ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
emil michel cioran
-
mutlu bir çocukluk geçirmiş kişi. vaktiyle çocukluğu için şunları söylemişti: "çocukluğumda arkadaşlarımla ben, işinin başındaki mezar kazıcıya bakarak eğlenirdik. bazen bize kafatası verirdi; top oynardık. hiçbir iç karartıcı düşüncenin soldurmadığı bir sevinçti bu bizim için."
dört kelimeyle ilk buluşmanı mahvet
-
eski sevgilime çok benziyorsun
vedat milor'a yapılan büyük saygısızlık
-
seviyesizliğin mizah zannedilmesi
honore de balzac'ın eyvallah ben almayayım pozu
-
gelmeden önce yediği için gittiği etkinlikte insanlara sergilediği duruştur.
https://commons.wikimedia.org/…lzac_(1799-1850).jpg
dümdüz siyah tişört giyen erkek
-
bendim bu ama siz böyle yazınca utandım. bundan sonra reklam tabelası gibi gezmek için gap yazılı sarı, abercrombie'den at kadar büyük geyikli pembe tişört alıcam.
e-devlet alt-üst soy bilgisi sorgulama
-
selanik'teki kütükler henüz açılmadı kütükleri terk etmeyelim
5 üniversite okuyup ali ağaoğlu'na damat olmak
-
en doğrusunu yapmıştır. ne yapsaydı amk. hakkari'ye gelin mi gitseydi?
astımım var deyip duman konserine gelmeyen kız
-
makyaj yapmadım diyerek ayna konserine gelmeyen kızın sınıf arkadaşıdır.
ygs 2011 şifreli cevap anahtarı
-
yıllardır yazılımlar ve veritabanları ile uğraşan biri olarak şunu söyleyebilirim ki,
eğer yazılımlar ve sistemler üzerinde doğru düzgün bir şeffaf denetleme mekanizması yoksa toplam 1 saat içerisinde bile 8 farklı cevap anahtarında çalışacak 8 farklı şifreleme yöntemi ile şıklar belirlenebilir.
zaten işin içinde olan biri için son kpss skandalındaki olaylar nedeniyle güvenlik artırıldıysa, soruları dışarı çıkartmak yerine belirlenmiş cevap yapısını içeri sokmak daha kolaydır.
bu tip bir durumun gerçekliği durumunda iki ihtimal ortaya çıkıyor.
a) ösym içerisinde bu algoritmayı uygulayan ve yazılımlara doğrudan müdahelesi olan kişiler tarafından daha sonra bu algoritmanın dışarı satılmasını sağlayan "çıkar amaçlı suç örgütü" söz konusudur.
b) bu sınavdan yüksek puan alarak kazanılacak üniversite ve bölümlere bazı "özel" insanların yerleştirilmesini amaçlayan ve bunun sonucunda hakim/avukat/mühendis/doktor lardan oluşan ülkenin her noktasında söz sahibi olacak özel bir nesili amaçlayan bir "terör örgütü" söz konusudur.
her ne kadar hakkında açılacak soruşturmanın bile, körler sağırlar birbirini ağırlar ekseninde olacağını bilsem de,
soruşturmada yer alacak onurlu birileri okur umuduyla yazayım.
bu işin olası sorumluları aşağıdakilerden biridir ama hangisidir?
a) şıkları karıştırma algoritmasını yazan yazılımcılar.
b) şıklar karıştırıldıktan sonra veritabanına erişebilecek veritabanı kullanıcıları.
c) veritabanına ve programa erişim kontrollerini elinde bulunduran sistem yönetimi.
d) hangi öğrenciye hangi kitapçığın geleceğinin bile belli olduğu bir sisteme onay veren idari kadro.
e) hepsi.
şimdi ihtimal dahilinde yukarıdaki şıkların gerçek olması durumunda.
başka neler yapılabilir?
1- hangi öğrencinin hangi okulda, hangi sınıfta sınava gireceği, hangi sırada oturup hangi tür kitapçığın geleceği belirlenebilir.
2- istenilen öğretmen istenilen sınıfta görevlendirilebilir.
3- istenilen öğrenciler bir sınıfa toplanıp, istenilen öğretmenlerle buluşturulabilir.
sınav sonrasında yapılabilecek diğer müdahaleler farkedilebilir ve fiziksel evraklarla karşılaştırılabileceği için bu risk büyük ihtimalle alınmayacaktır.
böyle bir durum söz konusu ise, sorumlu kişiler, onları bu konuma getiren amirler, amirleri atayan bürokratlar dahil olmak üzere dürüst bir soruşturma yapılmalıdır.
ve hükümetimizin halkına birazcık bile saygısı varsa, şu dakikadan itibaren sınav ve seçim sistemlerini denetleyecek, tüm siyasi partiler ve ilgili bilişim dernekleri tarafından belirlenecek uzmanlardan oluşacak bağımsız bir bilişim denetim kurulunun oluşturulması için adım atmalıdır.
yoksa öğrencilerin girecekleri okulu belirleyen bir sınavda bile bunlar olabiliyor ise, bir vatandaş olarak ülke kaderini belirleyen bir seçim sistemine güvenmemiz beklenemez.
ezel
zamanda yolculuk mümkün olsa nasıl zengin olurdun
theo van gogh
-
ölümündeki "ama" denkleminin yanlış kurulmaması gerektiğini düşündüğüm kişi.
hakkında medyada yazılanlara, söylenenlere, hatta islamın aslında ne kadar hoşgörülü olduğunu anlatmak amacıyla televizyona çıkıp konuşan kimi kişilerin demeçlerine bakıldığında, özet olarak şöyle bir yorumun ağırlıkta olduğu kolayca görülebilir: "tabii ki bir kimseyi düşüncesinden dolayı öldürmek ayıptır, günahtır, yapılmaması gerekir, ama o da şöyle provokasyonda bulunmuştur, bu kadarının da hoşgörülmesi zordur".
işte tehlike burada başlıyor. "ama" istisnasının neye tanındığı, küçük bir ayrıntı değildir. bu gibi kurulan cümleler ne kadar iyi niyetle yazılmış olurlarsa olsunlar, ne kadar doğruluk payı içerirlerse içersinler, o "ama"yı, önce polemiğe, sonra kültür çatışmasına, sonra karşılıklı nefrete tanımış (ve taşımış) demektirler. zira o "ama"nın ardından karşı taraftan da çok güzel bir "ama" üreten bir kişi çıkacak, ona yeniden "ama" demek gerekecektir. sonunda da hoşgörünün ve barış içinde birlikte yaşamanın belki de en büyük savunucusu olan iki farklı kökenden insan tartışmada, giderek kavgada karşı karşıya gelecektir.
bu "ama", bir yanıyla faşizme, provokasyona, diğer yanıyla bir insanın fikirlerini başka bir insan üzerinde şiddet uygulayarak kabul ettirmesine tanınmış bir "ama"dır. tekrar etmekten kaçınmadan söylenmelidir ki, içindeki fikirler ne kadar samimi ve ne kadar iyi niyetli olursa olsun, beyanının içine bu "ama"yı koyan kimsenin en azından iki kere düşünmesi gerekir. provokasyon olsun olmasın, hiçbir şey bir insanı öldürmenin mazereti olamaz.
bütün bunlar, theo van gogh'un "eser"lerine yapılabilecek olumsuz eleştirilerden bağımsız fikirlerdir. onlar, doğal olarak eleştirilebilir ve eleştirilmelidir de. ancak bu eleştirinin, bunları meydana getiren kişinin öldürülmesi eyleminden ayrı ve bağımsız yapılması gerekir.