ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
16 kasım 2023 resmi gazete kararı
-
turk araplastigi icin bunlar basina geliyor,akillanmaz isen pas pas olursun,insanlik bir yere kadar,onceligim kendi milletimdir.
16 nisan 2015 türkiye geneli baş ağrısı yaşanması
-
sabah sol gözüm şiş ve hafif ağrıyla uyandığım için doğrulayabileceğim durum. muhtemelen sıcaklık değişimiyle ilgilidir.
ayrıca bu açık bir darbe girişimidir. seçimle başa geleni ağrıyla göndermek istiyorlar. eski türkiye bunlardan çok çekti.
başkanlık sistemi olsaydı yaşamazdık bunları. 400'ü verip kurtulalım derim.
ha bir de unutmadan; paralleel yapı.
eve alınacak kedi ile mülakat yapmak
-
- şimdi tabii benim de şartlarım var.
- tabii kavun bey, sizi dinliyorum.
- öncelikle, ben uyurken şirinliğime kapılıp beni uyandırırsanız anlaşmamız biter, çeker giderim. bu konuda anlaştık mı?
- hmm zor olacak ancak şartlarınıza uymaya çalışacağız tabii.
- pekala, ondan sonra, haftada en az bir gün balık, bir gün taze ciğer çıkacak.
- hmm masraflı oluyor, ama elimizden geleni yapacağız.
- genel hatlar bunlar, geri kalan detayları çalışma sürecimiz boyunca halledebileceğimize inanıyorum.
- peki kavun bey, o zaman, sizi biraz sevebilir miyim?
- tabii ne demek, geleyim kucağınıza?
- buyrun.
agop kotoğyan
-
türkiyenin en ünlü cildiye doktorudur.
doktorluk kimliğini sadece teşhis ve tedavi için ilaç yazarken kullanan biriydi. doktorluğun getirdiği egoyu, kibri, havayı asla kendisinde göremezdik adeta bir dost bir arkadaş gibi davranarak hastalari ile ilgilendirdi.
bir çok doktorda bulamadığı şifayı bu adamda bulan çok tanıdığım oldu. her zaman tek öneririm kolsuz olurdu. son zamanlarda sağlığından ötürü mesleğini yapamıyor ve başka doktor arkadaşlarına yönlendiriyordu demek ki ciddi bi rahatsızlığı vardı.
bir daha onun gibi harika bir doktor taniyacağima emin değilim. allah rahmet eylesin.
koltuğunu 180 derece yatırmaya çalışan yolcu tipi
-
kucağınıza yattıktan sonra alnından öpüp namusumsun denilmesi gereken yolcu.
ömer lütfi akad
-
“adapazarı’na gitmeye hazırlanıyorduk. gitmeden önce bazı siparişler vermek üzere biriyle buluşmam gerekiyordu. birden, üstümün başımın pek güven verici olmadığını fark ettim, özellikle ayakkabılarım çok kötü durumdaydı. taksim sineması’nın (şimdi devlet tiyatrosu’nun bulunduğu bina) uzun duvarı boyunca art arda dizili ayakkabı boyacılarına doğru hızla yürüdüm, az vaktim vardı, en öndekinin sandığına ayağımı koydum. ‘çabuk usta, şişir, acelem var’ dedim. boyacı başparmağı ile arkayı gösterdi. ‘arkadaki arkadaşa geç beyim’ dedi. ‘neden, ne oluyor’ dedim. ‘ben ayakkabı boyarım’ dedi adam, ‘bu benim işim, şişirme istiyorsan arkaya geç’. bir an kalakaldım. bütün alacağı yirmi beş kuruştu, bir liranın dörtte biri. ayağımı sandıktan çekmedim. ‘buyur, bildiğin gibi boya’ dedim, ‘hakkını ver’. beni bekleyen sonsuza kadar bekleyebilirdi, ben burada hayatımın dersini alıyordum.”
lütfi akad, ışıkla karanlık arasında, sayfa 24.
türkiye iş bankası kültür yayınları, istanbul 2004
akıllı ile zeki arasındaki fark
-
zeka ile okulda, akıl ile hayatta başarılı olunur.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"öğrenciye ev vermiyorsunuz ama otobüste yer vermesini bekliyorsunuz. nahh size yer! :d"
araştırma görevlisi olunca dağcı ayakkabısı giymek
-
sanırım bu bi ritüel. ünvanı artınca odasında terlik giymeye hak kazanacaktır veya sandalet...
sebebi ne ki acaba?
resim
bu kez gerçekten (#46976011) gelen mesajlar üzerine edit:
teşekkürler.... yüzünüzde biraz tebessüm yarattıysam ne mutlu...
edit2: haa bi de hazır o kadar araştırma görevlisi başlığa toplanmışken, yüksek lisans, yurtdışında yüksek lisans hakkında ufkumu açar mısınız?
özel mesaj veya deayri@outlook.com yoluyla ulaşabilirseniz. sevinirim...