hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: beyler aileme cok büyük yalan söyledim
    entry: bu sene beni ünvden mezun olacak zannediyorlar ama ben daha sinavi bile kazanamadim, her sabah evden cikiyorum 4 yildir kahveye gidip geri geliyorum, napiim lan ben öldüreyim di mi annemi babami

    `@4`: o değilde bu yalanı 4 yıldır yiyecek kadar mal ailen varsa senin üniversiteyi kazanamaman normal

  • göbekli olup dar badi giymeleri bir de bu badiyi pantolon içine verip kalın kemer takmaları üstüne bir de bolero giydiyse lanet olsun.

  • iskambil kartlarıyla oynanan bir içki oyunu. 3 ya da daha çok kişiyle oynanır. oynanışı şu şekildedir:
    her oyuncunun önüne aynı blackjack'te olduğu gibi 1'i kapalı 1'i açık olmak üzere 2 adet kart dağıtılır. sonra sırayla ortadan kart çekilir, maksat en yüksek toplamı elde etmektir. kart çekme işlemi, "son kart" denene kadar döner. en yüksek toplamı elde ettiğine inanan oyuncu kartını çekmeden önce "son kart" der. o andan itibaren herkesin kart sayısı eşitlenene (yani tur tamamlanana) değin oyuncular birer kart daha çeker. sonuçta herkes kartlarını açıp sayar (aslar 11, resimliler 10, sayılar da değeri kadar puan eder). puanı en düşük olan önündekini fondipler, eğer "son kart" diyen birinci olamamışsa o da içer.

  • sene başında yeni tanıştığım öğrencilere flüt tutmayı gösterirken en öndeki öğrencimin sol elinin küçük parmağını da kullandığını gördüm, uyardım. çocuk geveledi. neden geveliyor diye dikkatlice bakınca anladım ki sağ elinin bir parmağı eksik ve bunu gizlemeye çalışırken ben de onu uyarmışım, bir şey diyemiyor, bir yandan da eziliyor yanlış tuttuğu için. o an dedim allah'ım ne olur bir dakika öncesine dönelim ve ben bu çocuğu uyarmadan önce bu ince ayrıntıyı görmüş olayım. ama olmadı tabii. gözler doldu, boğaz düğümlendi, diğerlerine çaktırmamaya çalışılarak göz kırpıp "süpersin böyle devam et" denildi ama ne fayda. her şeyi geçtim, o çocuk eksik parmağıyla bütün bir dönem en zor parçaları bile flütle çalmaya uğraştı, oysa kıytırık(!) müzik dersi işte.
    demem o ki hatırlandığında bile göz dolduran, iç cızlatan detaylardır.

  • japonlar : " biri yapabiliyorsa, ben de yapabilirim. hiç kimse yapamıyosa, ben yapmalıyım. "

    türkler : " biri yapabiliyorsa ben neden yapayım. hiç kimse yapamıyorsa, ben nasıl yapayım. "

  • hello greece!

    i am from turkey! my name is mustafa, in other words, moustapha!

    i hope that pease may be in the world. like atatürk said. (he did not step over greek flagg)

    ok, no more mister nice guy... i have home in istanbul. (in other words, konstantine). if you like to try turkish food like imambayıldı (in other words, imambayıldıkis), you can contact me... i have big house near taksim. (30 km... it is beylikdüzü).

    thanks and kalimera!!!!!!!

    mustafa

  • iyi bilmediğiniz bir şehrin herhangi bir semtindesiniz ve merak ediyorsunuz, acaba burası zengin semti mi değil mi? bunu anlamanın en iyi yollarından birisi dükkanların dışarıda duran algida buzdolaplarına bakmaktır. eğer dolap kilitli değilse zengin semtidir, kilitliyse fakir... eğer normal buzdolabı kilidinin dışında bir kilit daha eklenmişse, hava kararmadan o semtten uzaklaşmanın yollarını arayın.