ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
30 yaşından sonra yurt dışına taşınmak
-
30 yaşıma 1 ay kala gerçekleştirdiğim eylem. üniversite mezunuydum. askerliğimi yapmıştım. iş yaşamımda 5 yılı geride bırakmıştım. bir gün bir fırsat doğdu. ingilizcem çok zayıftı ancak kaybedecek birşeyim yok dedim ve yola koyuldum. borusan lojistik çıkışımda iki aylık maaşımı tazminat olarak vermişti. abd’de ucuz bir araba alıp, kalacağım odanın bir aylık ücretini ödediğimde cebime 15 gün beni ayakta tutacak bir para kalmıştı. önce bir avmde tezgahtarlığa başladım. kolejin esl eğitimini bitirdim. ardından bir it firmasında çalışmaya başladım. sırayla it sertifikaları almaya başladım. it firmasındaki 5. yılın sonunda, it ve lojistik alanlarındaki bilgi ve deneyimimi birlikte kullanacağım şu anki işime kavuştum. önümüzdeki ay şirketteki 3. , abd’deki 10. yılım dolacak. hiçbir şey kolay değildi. vazgeçmeyi hiç düşünmedim. geldiğime hiç pişman olmadım.
velhasıl, bunu yapmayı düşünüyorsanız, cesaret gösterin. kararlı, dürüst ve çalışkan olun. bu size yeter. her kapıyı açar.
edit: gelen onca soruya teşekkür ederim. anlaşılan “bir gün bir fırsat doğdu” cümlesi kafaların karışmasına sebep olmuş. onu netleştirmek isterim. mayıs 2010’da dv-2011 talihlisi olduğumu öğrendim. greencardımı cebime koyarak geldim. ne kaçak çalıştım, ne de turist vizesi+öğrenci vizesi+evlilik kombinasyonu yaptım.
başkanlık sistemini millete sormanın mahsuru yok
-
bazı sualleri beraberinde getiren bir beyanat.
misal, "parti başkanlığını delegelere sormakta mahsur var iken başkanlık sistemini millete sormanın mahsuru nasıl oluyor da yok oluyor?"
.
cem yılmaz vs atalay demirci
-
(bkz: dostoyevski vs pucca) karşılaştırması kadar absürd olan karşılaştırmadır.
müşteri memnuniyetinin sıfır olduğu şirketler
-
(bkz: metro turizm)
eski sevgilinin evlenmesi
-
duygu-durumla ilgili winamp listesi şöyledir..
01. orhan gencebay - vazgeç gönlüm
02. ümit besen - nikah masası
03. muppet show - mahnamahna
04. duman - kırmış kalbini
05. nick cave - and no more shall we part
06. muppet show - mahnamahna
07. cengiz kurtoğlu - gelin olmuş gidiyorsun
08. cem karaca - kendim ettim kendim buldum
09. muppet show - mahnamahna
10. sezen aksu - adı bende saklı
11. müslüm gürses - olmadı yar
12. muppet show - mahnamahna
13. portishead - only you
14. alanis morissette - king of pain
15. muppet show - mahnamahna
16. üç hürel - bir sevmek bin defa ölmek demekmiş
17. cranberries - im still remembering
18. muppet show - mahnamahna
19. tori amos - northern lad
(döngü*)
ille ölmek yok olunmak isteniyorsa listedeki panzehir mahnamahna'lar çıkarılır.
ben danla bilic sorularınızı bekliyorum
-
ilerle ablacım. dükkanın önünü kapatma.
sevgilisine para harcatmayan kız
-
var böyle kız. enfes birşey. tanıdım, yaşadım onunla biliyorum. bu sadece bir restaurant ya da barda hesaba ortak olmasıyla ilgili bişey değil.
bakın şöyle birşeydir;
erkek: eve geçerken şurdan iki pizza alsak mı ki?
kız: almayalım
e: aç değil misin?
k: açım ama gerek yok. iki pizza için ne kadar para vereceksin?
e: 20-25 falan heralde.
k: ver o parayı bana o zaman...
(kız bir markete geçer çocuk kapıda sigara içiyordur. kız elinde poşetlerle çıkar)
k: makarna ve yoğurt aldım, sana güzel bir makarna yaparım 15 dakikada. fazladan bir paket aldım evde bulunsun. kola da aldım. bu arada peynir zeytin falan bir kaç şey daha aldım. tavuk alacaktım da para yetmedi. kahve de bitmişti sizin evde biraz kahve aldım.yemekten sonra içeriz. onu da sen yaparsın artık...
e: bir ömür kahve yaparım sana ben...
edit: evlendim onunla.
serenay sarıkaya
-
soner sarıkabadayı ile evlenmesini deli gibi istediğim hatun.
işi gücü bıraktım, kendisine "serenay sarıkaya sarıkabadayı" denilmesini dört gözle bekliyorum. failatünlü şiirler gibi amk.
sincan'da türbanla otobüse binmenin yasaklanması
-
ulan bi an mallaşıp ankara sincan sandım, ne kerizim be!
gibi balonunun sonunda patlaması
yeni yıla girilecek son dakikalardaki aile paniği
-
türk ailesinin bilinçaltındaki parçalanma korkusunun su yüzüne çıkışını simgeleyen fantastik bir doğa olayı. lan bir kere de sakin girelim şu yeni yıla ya... "neriman hala'nı arayacağız hatırlat", "kimmiş? gülsümler aradı şimdiden kutlarız dediler", "kardeşin gelsin odasından", "naciye nerede?" her kafadan bir ses. sanki zaman ayarlı bomba var. "3 dakika kaldı naciye'yi çağırın"... napacak acaba naciye, kırmız kabloyu mu kesecek?
yeni yıla aynı anda girmesek, aile üyelerinden biri başka odada kalsa sanki o bizle yeni yıla girmeyecek gibi düşünülüyor ailede. çıldıracak gibi oluyorum valla:
- oğlum annen nerede lan?
- mutfaktaaa...
- çağırın lan çabuk!!! yeni yıla gireceğiz...
*
mesela ablam var, 1994'e girerken odasındaydı. yeni yıla gireceğimiz son dakikalarda çağırmadık, odasında kaldı. hala kendini o yılda sanıyor. michael jackson'ın öldüğünü söylemiyoruz bir türlü...
chernobyl (dizi)
-
fazlasıyla gerçek ve de vahim bir olayı "amerikan" merceğinden "süzerek" ve "seçerek" yansıtan, o yüzden tam olarak samimi gel(e)meyen dizi. gariptir, izlerken martin mystere maceralarını hatırladım; onun karelerinde de soğuk savaş dönemi abd-sscb çekişmeleri ve didişmeleri böyle "kör kör parmağım gözüne" yapılırdı, benzer üslubu bu dizide de kullanmışlar.
yine de mesele gerçeğe dayandığı için sağlam bir atmosfer kurmuşlar. keza "beni duyuyorlardı ama seni dinliyorlardı" gibi replikler de etkileyiciydi.