hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye’nin nasıl yönetildiğini gösteren basit örneklerden sadece bir tanesi.

    bir tarafta insanlar sadece para harcasın diye havalandırmanın sürekli içerdeki havayı çevirip çevirip verdiği avm’lere gitmek serbest iken;

    bu sıcaklarda püfür püfür deniz havasını alabileceğin sahiller yasaktır.
    pikniği yasakla , mangalı yasakla ama avm’ler açıkken sahilde yürümeyi neden yasaklıyorsun?

    işin en traji komik tarafı ise tuzla marina , pendik marina gibi sahil kenarına kurulan avm’lere gitmek serbest

    neyse ben daha bir şey demiyorum

  • çin malı şampiyonlar ligi karşılaşması.

    - formalar, stadyum, futbol kötü
    -saati cl maç saati değil
    -rakip orta asya takımı
    -golü atan bilal kısa

    bu kadar kalitesizlik en son hangi cl maçında bir araya gelmişti hatırlamıyorum.

  • başörtülü sürücülere alkol testi yapmanın hakaret olduğunu iddia etmiş. yeni farkettim.

    ne içmiş acaba kendisi, neyin kafasını yaşıyor?

    o zaman alkol alan kadınlar, taksın başörtüyü çıksın trafiğe..

    polisin "görevini" yapması kimseye hakaret değildir. polisin görevi, "başörtüsü takıyor o halde içki içmez, hırsızlık yapmaz" vs. diye akıl yürütmek değildir.

    öyle olsaydı sadece dini inanışlarını sorup insanlar hakkında yargıda bulunması gerekirdi.

    polisin "hakaret" ettiği durumlar da çok zaten, ama bunların arasında başörtülü kadınlara alkol kontrolü yapmak yok, daha geçen karakolun ortasında kameraların önünde bir kadını dövdüler.. yerde yatan kadınları tekmeliyorlar..

    ama kendisinin başörtüsü taktığı için "ayrıcalıklı vatandaş" muamelesi talebi görmesi gerektiğini söylemesi, herkesin zekasına hakarettir.

  • insanların hakkında hiçbir şey bilmediğini gördüğüm eğitim türü.

    - tezsiz yüksek lisans iki gruba ayrılır, örgün ve ikinci öğretim. ikinci öğretim paralıdır, çünkü dersler 6da başlar. paralıdır çünkü öğretim üyelerinin ek ders ücretleri ödenir. ikinci öğretim çalışanlara yöneliktir ve genelde baktığınız zaman kariyer odaklı mba, insan kaynakları ve finans gibi dallarda sıklıkla rastlanır. diğer yandan örgün eğitim olan tezsiz yüksek lisanslar da vardır. kendi üniversitemde mesela (ankara üni) uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi gibi baba anabilim dallarının da tezsiz programı vardır. bölümde zaten tezli-tezsiz diye bir ayrım yoktur, her şey ortaktır, harç ödemezler.

    - tezsiz yüksek lisans genelde akademi düşünmeyen, bu alanda birikimini arttırmak isteyen ve ileride kamu ya da özel sektörde çalışmak isteyenler için düşünülmüş ve genellikle onlar tarafından tercih edilmektedir.

    - tezli yüksek lisans öğrencileri tez yazıp jüri önünde sunarken, tezsiz yüksek lisans öğrencileri "temelde tezden hiçbir farkı olmayan" yüksek lisans dönem projesiyle mezun olur, tek fark bu çalışmayı jüri yerine danışman hocanız değerlendirir. tezde geçerli tüm kriterler geçerlidir.

    - hocalar ağırlık vermiyor, makaleler hafif denmesi tamamen yanlıştır. zira dediğim gibi örgün tezsiz yüksek lisansta böyle bir ayrım yoktur. iki grup da oldukça özverili ve yoğun bir periyot geçirir. yukarıdan bakıp "ıyy sen tezsizsin galiba" demek saygısızlıktan başka bir şey değildir.

    - ikinci öğretime de neden bok atıldığını anlayamadım. zaten bu program hali hazırda çalışanlar için vardır. sabah 10daki derse çalışan birisi nasıl gelebilir ki? izini maalesef özel sektör vermiyor, kamu da nadiren. hal böyleyken bu grubu küçümsemeye çalışmak egosunu bastıramayan ergenlerin işi gibime geliyor. onlara batan neyse.

  • market isleten turk amcamin alisverise gelen almani isaret edip, ciragina turistle ilgilensene demesi.

  • - merhaba ben ekşi sözlük yazarıyım ve 6 yıllık ilişkim aldatılma ile bitti
    * hadi ya, geçmiş olsun... nickin neydi sözlükte?
    - amcokelek abi... amcokelek...
    * ahahahahahahaha
    - abi?!
    * yok ya sana gülmüyorum, aklıma bir şey geldi de... ahahahah.... hay amk ya...