hesabın var mı? giriş yap

  • hiçbir şeyin sonu değil diyen arkadaşlara anlatayım. herkes için bu dediğiniz şey geçerli değil. 25 yaşında okulumu bitirdim. 26sında askere gittim. 27 yaşında iş aradım bulamadım. bulamayınca da 1 sene bütün iş durumlarını kenara atıp sadece kpss'ye odaklandım. dedim ki ben 1 sene bu sıkıntıya katlanıp gerekirse tüm kitapları tarayacağım ve çalışacağım. ortamım değişsin diye de 8 sene yaşadığım erzurum'dan kalkıp izmir'e taşındım. ekim ayında başladığım maratonda sınava kadar pek çok kitabı aldım, her yayından soru çözmeye çalıştım. temmuz ayının 5'ine geldiğimde yaklaşık 35000 soru ve 50'ye yakın deneme çözdüm. son 1 ay her gün dersaneye gidip sabah 8, akşam 5 ders çalıştım. akşam da eve gelip deneme çözmeye veya konu tekrar etmeye çalıştım. benim gibi ders çalıştığını bildiğim türkiye'nin muhtelif yerlerinde en az 10 arkadaşım var. hepimizin tarih neti 15 net civarında.

    demem o ki belki hiçbir şeyin sonu değil ama hiçbir bokun da başlangıcı değil. halbuki ben 1 senelik emeği bir şeylerin başlangıcı olsun diye vermiştim. şu an 1 sene önceye geri döndüm. ösym soru komisyonu zaman makinasını buldu, bilmem kaç bin öğrenciyi 1 sene öncesinin hayattan hiçbir beklentisi olmayan tiplerinde geri döndürdü.

    gerçekten müfredatta ve geçmiş senelerde olduğu gibi sorular olsaydı da yapamasaydım anlardım. yani "buraya çalış" dedikleri yerlerde çalışmadığım ya da gözden kaçırdığım bir yer olsaydı kimseye kızma hakkım olmazdı. şimdi kızma hakkım var ama ben kızdıkça o kurum üste çıkıyor. din, iman bilmem ama insan hakkı diye bir kavram var. onun cezası da bu dünyada çekiliyor. hayatım boyunca hiç beddua etmedim ama şimdi eğer yukarıda biri varsa ve insan hakkını önemsiyorsa umarım bunca insanın emeğini hiçe sayanların cezasını kendi çocuklarından çıkarır. yazık bunca emeğe, paraya, insana.

  • 2010 yılındaki referandumda iktidara destek verip yetmez ama evet diyerek, tek adam rejiminin yolunu açan anayasa değişikliklerinde pay sahibi olan minik serçe lakaplı sanatçımız, bugün aynı iktidarın destekçileri tarafından hedef haline getirilmiş, şarkı sözlerinden dolayı tepki görmüş.

    hangi zihniyete evet dediğini sanırım iyice anlamıştır kendisi.

    minik serçemiz ve sabah gazetesinin haberine göre : (bkz: iki cihanda lekeli)

  • link
    satır başları:
    *kaftancıoğlu'nun bugün yaptığı açıklamaya cevaben: "81 il başkanının aynı fikirde olduğunu düşünmüyorum. açıklama dört il başkanına ait"

    *muhalefet bileşenleri olarak 21 yıllık iktidarın en zayıf olduğu bir dönemde hem meclis hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettik.

    *vatandaşın değişim talebine cevap veremedik. iktidar değiştirecek bir güven ve umut yaratamadık.

    *çaresizlik ve ümitsizlik türkiye'yi, giderek muhalefetsiz bir otoriterliğe doğru sürüklüyor. dünya örneklerinden biliyoruz ki, muhalefetin etkisiz ve zayıf olduğu demokrasiler yaşayamaz.

    *muhalefetsiz rejimlerde vatandaşlar iktidarların merhametine terk edilir. toplum bizden esaslı bir değişim bekliyor. bu değişimi gerçekleştiremezsek ne vatandaşların beklentisini karşılayabiliriz ne de bulunduğumuz mevzileri koruyabiliriz.

    *bir bütün olarak kendimizi, partimizi, muhalefeti yeniden inşa etmemiz en acil ve en hayati ihtiyaçtır. sadece vitrinimizi ve söylemimizi değiştirmek yetmez.

    *değişime direndiğimiz her dakika toplumla aramızdaki mesafe açılıyor. muhalefette yaşanacak yenilenme yeni bir ittifak mimarisinin kurulmasının da anahtarıdır.

    *değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştiremez. ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz.

  • tıkalı trafikte gitgide müşteri-taksici arasında kankavari bir durum ortaya çıkmasını normal karşılamakla beraber, kimi zaman bu muhabbetler uzuuun bir sessizlikten sonra aradaki evreleri atlayıp bodoslama bir "bacım kaaarrrdeşim dert ortağım" tribine geçiyor ki, tamamen insanı bunalıma sürükleyen istanbul trafiğine veriyorum durumu.

    4. levent saat 18:05
    cfg: iyi akşamlar hedeye gidebilir miyiz?
    tks: tabi abla

    18:25 levent - trafikte kıpırdamıyoruz. arabesk bi müzik eşliğinde sessizliğe bürünmüşüz.

    18:30 zincirlikuyu - susuyoruz.

    18:40 hala zincirlikuyu. hayatımızın böyle geçeceğini düşünmeye başlamışkeeen:
    tks: abla ben boşanıcam
    cfg: aaa yapma ayol!

