hesabın var mı? giriş yap

  • "sözlük bir eğlence aracıdır"
    yanlıştır: sözlük eğlenceli birşeydir, ama kutsal bilgi kaynağıdır. eğlenceli olan bilginin üretilmesi, paylaşılması ve tüketilmesidir. özet geçicem kusura bakmayın, bir kitabı okuyup eğlenmekle o kitabı karşınızdakinin kafasına vurarak eğlenmek farklı şeylerdir. sizin ikinciden hoşlanıyor olmanız sözlüğü de o şekilde kullanmanıza gerekçe değildir.

  • yaşam koçluğu, kişisel gelişim zırvaları, astroloji-enerji-fal-burç saçmalıkları başı çeker bu konuda.
    gerçi memlekette keriz çok haliyle keriz bol olunca da illa silkeleyecek uyanıklar çıkıyor ortaya. arz-talep meselesi.

  • özge özpirinçci.

    de bağlacını yanlış yazmıştı, uyardım kibar bir dille. engelledi bi de dalga geçti “bi de bunlar var twitter’ın tdkcıları” minvalinde. o gün bugündür sevmem, basit biri olduğunu düşünürüm hep. aslında bence iyi insan, eğilip bükülenlerden değil en azından; ama basit işte birazcık. hala denk geldikçe dikkat ederim mecralarda aynı tas aynı hamam.

    edit: soy ismi özpirinçci imiş onu düzelttim. daha isimde “sert ünsüzlerin benzeşmesi” kuralı ihlal edilmiş, salaklık bende ki bağlaçlara takılıyorum.

    edit 2: beni haksız çıkarmadığın için teşekkürler ösgecim

  • sanki seyşel adaları'ndan barselona'ya şenzelize sarayı'nı taşıyorlar, öyle bir vizyon, öyle bir mesafe tanımazlık, öyle ilahi bir kudret. ulan taş çatlasın avcılar'dan kartal'a gidiyorsun. bu özgüven, bu artistik nereden geliyor anlamıyorum...

  • troya savaşının organizatörü ve beyni olarak görevini tamamlayan odysseus'un başına tek gözüyle bela olmuş olan yaratık.

    odysseus troya savaşı bittikten sonra "hadi artık evlere dağılalım" demiş ve krallığı olan ithaki'ye geri dönmek için silah arkadaşlarıyla denizlere açılmıştır. yol boyunca pişmiş tavuk misali başına gelmeyen iş kalmamıştır. o kadar ki homeros troya savaşını anlattığı ilyada destanına ek olarak bi de odysseia'yı yazmak zorunda kalmıştır. öyle olaylı bir yolculuk.

    günlerden bir gün kahraman odysseus kiklop adasına varır ve "ıvır zıvır bi şeyler alalım şuradan, biraz ayağımız karaya bassın, belimiz doğrulsun" diyerek adaya çıkar adamlarıyla birlikte. geniş bir mağara bulurlar ve içeri girerler ama burası "misafir misarifi sevmez ev sahibi hiçbirini sevmez" düsturunu benimsemiş, hem dev olması hem de tek gözlü olması sebebiyle komplekslerden komplekslere koşan, komşu kızı kiklopiye'nin pas vermediği ve duygusallığını zalimlikle bastıran kiklop polyphemus'un mağarasıdır. babasının poseidon anasının deniz perisi thoosa olması ona hayatta hiç bir artı kazandırmamıştır. insan canlısı bir yaratık olmayan polyphemus keçi ve koyun çobanlığı yaparak hayatını idame ettirmektedir.

    odysseus kiklop'un halinden tavrından kıllandığı için kendini ve 12 adamını "deniz kazazedesi" olarak tanıttıktan sonra "hörmetler sayın abim, aga kalalım şurda bi kaç gün, sana zararımız dokunmaz" der. o dönmede denizlerde geçerli olan ancak yazılı olmayan kanunlar çerçevesinde aslında kiklop'un bu insanlara yardım etmesi gerekirdi ama hem dev hem huysuz olan polyphemus "ssiee, ne bakıcam lan size, ağzınızı kırarım" der ve mağaranın girişini devasa bir kaya ile kapatır. odysseus'un iki arkadaşını oracıkta şifa niyetine yer. ertesi gün de arkadaşlarından bir kaç tanesini açlığını bastırsın diye mideye indirir.

