ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atla diye tezahürat yapan öğrenciler
-
içeri giremesin diye camı kapatanların ve atla diye tezahürat yapan tüm öğrencilerin eğitim hayatlarına son verilip adli ceza verilmelidir.
vicdanlarınız varsa vicdan azabında boğulun şerefsizler!
21 eylül 2022 silivri trafik kazası
-
kendi yolunda giden tır şoförünün suçlu olduğunu yazan arkadaşlar olmuş.
bak sen geri geri giden araba suçsuz tabi, otoyolda geri gitmek kadar doğal olan ne olabilir değil mi.
o trafikte önündeki aracında ileri doğru gidiyor olması gerekir, geri geldiğini nereden anlayacak arkadan gelen, o bir kaç saniyelik sürede geri lambasınımı görecek, kaldı ki yanıp yanmadığı bile belli değil.
t, kendi yolunda sağdan sağdan ilerleyen suçsuz bir ağır vasıta aracın başına gelen elim olay.
çocukluktan kalma uykuya dalma yöntemleri
-
(bkz: anne dayağı)
sonra bi hafifliyor insan, anlatamam.. huşu içinde gözümde yaşımla uyurdum, anne dayağı şart ama
yılbaşı için evine çam ağacı alan türk
-
bir aile kültürüm olsun istiyorum.
taa ben ortaokuldayken boşanma lafları çıkmıştı ev içinde. ittire kaktıra ben lise sona gelinceye kadar gitti, sonrada boşandılar. en son ne zaman anne, baba, kardeş oturup bir arada yemek yediniz diye sorsanız hatırlamayacağım kadar eski. pazar kahvaltıları falan hak getire zaten. yılbaşılarını düşünüyorum, bir tane var tüm ailenin bizde olduğu o da çok eski. 2006 falan olabilir. sonrasını hatırlamıyorum. genelde evde bilgisayar oynarken ya da uyurken girilen yeni yıllar. son bir kaç senede de 2-3 kafa arkadaşla beraber zil zurna girilmiş yılbaşları.
6-7 ay oldu evleneli. karar verdim, yılbaşı geleneklerimiz olacak. her sene çam ağacı süslenecek mesela, onun heyecanı başlayacak 2-3 hafta önceden. eşime özellikle söyledim kurabiye yapacak. adı da yılbaşı kurabiyesi olacak. sadece 31 aralık günü pişecek evde. bu böyle biz ölene kadar devam edecek. ileride çocuklarımız olduğunda "baba yılbaşı ağacını ne zaman yapacağız?" diye soracak. ya da annesine gidip "anne bu yıl kurabiyeleri beraber yapalım mı?" diyecek.
ufak bir zevk benimkisi. yok gavur işiymiş, yok şöyleymiş böyleymiş. türk kültüründe varmış yokmuş beni alakadar etmiyor. ben süsleyeceğim arkadaş.
aym kararına da uymuyorum saygı da duymuyorum
-
biz de kendisine saygı duymuyoruz.
sevgili edinme konusunda hiçbir şey yapmayan insan
-
kaderine küsmüş, umudunu yitirmiş, olmayacağına inanmış ve yalnızlığı kanıksamış insandır. denedik de ne faydasını gördük, der. yalnızdır. mutsuzdur. üzgündür ama çabalayacak ümidi kalmamıştır.
eşyaların ruhu olduğuna inanmak
-
şamanist/pagan bir meyildir.
efendim önce etimoloji. animasyon ve animal arasındaki ilişki nedir? ikisinin de kökünde anima var. animo, "nefes alıyorum" demek. anima nefes demek, aynı zamanda "ruh". nefes alan şeyin ruhu vardır demek gibi. animal, basitçe ruhu olan demek; farsça eşdeğeri olan canaver'i biz (bkz: sözcük tabusu) nedeniyle olumsuz anlamda kullanmışız ki, aynısı ingilizce hayvan demek olup korkunç yaratık anlamına gelen beast sözcüğünde de var. yani animal, nefes kökünden türemiş "ruh"u olan demek. animasyon ne alaka? ruhu olan şey hareket eder, dolayısıyla hareket ediş de animasyondur demişler. hayat vermek, can vermek anlamı, hareket kazandırmak anlamına dönüşmüş. eski türkçe ruh, "tın". bugün "tin" diyoruz, tinsel vs gibi sözcüklerde yaşıyor. akrabası "dinlenmek", aslında tinlenmek; zira tın sözcüğü de, aynı anima gibi, nefes anlamına geliyor. nefes-ruh(canlılık)-hareket kavramları dünyanın birçok dilinde etimolojik olarak akrabadır.
