hesabın var mı? giriş yap

  • valla kimse kusura bakmasın; muhatabının hak ettiği hitap şeklidir.
    sırf biraz eli para gördü, biraz da popüler diye bir yerlere gelebilmek adına ne idüğü belirsiz bir tipin her dediğine ehere öhere diye süs köpeği gibi gülersen mevzu bahis elemana seni urfalı ameleye peşkeş çekme ehliyeti verirsin.
    alan razı- veren razı, bokunuzda boğulun ajans değişikleri.
    (bkz: leş)

  • merhaba mirkelam bey. bundan 8 sene evvel, kadıköy'deki bir apartmanda sabaha karşı "tavla, tavla beni tavla, salla pulları zarları" şarkınızı son derece yüksek sesle dinleyen komşumun zilini çalmıştım. müzik yüzünden duymadı tabii, bir daha çaldım. elimi çekmedim zilden. sonunda müziği hiç kısmadan kapıyı bi kız açtı, içeriden dumanlar yüzüme yüzüme geliyordu. "buyurun?" dedi. "hanımefendi sabahın köründe bu nasıl bir ortam, lütfen müziği kısar mısınız?" demiştim. o da bana "mirkelam bizde kısamam ayıp olur" demişti. o anın şokuyla "ha pardon o zaman" dedim, hatta nedense özür falan diledim. ben şunu sormak istiyorum abi size: "o gün orada mıydınız?"
    teşekkürler.

  • "douche à cabine" olduğu için anlamlı bir a.

    ---
    2023 edit'i: fransızcada neredeyse kimse "douche à cabine" demiyormuş, doğrusu "cabine de douche" imiş. çok az sayıda sonuçta (bugün itibarıyla google'da 1900 civarı) "douche à cabine" ifadesiyle karşılaşılıyor.

    konuyu gündemimize taşıyan ertunga'nın şuradaki isyanı haksız değil: (bkz: #138806596)

    şu açıklamanın marka olarak tescil edilme kısmı makul geldi. türk'ün biri yarım fransızcasıyla böyle bir marka tescil ettirmiş, oradan yayılmış olabilir dedim. ama türk patent enstitüsünde sorgulama yapınca bu orijinal markayı bulamadım. teyit eden olup haber verirse burayı güncellerim.

    konuyla ilgili, emrah safa gürkan'ın şöyle bir tweet'ini buldum: https://twitter.com/…lan/status/1612437675004366853

    sonuç olarak, hatalı ya da neredeyse hiç rastlanmayan bir kullanım da olsa, hâlâ kelimenin douche à cabine'den geldiğini düşünüyorum.
    ---

  • sayın başbakan'ın ulus'u düşünemeyen bireylerden oluşan topluluk olarak düşünerek yaptığı konuşmadır.

    1933'de 4000 otomobil vardı, bugün 6 milyon var,
    1929'de 15.000 telefon abonesi vardı bugün 19 milyon var...

    bu karşılaştırmaların hangi amaçla yapıldığını anlayan varsa lütfen beni aydınlatsın. dünya'da teknolojinin gelişmesini kendi varlığı ile mi açıklamaya çalıştı?

    ayrıca bir sonraki konuşması için süper bir istatistik buldum.

    1923 yılında türkiye'de hiç bilgisayar yoktu, bugün 22 milyon bilgisayar var. yaa yaa.

    ekleme : 1923'de telefon hattımız türkiye cumhuriyeti'ne aitti. bugün lübnanlı'ya ait.

  • ilk turda sana oy veren seçmenin de kararı ikinci turda seninle aynı olmak zorunda değil. bir de böyle düşün.

    t: sinan oğan açıklaması.

  • kafası trilyon olmuş elemanın, elinde mikrofon gözünde güneş gözlüğü ve kafasında fesiyle dolaşan bir muhabir tarafından durdurulmasının tribini yaşamaya kalktım da, dağlara taşlara. vay amk.

  • babanın oğlunun dağa çıkmasını istemediğini şuradan anlayabilirsiniz. eğer baba pkklı olsaydı şimdi yanında bir sürü partili gazete vs olurdu ama baba belli ki gariban. ben kendi adıma çok üzüldüm baba için.