hesabın var mı? giriş yap

  • "hanedanın erkek üyelerine ülkeye dönüş yasağı 1974'te kalkmasına rağmen türkiye'yi ilk kez annesinin ısrarıyla 1985'te ziyaret eden osmanoğlu, sonrasında her yıl düzenli olarak türkiye'ye geldiğini ancak yerleşmeyi hiç düşünmediğini ifade etmişti"

    ulan hale bak, atasının torunu bile atasının topraklarında yaşamak istemiyor, sonra biz gidelim deyince vatan haini oluyoruz.

  • --- spoiler ---

    "ne mal bıraksın, ne mülk bıraksın, hepsini değeri varken, hepsini satsın gitsin"

    --- spoiler ---

    kime satalım hocam? ölmesini istediğimiz birisine mi?

  • feminazi bazı yazarlar kadının tarafında. yemedim falan diyor. parayı vermediğinin görüntüsünü istiyor. ulan videodaki kadın bile parayı verdiğini iddia etmiyor sen burada kadını savunuyorsun.

    10/10 rezalettir. kadının kendi çevresinde kesinlikle linç edilmesi gerekir. gecenin 11 inde ekmek parası için çalışan adamı sen nasıl kullanırsın ya?

  • hügo almeida'nın şut atabilen, çalım atabilen, driplingi olan, omuz omuza mücadele edebilen, kafa topuna çıkan(düşmeyen), takım oyunu oynayan, son vuruşu olan, pas özelliği olan, verkaçı bilen, pozisyon bilgisi yüksek, özgüveni yüksek, bire birlerde etkili, bire ikiyelerde daha etkili, iletişimi kuvvetli, kariyerli, finishing özelliği yüksek, namazında niyazında olan versiyonu.

  • çok değil bundan 10-12 sene öncesine gidildiğinde görülecektir ki letonya'ya elendikten sonra ya ben 2002 dünya kupasında 2003 konfederasyon kupasında bu takımı üçüncü yaptım "it is the football, that is the football" diyip aradan sıyrılıp devam etmek varken "şerefiyle" istifa etmiş teknik direktördür. belki vizyonsuzdur ama şerefli bir "adamdır".

  • (bkz: mustafa kemal atatürk)

    debe editi: arkadaşlar, bugün ağrı'da bulunan cengiz çıkrık ortaokulu'nun kitaba ihtiyacı olduğuna dair mesaj aldım. ekşisözlük ahalisi olarak yardımcı olmak isteyenler olur diye mesajı olduğu gibi paylaşıyorum.

    "ağrı/patnosta bir okulda türkçe öğretmeniyim. okulumuzun maalesef ki bir kütüphanesi yok. öğretmenler odasında küçük bir kitaplığımız var ama içi boş. uzun zamandır bu gruptaki paylaşımları takip ediyorum ve grup içindeki dayanışmayı oldukça beğeniyorum. bu konuda kimler bize yardımcı olur diye düşünürken birden siz değerli arkadaşlardan yardım isteme fikri geldi aklıma. 5,6,7 ve 8. sınıf düzeylerine uygun; kullanılmayan, bir köşede okuyucusuyla buluşmayı bekleyen hikaye ve romanlarınızı bize ulaştırabilirseniz hem ülkemizin okuma kültürüne katkı sağlar hem de okulumuzdaki bu eksikliği tamamlamış olursunuz.
    ağrı/patnos "merkez ptt" veya cengiz çıkrık ortaokulu olarak gönderebilirlermiş.
    iyi günler diliyorum."

  • alman donanması kriegsmarine 1942 yılından itibaren başına gelen her kötü olayda oldukça paranoyak davranarak, halihazırda kullanımda olan enigma kod kitapçıklarını, makinada ana şifrelemeyi yapan 26 telli rotorları değiştirmiş ve güncellemiştir.

    1944 yılında yapılmış bir şifreleme işlemine göz atarsak olayın artık nasıl bir manyaklık haline geldiği daha kolay anlaşılır:

    örnek olarak şifrelenecek düz metin

    "geleitzug 16-20 dampfer
    quadrant ca 91 33 (90 133)
    u-999"

    olsun.