  • bir suru ilginc, tuhaf seyle dolu kosk.

    yazilanlara ek olarak diger bilgi ve rivayetler soyledir: kara-deniz her yeri gozetleyebildiginiz (ama hicbir yerden gozukmeyen) bu koske silah ve uyusturucu getiren gemiler koskun yerini bilmedigi icin o bolgeye yaklasinca isiklarla sinyal verirmis. sinyali alan pavilides adamlarini gonderir alisverisi yaptirirmis.

    bahcesinde insa edilmis tas bir yapi vardir, burada pavilides'in ibadet ettigi soylenmektedir. pavilides kisa boylu oldugu icin bu tas yapi oldukca kucuktur, bircok kimse icine girmek icin egilmek zorunda kalir.

    bahcede bulunan kucucuk amfi tiyatro seklinde dizayn edilmis bir alanin ortasinda, sesinizin yanki yapmasini saglayan bir tas oldugu dogrudur. ama tasin uzerinde koske dogru belli bir acida durmaniz ve alanin etrafinin cok dolu olmamasi gerekmektedir, aksi takdirde yanki olamayabilmektedir. gercekten de bir avukatin hitabet calisabilecegi mukemmel bir duzenektir. sesinizin geri gelmesiyle kendinizi korku filmlerindeki gibi hissedebilirsiniz.

    calisma odasinda binlerce kitap vardir ve cogu birbirinden farkli konudadir. calisma odasindaki sandalyenin ozelligi, oturmaya basladiktan sonra sertlesmesi ve yaklasik bir saat gectikten sonra oturulan yerin duvar sertligini almasidir. bu haliyle pavilides'in uyuyakalmasini onledigi soylenir. yine ayni odadaki perdenin ozelligi ise ses gecirmez kapi niteliginde olmasidir. gercekten de perdeyi biraz araladiginizda bile birden bire disaridan gelen sesler saskinliga neden oluyor.

    evdeki deprem odasi olarak bilinen cocuk odasi binaya sonradan ilave edilmistir. iki oda arasindaki gecis kismina dikkatle bakilirsa sonradan eklendigi acikca bellidir. pavilides cocuklari cok severmis ve ozlem duyarmis, o nedenle cocuk misafirleri icin sonradan ayri bir oda yaptirmis.

    evdeki denge heykeli ise ufak bir depremde bile dusmekle kalmaz, koskun her yerinde esit derecede duyulan bir ses cikarirmis. heykelin altindaki ortu kaldirildiginda heykelin bir kez dustugu ve dustugu yeri deldigi gorulebilir.

    pavilides'in evdeki tek resmi ayni zamanda dunyadaki tek resmidir. bu resimde kafasinda fotr sapka, agzinda yanan sigara ve yuzundeki alayci gulumsemeyle yakisikli bickin delikanli portresi cizmektedir.

    pavilides'in koskunde iki yatak odasi vardir. bir odada, onunde ibadet ettigi, arka tarafi her acidan gosteren kucuk (avuc ici kadar) aynali bir sus vardir. degisik acili bu aynalarin amaci pavilides ibadet ederken arkadan gelecek herhangi bir tehlikeyi aninda gormesini saglamaktir. diger yatak odasinda ise iki yatak birlestirilmistir (iki kisilik buyuk bir yatak yerine). bunun nedeni gerektiginde yataklarin kolayca birbirinden ayrilmasi ve arkadaki gecide hemen girilebilmesidir. rivayete gore pavilides kactigi zaman bu tunelden gecmis, onceden yaptigi plana gore tunelin ortasinda bulunan bombayi patlatarak ne tarafa gittiginin ve tunelin nereye ciktiginin anlasilmasini imkansiz kilmistir. yine rivayete gore italya'daki bir mafya toplantisi sirasinda arkadaslari tarafindan oldurulmustur.

  • 40 yaş üstünden bildiriyorum, hayatımızın hiçbir döneminde artık yaşlandım şunu yapmaya başlayayım, şunu artık yapmayayım veya artık annem/babam gibi davranayım demiyoruz. size çok şaşırtıcı bir şey söyleyeyim, bizim anneanne saçı, anne terliği, babaanne ayakkabısı filan dediğimiz şeyler o insanların gençliğinde kullandığı şeyler. 1950lere ait bir film izlediğimde ilk düşündüğüm şey "neden bütün genç kadınlar nine saçı ile geziyor" olmuştu. sonra anladım ki nineler gençliğinde saçını nasıl yaptı ise yaşlıyken de öyle devam ediyor. yani ben hayatım boyunca kot giydim, 90 yaşında da giyeceğim. yaşlandım deyip tayyör giymeye başlayamam. güzel değil, rahat değil, ben değil. aynı şekilde konuşmayı sevmiyorum, hayatım boyunca hep mesajla iletişim kurdum. bundan sonra da öyle olacak.

  • başlık: eksi 40 derecede donmak üzere olan arkadaşınız

    1. karınızı siksin mi?
    2. eksi 40 derecede kaldırabilecekse helal olsun o adama, gelsin tüm sülalemi siksin.

  • fenerbahçe ile oynanacak süper kupa maçının centilmence geçmesi temennisini "şunun bilinmesini isterim ki, yıllar sonra birer delikanlı, birer genç kız olacak miniklerin 'soma için oynanan finali hatırlıyor musun ne kadar güzel bir gece olmuştu' demesi beni tüm zaferlerden daha çok mutlu edecektir." diyerek dile getirmiş güzel insan.

    şu kirlenmiş türk spor camiasına ne kadar örnek olur bilinmez ama umuyorum ki güzel bir iz bırakacaktır bu topraklarda.

    edit: bırakamadı.