    odysseus kafası çalışan bir adam, "beyin bedava" diye düşünür taşınır ve kiklop'u sarhoş etmeye karar verir. homeros'un kitabında ağır bir şarap içirdikleri yazar ama yapılan son araştırmalarla odysseus'un kiklop'a önce köpek öldüren içirdiği ancak istediği verimi alamadığından sonrasında ispirto içirdiği kanıtlanmıştır. dağ gibi kiklop'un içtiği ispirtonun etkisi ile devrilmesiyle birlikte "ya allah" diyerek, öncesinde victorinox çakı ile sivrilttikleri zopayı kiklop'un biricik gözüne saplayıp kör ederler yiğidi.

    ertesi gün kiklop içerde depişip duran keçiyi koyunu çayıra salmak için kayayı mecburen kenara ittiğinde tek tek bütün hayvanların sırtlarını kontrol eder ama rabbimin boy pos verdiği bu yaratık akıldan yoksun olduğu için odysseus ve arkadaşlarının koyunların altına tutunup kaçtığını fark edemez.

    odyssues gemisine bindikten sonra da son bi itnelik yapmaktan geri duramaz ve kiklop'a nanik yapar, onunla dalga geçer. bunun üzerine sinirlenen dev "daş yok mu daş" diye aranıp, yerde bulduğu ilk kayayı gemiye doğru kör gözüne rağmen fırlatır ama kıl payı kaçırır.

    ha bu yaptıkları odysseus'un yanına kar kalmış mı? kalmamış tabi. kiklop poseidon'un oğlu, odysseus ise gemiyle evine gitmeye çalışıyor. polyphem babasına "baba odysseus beni döğdü ühühü" deyince poseidon odysseus'a musallat olur ve adam on sene boyunca evine, karısına, çoluğuna çocuğuna kavuşamaz.

    ana fikir; arkası sağlam olan adama seni öldürecek olsa bile bulaşma.

  • zamanında sahiplerinin gezi'de eylem yapan muhalif gençlere "it, köpek" diyebildiği kızılkayalar, dünya'nın en iyi ıslak hamburgerini bedava bile dağıtsa almayacağım için beni ilgilendirmeyen fiyattır.

    bunların hepsi kardeş, amca çocuğu servet gider memiş gelir.

  • her durağın tünel füniküler durakları gibi olması, iniş ile binişin farklı kapılardan yapılması ve bir kapı kapanmadan diğerinin açılmamasıdır. çünkü türkiye'de insanları bu davranışa ikna edemezsiniz. ancak mecburi yaptırımla mümkündür ki o da teknik olarak zorlayıcı. dolayısıyla bu da "böyle gelmiş, böyle gider." diyerek umutsuzca kabulleneceğimiz durumlardan biri olarak kalır.

  • bu işler göründüğünden daha yaygın. sevmişler birbirlerini. türbanlı filan diye kimseyi üzmeye gerek yok. herkes aynı değil. çoğu insan da aile ve çevresini seçme şansına sahip değil.

  • akp’li belediyede çalışıyorum diye hayatımda 1 kez zoraki akp mitingine katıldım. kitleyi ilk kez yakından gördüm.

    arkadaşlar öyle bir kitlenin sayesinde iktidarlar ki hayatı sorgularsınız. gördüklerimi hala unutamıyorum. bizim asıl rakimiz rte falan değil bu kitle. asla yenemeyeceğin (!) çipli bir ordu gibi düşün…

    o yüzden parti marti ayırt etmeden (ki ben eski bir iyi parti üyesi ve mustakbel zafer partisi sempatizanıyım) istanbul’da bu çipli orduya rağmen erdoğan hegemonyasını yıkmış olan ekrem imamoğlu’nu destekliyorum. bu geleceğimiz için elzemdir. önce bunları yıkmalıyız. sonra aramızda rekabet ederiz. önce bu hegemonyayı en güçlümüzle tamamen yok etmeliyiz…