bu ne demek? hareket eden her şey canlıdır demek. kimi etken, kimi edilgen hareket eder. su akar, taş rüzgarla savrulur, hayvan kendi isteğiyle yürür; ama her şey, bir şekilde hareket eder. dolayısıyla her şeyin bir "ruh"u vardır diyebiliriz.
belki de bundan hareketle, özellikle kadim türk şamanizmi, her nesnenin ruhu olduğunu düşünmüş. bu aynı zamanda atalar kültüyle de ilişkili: ataların ruhları, onları hatırlayan, adlarını ve ağıtlarını anan kimse kalmayınca, formlarını yitirir, biçimsizleşir, bir "ruhlar çorbası"na karışırlar. bu ruhlar çorbası yere, göğe, taşa, kuşa, ağaca, toprağa, suya sirayet eder, buna da yer-su (yir-sub) demişler. yani toprak ve suda ataların ruhları vardır, bütün materyal aleme sirayet eden, sızan, nüfuz eden bir paralel varoluş düzlemi, canlı cansız her nesneye sızar. bu yüzden hareket, yani canlılık mümkündür: canlılık ve cansızlık kaynağını sonsuz devinimli bir görünmez enerji ağından alır.
canlı cansız her nesnenin bir frekansı vardır gibi düşünün. bir evrensel ve sabit titreşim, bütün varoluşu sarar ve içerir, bildiğimiz anlamda canlılıksa yalnızca yerel yüksek frekanslardır şamanların gözünde, modern tabirlerle ifade edersek. şamanlar da yalnızca bu görünmez titreşimle "rezonans" hali yaşayabilen, o bütün eşyayı "ruhlu" kılan kaynağa erişebilen "yetenekli" kimselerdir.
madem etimoloji dedik, "eşya" çoğul bir sözcüktür bu arada onu söylemiş olayım. "şeyler" demek.
böyleyken böyle, aletlerin yorulduğuna inanan sevimli ve saf ninemiz, eşyaya "yazık" diyen babamız, cansız nesnelerin de ruhu olduğunu düşünen sevimli küçük çocuğumuz, aslında fark etmeden şamanistik bir davranış sergiliyordur.
direksiyon sınavında mala bağlayan kız
-
kız desen dalgınlıktan uçmuş kaptırmış gidiyor, yanındaki gözetmen ne kendi tarafındaki frene basıyor ne el frenini çekiyor ne de direksiyona müdahale ediyor. kaza oluyor ona rağmen kıza sağa çek diyor. * toros desen ayrı bir değişik, yolun ortasında naptığı belli değil.
kısaca nerden tutsan elinde kalıyor.
az bilinen görgü kuralları
-
normal telefon en fazla 6, cep telefonu en fazla 4 defa çaldırılır. daha fazla çaldırmak gereksiz ısrarcılık oluyormuş.
kimsenin aklına gelmeyen icatlar
-
(bkz: tuvalete girildiğinde su sesi çıkartan makine)
sıçtığımızı gizlemek için tonlarca su harcıyoruz çünkü. tonlarca..
japon tuvaletlerinde kullanılan müzik sisteminden bahsetmiyorum. o bir nevi; sıçarken youtube'dan "su sesi" videosu açmak. benim bahsettiğim şey başka..
içinde 200 ml kadar su olan bir düzenek yeterli. sürekli devir daim yaparak çeşme sesi çıkaracak ve rahat rahat sıçacaksınız. hem sudan tasarruf, hem daha hesaplı..
ismi de hazır. (bkz: sıçırgaç)