

    şimdi biliyorsunuz, stephen hawking'e genç yaşında als hastalığı tanısı koyuldu. ve kendisi bu yüzden tekerlekli sandalyeye mahkumdu ve hatta iletişim için özel bir elektronik cihaz aracılığıyla işlerini görüyordu. tam gün bakım altındaydı. als hastası insanlar genellikle tanı koyulduktan sonra 2-3 sene kadar yaşayabiliyor. s. hawking'e ise 21 yaşında als tanısı koyulmasına rağmen 76 yaşında vefat etti.

    peki ama nasıl olur bu?

    öncelikle als hastalığını biraz tanıyalım: als, bir motor sinir hastalığı olarak biliniyor ve bu hastalığın birden fazla çeşidi var. ayrıca yapılan araştırmalar doğrultusunda hastalığın çoğunlukla kalıtımla ilgisiz olduğu sonucuna varılmış. ciddi bir güç kaybının görüldüğü bu hastalığın altında şöyle bir sistem var: mesela bir hareket yapmak istiyoruz, bunun için kaslarımızın istemli olarak kasılması gerekir. kaslarımızı kasabilmek içinse motor sinir dediğimiz iki grup sinir görev yapar. hareket için beynimizin ilgili bölümden doğan uyarım 1. grup motor sinirler tarafından önce omuriliğe ulaştırılıyor. oradaki başka motor sinirler uyarılır. bu ikinci grup sinirlerde omurilikten çıkarak ilgili kasa gider ve hareket ettirmek istediğimiz kası hareket ettiririz. şimdi als tam olarak bu noktada devreye giriyor: bu kaslarımızı hareket ettirmek için motor sinirlerin ne kadar önemli olduğunu artık biliyoruz. işte bu motor sinirlerde bir harabiyet meydana gelirse kas kasma konusunda bozukluk, kısmi veya tamamen güç kaybı yaşanır. farklı çeşitleri de olan bu hastalık, başlangıcından itibaren 4-6, bazen de on-yirmi yıl yaşamasına müsade ediyor insanın.

    peki birçok insan birkaç sene, belki de 15-20 sene yaşayabilirken stephen hawking nasıl 21 yaşından 76 yaşına kadar bu hastalıkla yaşayabildi?

    bu konuyu sinirbilim doçenti ve pennsylvania üniversitesi’ndeki als merkezi’nin başhekimi leo mccluskey'in açıklamasıyla şöyle özetleyebiliriz: aslında stephen hawking için de doktorlar 25 yaşına kadar ömür biçmişti. bu hastalıkta yaşam beklentisi şu iki şeye bağlı: birincisi soluk alma kaslarını yöneten motor sinirler. buna bağlı olarak yaygın ölüm sebebi solunum yetmezliği oluyor. ikincisiyse yutma kaslarının bozulması sonucu ortaya çıkan yetersiz beslenme ve sıvı kaybı. bu iki durum als hastalığında görülmez ise, ortalamadan çok daha uzun bir süre yaşayabilir. yani bu imkansız bir durum değil. leo mccluskey, ayrıca hastalığının seyrinde görülen bu durum için muhtemel sebep olarak hawking'in beyninin motor dışı bölümlerinin korunduğu çok iyi bir örnek olarak açıklamış. demin saydığım yetersiz beslenme ve sıvı kaybı sıkıntıları yaşanmazsa kişi olduğundan da uzun yaşayabiliyormuş, tıpkı hawking gibi. ama hastalığın seyrinin bu şekilde ilerlemesi als hastaları arasında oldukça nadir görülüyormuş. yine de bu hastalıkla ilgili umut verici bir gelişme olarak sayılabilir.

    ne kadar pozitif, hayata bağlılığı olan ve de özel bakımlar eşliğinde bir hayata sahip olsa da bunların hawking'i 76 yaşına kadar yaşatmış olan sebepler olarak bunları da sayabilir miyiz? leo mccluskey bu durum için bir muamma diyor. yani bununla ilgili kesin bir araştırma sonucu yok. sonuç olarak hastalığın her kişide farklı bir seyri var ve bu yaşam süresini belirleyici faktör olabiliyor. hawking'de özel ve nadir bir süreçle bu yaşına kadar gelen bu şanslı insanlardan biri.

