hesabın var mı? giriş yap

  • bir yumurtalık olsun, sebzelik olsun en beklenmedik yerlerde insanların karşısına çıkan anti-kahraman.

    yarısı günler önce muhtemelen salataya sıkılmışken acısını içine gömer, buzdolabının kapağını açtığınızda "pişşt.. beni ne yapıcan ulan? daha ne kadar beklicem burda!" der gibi ters ters bakar. yalnız çabuk kararır bu.

  • üç mahkum cezaevi yolundadir. her birine, hapiste gecirecekleri gunler icin bir esya getirilmesine izin
    verilmistir. otobuste, biri digerine doner ve sorar :
    - eeee sen ne getirdin ? diger mahkum bir boya kutusu cikarir ve bununla her seyi boyayabilecegini soyler.
    ikinci mahkum bir deste iskambil kagidi cikarir.
    - bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim.
    üçüncü mahkuma merakla sorarlar :
    - sen ne getirdin ?
    adı temel olan üçüncü mahkum bir kutu cikarir ve gulerek :
    - bu orkidleri getirdim. der. diger iki mahkumun kafasi karismistir.
    merakla sorarlar :
    "bunlarla ne yapabilirsin ki?" temel siritir ve elindeki kutuyu gostererek,
    - kutuda yazdigina gore, bunlarla ata binebilir, yuzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmisim...

  • ben 10 yaşındayken annem 30 yaşındaydı. o zamanlar ben annemi çooooook büyük çoook yaşlı ve her şeyi biliyor sanıyordum. hiç hata yapmamalı, her şeye gücü kudreti yetmeli çünkü o taaaaaam otuuz yaşındaydı. hatta çok yaşlanıyor sanırım ölecek diye de endişelenirdim. şimdi ben 30 yaşındayım ve bi bok bilmiyorum daha çok küçüğüm çok gencim...

    lise sıralarınızdan sivilcelerinizi patlatarak saldırmayın bu başlığa çok da büyük bir yaş değil, yazdıklarınız kabus gibi. ben de 20'li yaşlarda sözlükte yazardım ve 30'luk tipleri görünce, "30 yaşına gelmiş işi gücü yok hala burda geyik peşinde, ben 30 yaşında çok meşgul olacağım" derdim bak hala size laf yetiştiriyorum.

    grinin bile 50 tonu var gençler saçmalamayın daha çok genciz.

  • bebegin annesi ve babasinin sadece o an için degil, ömür boyu sizden nefret etmesini garantilemenin en emin yolu. eger anne baba sizseniz (bkz: sana hiçbir sey demiyorum).
    havaya atip tutmak, diz üstüne oturtup sertçe ziplatmak, basini elinizle desteklemeden sirtüstü pozisyonda elde tutmak, çocugu omuzlarindan tutup ileri geri sarsmak(bu sonuncusu, bebeginize çok kizip?? tekme tokat girismenizden farkli degildir) gibi hareketler, bebegin vücudunda iki temel hasara neden olur:

    1. bebegin boyun kaslari yeterince gelismediginden ve bas vücut orani yetiskinlerden farkli oldugundan, çocugun boynuna tahmin edeceginizden çok daha fazla yük biner.
    2. bebegi havaya atip tutmak, bebege minimum 1g ivme kazandirmak demektir. bir çok yetiskine bile zarar verebilecek bu ivme, çocuklarin henüz tam mukavemetini kazanmamis kilcal damarlarinda(özellikle beyin ve gözdeki) ve iç kulakta yirtilmalara neden olabilir.
    bu hasarlar ise beyin kanamasi, göz hasari, kalici sagirlik, motor fonksiyon kaybi gibi agir sonuçlar dogurabilir. bu hareketlerin yumusak bir sekilde yapilmasi bile tavsiye edilmez. 70 kilo agirliginda bir yetiskinin, 7 kilo agirliginda bir bebegin ne kadar sarsildigini hissetmesi olanaksizdir.

    bebegin bu hareketten çok hoslanmasina gelince; evet bebekler büyüyüp 5 yasina gelince bir duble rakinin verdigi sarhosluktan da, on yasina gelince bir extacy hapinin etkilerinden de çok hoslanabilirler. verelim gitsin mi? karni tok, gazi çikarilmis, alti temiz ve uykusunu almis bir bebek, güvendigi, sevdigi büyüklerinin yaninda zaten mutludur. çok basit ve güvenli oyunlarla da kahkaha attirabilirsiniz.

    bebegi havaya atip tutmanin ve benzeri hareketlerin bebege verebilecegi diger zararlari google’dan “tossing baby/babies into air/the air” kelimeleri ile bulabileceginiz sayfalardan ögrenebilirsiniz. aramaya üsenenler için, benim ulastigim ilk iki sayfa (en iyileri olmayabilir) asagidadir.
    bebeginizi ziplatmayin, ziplattirmayin.
    http://www.ssvms.org/resource/shake.asp
    http://www.cyh.com/…tails.aspx?p=114&np=305&id=1896

  • michael jordan, kobe bryant, allen iverson, lebron james, shaq ve tracy mcgrady. bu adamlar nba'in popülerleşmesinde bana göre en etkili oyunculardı. lise zamanımızda bu arkadaşın bi ayakkabısı vardı, içinden tahta geçiyodu(*evet tahta, zoruna mı gitti?).

    ahan da bu:

    tmac 5

    bütün liseli basket oynayan çocuklar bu ayakkabının peşindeydi. o dönem "kanka bu adam vince carter'ın kuzeniymiş" bilgisi basket sahalarında kol gezerken efsanevi, son 35 saniyedeki 13 sayı performansıyla krallığını ilan etmişti.

    hatırlamak isteyenlere

    bu kadar etkileyici bi oyuncu olmasına rağmen sakatlıklar bir türlü yakasını bırakmadı, sezonu tamamlayamadığı çok oldu. bi bu arkadaş bi de derrick rose süperstar oyuncu olup sakatlık yüzünden en fazla hayal kırıklığına uğrayan oyunculardı benim nazarımda. kendisine yaşattığı tüm güzel lise anıları için teşekkür ederim.

    gracias t-mac.

  • bu adamın kol saatinin bir büyüğünü izmir belediyesi konak'a, iki büyüğünü de ingilizler londra'ya koymuş..
    hakan ünsal ekrana cıkınca sağ alt köşede duran saati kaldırıyorlar. nasılsa cemil cümle saati hakan ünsal'ın kolundan okuyabiliyor.. olmamış diyoruz ve 10 üzerinden 3 veriyoruz

  • aşı hasta olmanızı engellemiyor. virüs girmeden önce bağışıklık sisteminize o virüse karşı talim yaptırıyor. aşıya rağmen hasta oldum demenin tatbikat yaptık ama yine de yangın çıktı demekten farkı yok.

    daha basit anlatılamazdı sanırım