hesabın var mı? giriş yap

  • sağlam irade, güçlü ekonomi masallarıyla insanları uyutan iktidarın zamanında gerçekleşmiştir. tabi kitlesi "ben hep 3 aldığım için beni etkilemiyor ehue ehue"cular olanın ekonomisi de aynen böyle olur. daha da artması öngörülen, yıl sonu 3.45'i göreceği düşünülen değerle karşı merkez matematik kurulu acil kararlar almalı. aksi takdirde ne kadar biyoloji alanı etkilenmeyecek olsa da fizik ve matematik alanlarında kartlar yeniden dağıtılacak gibi duruyor.

  • 18. yüzyilda soylu egemenliginden çikmis olan sanat, aslinda, soylu begenisinden çikarken beraberinde kaliplari da kiriyordu. 18 yüzyilda o güne degin belirlenmis ve kati olan tanimlar degisiyor, aslinda sanat bir sinifin elinden baska bir sinifin eline geçiyordu. burjuvazi ekonomik hayati ve bununla paralel olan sanati eline geçirirken beraberinde kendine özgü olan begeni anlayisinin da sanatta karsilik bulmasini istiyordu.tragedya, komedya gibi türler geçmisin raflarina kaldirilirken yerine "gözü yasli komedya, duygusal dram" gibi türler -baska bir deyimle ile ara türler- ortaya çikiyordu. iste "grotesk" kavraminin yolculugu iste bu noktada basliyordu.kesin kaliplari kirilmis olan sanatin artik farkli bir noktaya gitmesi kaçinilmazdi. alman idealist felsefesi kökenli kaliplari kirilmis sanat gündelik olana daha çok yaklasirken, "romantik akim" çerçevesindeki izlekte evrenin uyumu gibi felsefi söylemler sanatta hemen karsiligini buluyordu. evrenin içinde iyi ile kötü güzel ile çirkin iç içeydi. sanatçi ise evrenin bu uyumunu görebilen yegane kisi idi. o zaman sanatçi evrenin uyumunu zaten dile getirirdi. yani çagin özelliklerine uygun olarak gelismekte olan ve çagdas çeliskileri içeren "romantik dram" vasitasiyla dogadaki güzel - çirkin ve iyi ile kötü karsitligini ve birlesimin ifadesi olan "grotesk" i ortaya koyardi.yani saf bir deyis ile grotesk olan karakter üzerinde söyle bir karsilik buluyordu: dis görünüs itibari ile güzel bir kisinin, kötücül bir tutum sergilemesi, dis görünüs itibari ile çirkin bir kisinin, son derece iyi yürekli biri olmasi gibi. (örn: dorian gray'in portresi) klasik sanatin kaliplarina ve idealizmine karsit olarak karsitlarin uyumu olan grotesk kavrami iste böylesi bir noktada ilk olarak karsimiza çikar.günümüzde kullanilan "grotesk" kavrami ise artik türün gereginden veya tarifi reçetelerle anlatilabilecek bir düzeyden çikip çagin özelliklerine uygun bir tanimda kullanilmaktadir.

    çagin kosullari nedeniyle ortalamadan üstün bireyin içinde bulundugu ortalamayla ya da toplumla uyusmazligi sebebiyle içinde bulunulan hal grotesk kavraminin içindedir. bunda gülünç olan bireyin uyusmazligidir. ayni zamanda bireyin savundugu, temsil ettigi degerin yikimi açisindan da aciklidir. çünkü birey uzun zamandir unutulagelen bir degerin pesindedir. özden ziyade biçime endeksli bir düsünüsten olay öze dogru kaydiginda bireyin haklilik payi ortadadir. ama biçime kayan bir bakisla bakildiginda durum tuhaf abartmali ve sasirtici gözükür bunun için de gülünç olan ortaya çikar. yani, ortada yabancilasmis bir birey ve bu podoksu yaratan ve bireye her halükarda çikis yolu kapatan bir toplum söz konusudur. kisaca bagdasmaz çeliskili bir varolus savasimidir. oyun kisileri'nin her biri kendi açisindan bakildiginda haklidir fakat, oyun bas kisisi bu paradoksta erimeye mahkumdur.dürrenmatt, grotesk'i oyunlarinda sikça kullanan bir yazar olarak karsimiza çikmaktadir. aslen ?sviçreli olan yazar yasadigi ülke açisindan bu paradoksu en iyi anlayan yazarlardan olmasi bir tesadüf degildir. fizikçiler adli oyununun bas karakteri olan "mobius" büyük bir bulus yapmasina ragmen toplumun kosullari bakimindan kendisini bir akil hastanesine kapattirmis, hatta ailesini bile -insanlik ugruna- kaybetmeyi göze almistir. ?lk basta saka gibi baslayan tuhaf olaylar dizisi daha sonra ciddiye dönmüs, möbius yine toplum sartlari nedeni ile sonuçsuz kalmistir. ortaya çikan durum bir açidan bakildiginda komik, baska bir açidan bakildiginda ise vahimdir. yan ögeler toplumu destekledigi halde möbius yalniz kalmistir.yine dürrenmatt'in büyük romulus adli oyununda grotesk'i tam anlamiyla görmek mümkün. olaylar abartili bir sekilde gözükse de atilan dügümler, daha sonra bir yere kaotik bir noktaya varir. tavuk yetistiricisi büyük roma imparatoruna kizarken, daha sonra diyalektigin diger ucunun agir basmasiyla hak vermeye baslariz. roma imparatoru büyük romulus, roma imparatorlugunun yikimini kendi elleri ile hazirlarken kendi toplumunun daha önceden yaptigi haksizliklara, döktügü kanlara karsin kendini sorumlu hissetmis, baskaldiriyi eylemsizlik olarak ortaya koymustur. cezaya tek basina katlanmaya razidir fakat toplum, öyle bir kaotik ortam yaratmistir ki, buna bile ulasamaz.kisacasi "grotesk" çag içerisinde bir anlam degisikligine giderken, çagin özelliklerini de beraberinde getirmistir diyebiliriz

  • mutluluğuna imrendiğim ve krallığının devamını dilediğim adamdır.
    bu başlığa da hemen damlayan, para için ruhunu satabilecek, başkasının mutluluğunu küçümsemeyi marifet sayan dallamaları kale almamasını dilerim.

  • sneijder ağlıyor diye dalga geçiyorlar, ülke gençlerinin zeka seviyesine gel amk.

    ağlamak; hakem kötüydü, penaltımızı vermedi, hakkımızı yiyorlar, ofsaytı görmedi dersen olur. adam çıkmış çatır çatır "taktiğimiz yok, doğru düzgün antrenman yapmıyoruz" diyor.

    sağa sola değil, bizzat bize sallıyor kardeşim, yani burda sana bok yemek düşer.