ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ümitcan uygun'un instagram hesabının hacklenmesi
-
efendi adam mesaj atar.
-merhabalar nasılsınız acaba.
-sie amk tacizcisi bir de üniversite okumuşsun.
cinayet şüphelisi, dayakcı mesaj atar.
-tekten gireyim mi sana
-olur al sana konum al al al.
eyvallah hanımlar.
taliban'ın 15 yaşından büyük kızları istemesi
-
taliban'ın ailelere yazdığı bir mektupla 15 yaşından büyük kız çocuklarını taliban askerlerine eş olarak "hediye etmelerini" istemesi durumudur. o masum kız çocukları yerine türkiye'de islamcı teröristlerin zaferine sevinen kadın ve erkekleri paketleyip taliban'a eş olarak gönderebilsek keşke. https://twitter.com/…591/status/1427006319391870978
18 aralık 2021 togg logosunun tanıtılması
-
şeye benzemiş. argodaki anlamını bilen bilir.
küçükken okulda birbirimize iki baş parmağı ve iki işaret parmağıyla bu hareketi yapardık.
şöyle: görsel
çizmelerimi çıkarayım mı sedye kirlenmesin
-
bana can dündar'ın bir çocukluk anısını hatırlatmıştır bu acı söz.
can dündar matbaada çalışırken, dönemin ünlü bir yazarı (adını hatırlayamadım) küçük can'ın elini sıkmak istemiş. o da ellerinin kirli olduğunu söylemiş. yazar, can'ın ellerini bulup sıkıca toka yaparak "çalışan eller kirlenmez" demiş.
ben de hep bu şekilde düşünüyorum çalışan eller ve ayaklar kirlenmez. sedyeler fedadır sana.
bizim için kılıçdaroğlu yok hükmünde
-
ahmet necdet sezer görevden ayrıldığından beri boş olan cumhurbaşkanlığı makamından gelen bir yankı.
26 şubat 2013 barcelona real madrid maçı
-
bu maçta barcelona kalecisi pinto; hayrettin demirbaş penaltısı yedi.
bugün literatürde panenka penaltısı var, hayrettin demirbaş penaltısı yoksa bu bizim ayıbımızdır. nasıl panenka'nın kendine özgü bir penaltı atma stili varsa hayrettin'in de kendine özgü bir penaltı yeme şekli vardı.
17 penaltı yediği 28 kasım 1996 gençlerbirliği galatasaray maçında zirve yapan hayrettin demirbaş penaltısının özelliği şuydu; hayrettin, penaltıcı topa vurmadan önce bir tarafa ayakları üstünde hareket eder sonra diğer tarafa uçardı. böylelikle iki köşe birden boş kalmış olurdu. bir miktar diğer tarafa hareket ederken diğer tarafa uçmaya hazırlandığı için hareketlendiği tarafa atılan penaltıyı kurtarma şansı yoktu. ortada durmayıp bir tarafa hareketlendiği için diğer tarafa uçsa dahi köşenin yakınlarına dahi yetişme şansı yoktu. kabaca; penaltı atılırken olduğu yere otursa, penaltıyı kurtarma şansı daha fazlaydı.
pinto tam olarak hayrettin demirbaş penaltısı yemeyi başardı. bir tarafa gider gibi yapıp diğer tarafa atladı ve köşeye giden topa yetişemedi.
hayrettin, bir kuşağa neler ettin gör işte... bir yanda el clasico oynanırken nerelere gidiyoruz...
cesare pavese
-
"kendimi yalniz birakmamak icin butun gece aynanin karsisinda oturdum" diyecek kadar yalniz bir adam
ibb anne kartın 25 milyon kez kullanılması
-
şayet helal edilmeyecek hakkımız varsa öncelik aşağıdaki yaşam formlarına aittir.
(bkz: bankamatik memuru/#91061504)
(bkz: cengiz inşaat'ın vergi borcunun silinmesi)
(bkz: atv'nin sahibine 9.5 milyar liralık vergi affı)
(bkz: demirören'in ziraat bankasından aldığı kredi)
(bkz: yandaşa ödenen 61 milyar 720 milyon tl kur farkı)
(bkz: 615.9 milyonluk vergi borcunu 7 milyona düşürmek)
dipnot: destek bekleyen kampanya; (bkz: #129740506)
sözlük nick'lerinden meslek tahmini yapmak
-
stanne - süt anne
paranın bir insanı elit yapıp yapmayacağı
-
bu düşünceler tipik marksist düşüncelerdir. marx'ın teorisi her şeyi sınıflar üzerinden açıklardı. yani kapital belli sınıfın elindedir, bu sınıf da burjuvalardır ve artı değer dediğimiz (işçi emeğini sömürmek) parayı kendi zenginlikleri için kullanırlar derdi. yani parası olan bir sınıf içerisindendir ve elittir.
ilerleyen dönemlerde oldukça sevdiğim birkaç sosyologdan biri olan max weber, tokat gibi yeni bir kuram ortaya koydu ve sınıf-statü ayrımını yaptı. statü sahibi insanlar burjuva sınıfa ait olmak zorunda değildir dedi. basit bir anlatımla siz prestij sahibi bir meslek grubunda üye olabilirsiniz fakat gelir sahibi olmak zorunda değilsiniz dedi. yani bunların her zaman eşleşmesine gerek olmadığını anlattı. ortaçağda da buna benzer durumlar görüyoruz. örneğin her aristokrat zengin değildi. günümüzde de yeni-beyaz sınıfın ve hizmet sektörünün ağır sanayinin önüne geçmesiyle bu durumu görüyoruz. yine patronlar var fakat ezici güce sahip değiller, tam tersi üst seviye beyaz yaka bir çalışanı yanlarında çalıştırmak için ellerinden geleni yapar ki bu kapitalizmin de temel mottolarından biridir. örnek vereyim: aziz sancar türkiye'de bir üniversitede çalışacağım dese, koç'dan tut, sabancı'a, bilkent'e kadar hepsi bütün imkanlarını sunar.
bunların üzerine bourdieu yeni bir teori ortaya koydu ve bunlar yalan-dolan kardeşim, mesela "habitustur" dedi. yani nerede yetiştiğiniz çevreniz sizi şekillendirir, sonradan para kazanmanız beğenilerinizi değiştirmez dedi. buna en güzel örnek ibrahim tatlısestir. siz fakir doğup, amelelik yaptıysanız asla aristokrat bir ailede yetişmiş bir zenginin zevkine sahip olamazsınız. bir diğer ifadeyle amelelik sonrası çok kazansanız da yine lahmacun ve adana yemeye devam edersiniz. parayı orjinal zevkler için değil daha çok gösteriş amacıyla kullanırsınız. bourdieu büyük adamdı. kısaca istediğin kadar kazan elitlik böyle olmaz derdi.
baktığımızda weber ve bourdieu marx ile çoğunlukla çelişir ve bir anda para kazanmanın ve hatta fabrikatör olarak işçileri sömürecek düzeye gelmenin zevkleri etkilemeyeceğini, yani sizi elit biri yapmayacağını gösterir.
depoyu fullemenin aptallık olması
emrah serbes'in yazarlığı bırakması
-
yazarlığa meslek muamelsi yapanda, anca bizim ülkede olur.
sen fikir adamısın ,düşünce insanısın,hayatta eksik ve yanlış gördüğün ne varsa bi şeyler yazmakla mükellefsin.
aydınların sustuğu yerde ,cahiller bağırırmış.
iki yıl sonra ülke çok farklı olacak sanki, yine gençler ölecek , yine zalım zülmüne devam edecek,ama bu arada senin paran bittiği için yazman gerekecek.