    - kaynak: https://www.e-psikiyatri.com/…e-als-hastaligi-61300

    - kaynak: https://www.als.org.tr/als-mnh-nedir-1

    - kaynak: https://www.scientificamerican.com/…en-hawking-als/

    - kaynak: https://evrimagaci.org/…r-yasina-kadar-nasil-yasadi

    edit: ayrıca g shark'a özel teşekkürlerimi buradan sunuyorum..

  • cumartesi sabahı erken bir saate "hadi moonstruck'a gidek" diye gittiğimiz, moonstruck'ın kapanıp yerine buranın açıldığını görünce üzülüp "e kahve içek bari" diye oturduğumuz yer..

    sabah erken bir saat olduğu için bizden başka kimse yoktu. siparişimi verdim "iki latte, bi kek, bi çiizkeyk.." adımı sordu. ukala ekşici bir piç olduğum için "bi kişi var zaten" dedim. neyin peşindesin mına koyim?

    siparişimi alıp masaya oturunca kasadaki çocuğun içime sokup çevirdiğini anladım:

    http://i.imgur.com/u7czz.jpg

    herif incici piç çıktı.

    inşallah bir gün bütün starbucks senin olur. ışığın hiç sönmezin, yıldızın parlasın.

  • kutlamayın arkadaşlar, hayır çıktığında provokasyon olma ihtimali çok yüksek.

    oturun oturduğunuz yerde. ümit özdağ aylardır bas bas bağırıyor kontrollü kaos planı var diye.

    taşkınlık yapmayın, taşkınlık yapana mahal vermeyin. itidalli olun.

  • fabrika yapılsa, 63.000 kişi iş sahibi olabilirdi. madem atıl duruyor, sokakta kalanlara açsınlar camiyi, boşuna sıcak ve ışıklar yanıyor. israf olmasın hiç yoktan.

  • annem an itibariyle bursa'da haftada ortalama 5 kişinin korona pozitif çıktığı bir tekstil fabrikasında ihtiyacımız var diye korka korka çalışıyor. bugün döviz artışı sebebiyle günlük yevmiyesinden çok zarar ettiğinden haberi olmadan çalışıyor garibim.

    babam evde emekli. maaşı günlük 9 dolar gibi bir rakama tekabül ediyor ki kendisi şanslı sayılabilir. o da bugün maaşından tl bazında iki gün kaybettiğinden habersiz.

    ben evden çalışıyorum işe gireli 8 ay oldu. işe girdiğimde 1000 dolardan fazla maaş alıyordum. döviz artışı sebebiyle bir kaç aydır alamıyorum. ayda 400 dolar kaybım var ortalama. 8 ayda toplam 3200 dolar kaybetmişim. yani güncel kurla sadece 8 ayda 25.000 tl'yi hükümetin propaganda bültenine vermişim.

    ağustos ayında nişanlandım önümüzde düğün var ve sadece 8 ay gibi kısa bir zamanda cebimden 25.000 tl yi hükümetin politikaları almış. anamın babamın ve benim emeklerimize yazık olmuş. bu adamlara oy verenlere ve hala savunanlara hakkımı helal etmiyorum.

    işte öyle bir kurdur.

  • 2015 yılında söylenmiş utanç dolu ifade.

    söyleyene de bir mesajım var:

    o paraları sizden çatır çatır geri alırız sümeyye, ama kalan 3 - 5 de sen böyle düşündükçe burak ve bilal'e gidecek, tehlikenin farkında mısın?

  • anlayamadigim icin gerizekali olduguma kanaat getirdigim espri. 4 bacak yapmak ne lan

  • 95 sonrası sürpriz sonlu psikolojik gerilim filmleri furyasının şimdiki zamandan güzel bir halkası. görsel efektlerin kullanımı biraz "arap yağı bol bulmuş" havası verse de lynch vari bir detaycılık, hayal-gerçek arası kafa karışıklığı, illa da karamsar atmosfer ve başrolleriyle öne çıkan bir film. bir de sahne geçişleri çok yaratıcı olmuş. izleyen ne olduğunu anlamadan hop orda hop buluyor kendini, ne güzel.. ewan mcgregor'un kısa pantalonu ile ilgili herkes atıp tutuyor ben de atayım bir tane: adamın kıçından bir saniye olsun çıkmayan sarı ve kısa pantalonu bana daha çok trainspotting'e gönderme gibi geldi. aynısı lan!