    şifrelenmeye başlanmadan önceki hali bile şifre gibi olan bu düz metinde denizaltımız u-999, haritanın ca 9133 gridinde 16 ila 20 gemilik bir konvoy bildiriyor.

    bu düz metin haldır huldur enigmaya girilmiyor. önce signal subayı satzbuch denilen converting kitapçığını kullanarak her biri bir satır kaplayan cümleleri şifrelemeye uygun figürler haline getiriyor. metin bu işlem sonucu :

    geleitzug 16-20 dampfer = 0512
    quadrat ca 90 = 4545
    133 = 8152

    haline geliyor. bu düz 4 haneli rakamlar alındıktan sonra şifre subayı schlusselzahlentafel isimli kitaptan rakamlara, hangi gün, hangi 4 haneli rakamın eklenileceğini buluyor ve düz metni henüz enigmaya girmeden ikinci kez şifreliyor. bu sistemi de gösterirsek :

    0512 4545 8152
    0384 0384 0384
    ---------------------
    0896 4829 8436

    sonuç olarak signal subayı elde edilen bu 4lü figürleri buchgruppenheft kullanarak 4lü alfanümerik kodlara çeviriyor. yalnız bu kağıt üzerindeki işlem sonucu henüz enigma şifrelemesine girilmeden bile kriptolama oldukça karmaşık bir hal alıyor. bletchley park'taki kod kırıcılar bu sözkonusu (her iki ayda bir değişen) kod kitaplarını ele geçirmeden yalnızca etrafa bakıp dua ediyorlardı. bu son kriptolama sonrası mesajın aldığı hal şu şekilde görünecektir, sonda denizaltının değişmeyen üç haneli trigramına dikkat edin :

    0896 = zldp
    4829 = oyak
    8436 = wikw
    u999 = lqx

    bu mesajla enigma başına oturan subayımız mesajı schlusseltafel m algemein - innere einstellung denen bir yöntemle 3 rotorlu standart enigma usulü şifreleyecek ve ardından ele geçen kodu plug girişleri ve key numaralarını yine farklı bir kitaptan değiştirerek 8 rotorlu olarak 1944 mayıs enigması (aussere einstellung) ile ikinci şifrelemeye tâbi tutacaktır.

    enigmaya giren ve alabildiğine şifrelenen kod şu hale gelir:

    qrle atmg sikr qdx

    ve bu kodla beraber karadaki deniz kuvvetleri enigmasına ulaşan mesaj şu şekildedir :

    ßß
    rdf
    qrle atmg sikr
    qdx
    rdf

    a- tokalaşma sinyali
    b- şifrelenmemiş o günün kenngruppe trigramı
    c- şifrelenmiş mesaj
    d- şifrelenmiş imza
    e- tekrar edilen şifrelenmemiş kengruppe trigramı bulunur.

    bu mesajın decypher edilmesi uygun ekipmanla 20 saniye sürer ve verilen yanıt dakikalar içinde aynı işlemlerden geçerek denizaltıya geri döner. 10-12 dakika su üstünde kalan denizaltı ne yapması gerektiğini bilerek tekrar dalar. raporunu vermiş emirleri almıştır.

    ayrıca eğer deniz kuvvetleri komutanlığının kaptana bizzat söylemek istediği bir şey var ise cevap mesajında araya bir de sonderschlussel şifrelemesi girecektir ki o apayrı bir konudur, 3 kez decypher edilmiş bir mesaj kaptana yine şifreli olarak iletilir ve o da kamarasında kilitli tuttuğu bir başka code book ile mesajı şahsen okur.

    bir gün biri çıkıp da alan turing neden büyük bir insandı diye sorarlarsa bütün bunları çözdü ondan deriz. ya da demeyiz işte ne bileyim o günkü halet i ruhiyemize bağlı olarak.

  • şu ana kadar görebildiğimiz kadarıyla uzayda canlı yok demek, okyanus sahilinden çay kaşığıyla aldığımız suya bakıp, okyanusta balık yok demek gibidir.

    toplum baskısı editi: bu sözü benden önce neil degrasse tyson söylemiş olup, ben sadece fincan yerine çay kaşığı, balina yerine balık koyup ifade etmiştim. ancak yine de intihal yapmaktan yakalandık. sabaha kadar uyumayan eksisözluk bekçilerine ve favcılarına teşekkürler.

    saatiniz yok mu sizin olm..t

    ertesi gün editi: çok arkadaş bu sözün carl sagan a ait olabileceğini söyledi. valla bana da dert oldu.

    epey sonra editi: bu tanımı neil degrasse tyson'un star talk adlı radyo şovunda yapmış olabilme ihtimali son derece yüksek. araştırmalarım buraya kadar geldi dayandı:

    şöyle demiş üstat:

    "ıt’s like taking a scoop out of the ocean with a cup and saying there are no such things as whales because there are none in my cup."