hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: mcdonaldization) sonuçlarından biridir. kapitalist abiler , şirket kartelleri ve özellikle dünyayı yöneten bankerler sayesinde bütün ülkelerin geleceği son noktadır. büyük bir çoğunluk her zaman asgari ücretle çalıştırılır.
    bu abiler için zaten gini coefficient pek önemli bir şey değildir. (bkz: gini katsayısı) 700-900tl asgari ücret alanların zaten fazla kültürel aktiviteleri de olamayacağı için sistemi eleştiremezler. böylece :

    * zengin daha zengin olarak istediği politikacıyı başa getirir.
    * politikacılar koyunları güder ve oyları toplar.
    * zengin abiler ve politikacılar mutlu mesut yaşarlar.
    * asgari ücret alanlar da sistem ve din kölesi olup çükleriyle oynarlar. çoğalırlar. öbür tarafta kendilerine vaat edilenlerin hayaliyle yaşarlar ve mutlu olurlar.

    kurtar bizi (bkz: bombacı mülayim)

  • diplomatik nezaketsizliktir. direkt olarak johnson da tayyip'in elini omzundan çekmeye çalışıyor, çünkü bu karşı tarafa üstünlük kurma gösterisidir ve bunun bir parçası olmak istemiyor.

    neyse hiç şaşırtmıyor dünya liderimiz.

    edit: bunu zaten olması gereken bir şey olarak görenlere şöyle söyleyeyim. ikili görüşmelerde evet vücut dilleri bu amaçla kullanılıyor. ancak hiç bir şekilde olayla haberi olmayan birine yapılması nezaketsizliktir. arkasından kulak da yap o zaman. hatta nah çek. adamın haberi yok ne oluyor bitiyor. bak zekayı kullanınca iyi ve kötü ayrılabiliyor.

  • orası kadıköy olduğu için yaptığı hareket kabul edilebilir(miş).

    mal olmanın bu kadarı, ahlaksız adamın ahlaksız destekçileri, fanatizmine sokayım senin...

  • en çabuk unuttuğunu en kolay hatırlıyor insan, çok acayip. bir insanın kokusunu kaybediyorsunuz ilk, görüntüler ya da kelimeler gibi değil koku, düşününce bir şekil veremiyor, bir tadı yakıştıramıyorsunuz kokuya. ama aradan seneler geçse bile birden anımsatan başka bir koku duysanız bile resimleriyle, cümleleriyle birlikte geliyor o koku geriye. ameliyatla alabileceklerini bilsem beynimin yarısını feda ederdim koku hafızamla birlikte. hatta işlevine bakıyorum da hepsini alsınlar beynimin, fesleğen gibi oturayım öyle pencere önünde tertemiz kafayla.

  • yakında sevgilimle yaşadığım ufak bir tartışma neticesinde çıkıp demeç verip azarlamasından korktuğum birinin sözleri. kadına karşı şiddeti kınayanı, kınayan biri...

  • eski dünyanın en büyük ve kusursuz dahilerinden heykeltraş, mimar.. m.ö 490-431 yılları arasında yaşamıştır. argos'ta bulunan hageladas heykeltraş okulunda okuduğu, yunanlı büyük devlet adamı perikles ile yolda yürürken çarpıştıkları ve dost oldukları anlatılagelmiştir.. fidyas için bu çarpışma büyük bir nimet olmuş, yaşamı boyunca perikles'nin maddi manevi desteğini almıştır.. yaşamış en büyük 11 dahi içinde ki puan averajı 808 dir.

    dünyanın 7 harikasından biri olan zeus heykelini altın ve fil dişinden yaparak bitirmiştir. (bu heykelin sonu istanbul'da sonlanmıştır..) dönem teknikleri ile fil dişini tabaka haline getirebildiği söylentisi mevcuttur. bir ziyaretçi fidyasın bu eseri için, size boyutlarını anlatabilirim, fakat uyandırdığı etkiyi tarif etmemin imkanı yok! demiştir. yine yunanistan da yapılan kazılarda, ben fidyasa aitim yazan bir adet şarap tası bulunmuştur.

    fidyası bu kadar kusursuz bir dahi yapan, eserlerine gösterdiği özendir. antik dünyanın yine bir diğer kusursuz insan figürü mimar pitios'dan kat be kat daha detaycıdır. zira, mimar pitios'un genç dönem ege eserlerinde gösterdiği öz veri ve kusursuzluk anlayışı, imkansıza yakındır. mimar 30 metre yükseklikte ki bir kabartma ile göz önünde bulunan bir lahit kabartmasına aynı özeni göstermiştir.