hesabın var mı? giriş yap

  • heptakometlerin romalı askerleri safdışı etmek için kullandıkları baldır aynı zamanda. onbinlerce romalı askere yetecek kadar balı nereden ve nasıl temin ettikleri tam olarak bilinmese bile, bölgenin dağlık yapısındaki suni ve yabani peteklerden bunu tedarik ettikleri, ve hatta yan etkilerini bildiklerinden bunu bir silah olarak düzenli bir şekilde muhafaza edip gerektiğinde kullandıkları düşünülebilir.
    balın nasıl bu duruma geldiği konusunda ise, bölgede eski çağlardan bu yana, (ki mö 8. yy dan itibaren) yetiştirilen ve bir tekstil hammaddesi olarak kullanılan kenevir in payı olduğu düşünülmekte. birde benim bildiğim arılar zehirli çiçeklerden polen almazlar.
    1960 lı yıllara kadar bölgede yoğun olarak ekimi yapılan kenevir den ve doğal olarak yetişen komar (ki çifin de derlermiş) bitkilerinin polenlerinin balda bu türde bir etki yaptığı söylenmektedir.

  • "75 iq'ya sahip olmak, gercek hayatta idiyot olmak anlamina gelirken orduda dahi olmak anlamina gelir" gibi ince ayarlari bunyesinde barindiran film.

  • jupiter gorevi
    18 ay sonra jupitere gidilir, nitekim birtakim garip radyo dalgalari buradan yayinlanmaktadir ve esrarengiz monolitlerin sirri cozulebilir. bu yolculuk sirasinda protagonistimize karsilik, filmin tek kotu adami hal’la tanisiriz.

    bu hal serefsizinin o kirmizi-sari karisimi “gozu”nun, kac geceyi bana zindan ettigini bir bilseniz. bu kadar basit bir tasarimla, bu kadar inceden bir gerilim yakalanmistir yani. o halin gozudur. sizi degerlendiren, yargilayan, fikir yuruten bir goz. ve bu goz sayesindedir ki hal murettebatin, insan dogalarindan gelen zayifliklarinin farkina varir. o uzun uzun inceleme sahneleri, medical aletlerin bip bipleri filan bunu vurgular. bunlar usurler, yorulurlar, yemek yerler, olurler. hal kendi farkliliginin farkina varmak suretiyle bilinclenir. satranc sahnelerinin de onemi buradadir; o insanlardan ustundur.

    eninde sonunda hal da hata yapar ve murettabat onu kapatmak isteyince artik o coktan kritik esigi gecmistir. yani bu dudukler de kim oluyor da benim gibi sahane birseyi oldurebilirler? evet, olum her “canli”nin yuzlesmekten korkacagi ve kacinacagi bir durumdur. hiclik kadar korkutucu birsey yoktur. hal buna razi olamaz.

    --- spoiler ---
    evet murettebatimiz, daha tam taniyamadan, kanimiz kaynayamadan sizlere omurdur. bu sahneler de takdire deger. son derece sogukkanli, basit sekilde oldurulur hepsi. butun olumler insanin acizligini ve kendi yaratimlarina olan asiri bagimliliklarini vurgular.
    --- spoiler ---

    bu bolumlerde acizligin vurgulandigi bir baska yer daha var: o da esas oglanimizin uzaya tamir gorevi icin ciktigi sahne. burada astronot kiyafetiyle, tek bir kamera acisindan, seyahati uc dakika kesintisiz gosterilir. arkada bombos uzay vardir sadece, klasik muzik bile yoktur, hicbirsey yoktur. bir tek sey haric: nefes alma sesi. o kafadaki cam fanusun disarisi insanin egemenliginde degildir hala, dedik ya, hala bir bebek o.

    evet, hal halinden memnundur, kendine guveni tamdir ve esas oglanimizla girdigi agiz dalasini erken noktalar **. ama hesap etmedigi, edemeyecegi birsey vardir: insanin deliligi, cesareti, tahmin edilemezligi. olmadik bir yoldan kahramanimiz gemiye girince, hal’in ses tonunda saskinlik ve korku belirir. bu sahnelerdeki diyaloglar ve daha onemlisi halin ses tonu cok etkileyicidir, insanin icini burkar.

    insanoglu, evriminin bu evresinde, kendi yaptigi aletlerin en muthisi tarafindan az daha yok ediliyordu. bu sorumsuz gelisme ve kendine guven az kalsin pahaliya patliyordu. iesas oglan, bu mucadeleyi, bir tornavida darbesiyle kazanir. o tornavida ki, aletlerin en basiti oldugu halde, en mukemmelini yikmakta kullanilmistir. yani kendimizi biraz daha zorlarsak, uygarlik degerlerinden bir geriye donusu gorebiliriz. bu evrim, yanlis ve tehlikeli bir evrimdir ve bir girdap gibi bizi icine cekerek kendi mahvimizi hazirladigimizi bize farkettirmez. fakat artik insane, bu donguden kurtulmustur. jupiter’e gitmesinin ve tanrisiyla tanismasinin artik zamani gelmistir…

  • bugün problemlerimi çözme politikamı belirleyen bir sözü vardı;

    -oğlum, bağırırsan duyarlar. konuşursan dinlerler.

  • tanrı bir dini bulup benimsemezi isteseydi, bunu bulabilecek ilk insanlar muhtemelen onlardı. hastane koridorlarına sıçan insanlar değil. bu yüzden bence ibret alınacak vaka budur, 1 milyonluk mercedesi iade etmek değil.

  • ülkeye gelen çoğu yabancı oyuncu ev adresleri belli olmasın diye film kaplı minivanlar dışında dışarıya adımını atmıyorken;

    bu adam yanında kızlarıyla birlikte yanına 10 koli çikolata şeker almış tüm mahallenin çocuklarına çikolata şeker dağıtıyor.

    bakın parası neyse verip dağıtın şunları demiyor,etrafı eminönü baklava izdihamı turevinden bir kalabalık olmasına rağmen aman kızlarım evde dursun aman ben bu kalabalığa girmeyeyim demeden 32 diş güler yüzle çocukları sevindiriyor.

    bu adam iyi insan abi.ıyi insan harbiden iyi kalpli bir insan.

  • öğrenci:hocam son soru doğru,niye üstünü cizmişsiniz?
    hoca alır kağıda bakar...
    hoca:ilk soru limit,son soru türev,ilkini yanlış yapmışsın,limit bilmeyen adam türev yapamaz,kopya çekmişsin sen..!