ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
defalarca pişman olunup yine de yapılan hareketler
-
auxerre-lyon 2.5 üst.
atatürk'ün arkasında şeftali yiyen adam
-
atatürk'ün çevresindeki insanların rahat olabildiklerini kanıtlayan adamdır.
ceketi silindikten sonra atatürk'ün dönüp bakması ve ne olduğunu söylediklerinde, muhtemelen "önemi değil" dedikten sonraki gülümsemesi, içten ve alçakgönüllü bir insan olduğunu açıkça göstermektedir. yıllar sonra bile içimizi ısıtmıştır.
6 yaşındaki çocuğunu kuran kursuna gönderen millet
-
ailem beni göndermişti. iyi ki de göndermişler. şimdi az buçuk dinin ne olduğunu öğrendikte taraklarda bezimiz kalmadı. yaa allah korusun öğrenemeseydik şimdi bilmediğim dinin vecibelerini yerine getirmeye çalışıyordum. verilmiş sadakam varmış amk.
kk'nın 17-25 aralık tapeleri sahteydi demesi
-
öyle söylemiyor, 17-25 sürecinde a haber kılıçdar ın fake videosunu yapıp bakın isteyince yapılabiliyor diye göstermişti. kastettiği video kendi videosudur.
yeni gelin evleri facebook sayfaları
-
bu sayfanın paylaşımlarını beğenen ve paylaştıklarına yorum yapan arkadaşlarım olduğundan uzun zamandır haberdarım bu olaydan. kızlar bi de paylaşılan evin fotoğraflarına yorum yapıp üzerinde tartışıyorlar. hatta geçen lüks sayılabilecek bir ev gördüklerinde kadının kocası ne iş yapıyor diye yorumlar vardı. yine böyle bir sayfada kızın biri 20 yaşındaymış kendisini isteyen adam 30 yaşında olduğunu anlatıp yardım istiyordu sizce ne yapmalıyım, evlenmeli miyim diye.
toplumun çürümesi tam da böyle bir şey. öncelikle bu genç kızlar sanki hayatlarının en büyük amacının hemen evlenip güzel bir evde oturmakmış gibi olması umut kırıcı. eğitim, kendi ayaklarının üzerinde durmak gibi şeylerden habersizler. diğer bir konu ise özel yaşamlarını herkes ile paylaşarak hem fikir almak hem de güzel evleriyle nispet yapmaları var ki beni benden alıyor.
ülkede o kadar hırsız, katil, vicdansız varken bu genç arkadaşlar mı göze batıyor diyenler olacaktır elbet. lakin neden daha 20 yaşına gelmemiş gençler ev kurmak çocuk yapmak için bu kadar çabalıyor anlam veremiyorum. gördüklerim içinde en azından üniversite bile akıllarında yok. ben kendi adıma üzülüyorum açıkçası.
nike kelimesine nayk diyebilen canlı
-
başlığı 'nayk kelimesine nayk diyebilen canlı' diye okuması da ayrı bir zevkli oluyor.
benim.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: 22 yaşındayım böyle bi şey görmedim
1. böyle birşey görmedim daha.
2. demek göbeği erittin.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
hava durumunu izlerken kendi şehrini kaçırmak.
sözlükçülerin ben de oradaydım dediği olaylar
-
2007-2008 sezonu beşiktas jk & liverpool fc maçında 132 db ses rekoru kırılırken tribündeydim, oradaydım..
her olayda mizahını da gösteren halk
-
" adam bize marjinal derken cok hakli lan, gecenin 3'unde gozumuzde deniz gozlukleriyle sokaklarda kosuyoruz :))"
yaran facebook durum güncellemeleri
-
eğer kapı zili durmadan çalıyorsa bilin ki o kardeşinizdir, yerinizden kalkmayın başkası bakar
eğer kapı zili bir kere çalıyor sonra kapının açılmasını bekliyorsa o bababınızdır, bekletmeyin gidin kapıyı açın
eğer kapı kapanma sesi duyduysanız ve ardından sessizlik olduysa o annenizdir, merak etmeyin o sizi bulur.
under the volcano
-
ilk olarak 1947 yılında yayımlanan bu romanı yazar 1936-1944 yılları arasında 9 sene uğraşarak yazmıştır. malcolm lowry'nin hayatıyla fazlasıyla ilintili olan bu eser, modern library'nin en iyi 100 roman listesinde 11. sırada yer almaktadır. on iki bölümden oluşan metin, tek bir günü kapsamakta, bölümleri gibi on iki saatlik zaman dilimine işaret etmektedir.
romanımızın ana karakteri geoff / goeffrey / konsolos / firmin yani geoffrey firmin'dir. bu karakterin romanda anlatılan hayatı yazarınkiyle benzerdir. onun üvey kardeşi hugh firmin, eski eşi yvonne constable ve çocukluk arkadaşı jacque laruelle bu romanın diğer karakterleridir. ingiltere'nin meksika'daki konsolosu olan geoffrey firmin alkolik bir karakter olup metin boyunca geriye dönüş tekniği de kullanılıp çocukluğu, daha önce yaşadıkları ve gün boyunca hugh ve yvonne'la olan geçirdikleri zaman anlatılmaktadır. bu metnin belki de en önemli özelliklerinden biri geoffrey'nin iç sesiyle üçüncü şahıs anlatıcı iç içe geçmiş durumdadır.
bu kitap ilk olarak dilimize aziz üstel tarafından çevrilmiş ve 1974 yılında hürriyet yayınları tarafından yayımlanmıştır. ikinci baskısı sinan fişek çevirisiyle yanardağın altında isimli olarak can yayınları tarafından 1989 yılında yayımlanmıştır. bu romanın son baskısı yine can yayınları tarafından 2017 yılında yapılmıştır.
yanardağın altında romanını anlattığım videoyu izlemek için: https://youtu.be/hrd5zoaieeg