hesabın var mı? giriş yap

  • nükleer bombadan sonra yeryüzünde; hamamböcekleri, emlakçılar, taksiciler ve müteahhitler hayatta kalacaktır. merak etmeyiniz, bir şey olmaz onlara.

  • sakallar ve kaşlar takma muhtemelen.

    baston kullanacak yaşta ve fiziksel yapıda olmadığı da aşikar.

    konuşması hem ton hemde diksiyon açısından bir önceki rolüyle taban tabana zıt. fikirler insanın sesini değiştirmez :)

    yine ekmeğinde kral.

    bu kadar bariz ve karikatürize roller herkesin harcı değildir, gerçekten iyi bir oyuncu ve yarın haham olmaya karar verse herkesi inandırır. :)

  • hemen her konuda bir aforizma sahibi bernard shaw bu konuda da şu açıklayıcı ifadeyi dile getirmiştir:

    "i learned long ago, never to wrestle with a pig. you get dirty, and besides, the pig likes it."

  • türk futbol tarihinin kaderini değiştiren maç. bir çocuk için en unutulmaz anlardan birinin sahibi.

    üçüncü sınıftayım. sabahçıyım ve 5.50 gibi bir saatte kalkıyorum okula gitmek için. annem disiplin sahibi, derslerimi galatasaray'dan bile daha çok önemseyen bir fanatik. sarı kırmızıya olan sevdam, anamdan bana geçme. ertesi sabah önemli bir sınav var ve saat 20.45'e doğru zorla yatağıma itiliyorum. tabi ki ağlayarak. elimde saatim, benim için büyük bir klasik olan uyuma numarasıyla uzanıyorum. dakikaları sayıyorum. 21.44 gibi kalkıp ''anne ben geldim, bu maçı izlemezsem ölürüm. lütfen anneciğim'' diyeceğim. kalbi yumuşayacak ve izin verecek. o da galatasaray'a sevdalı, bu aşkımın anlamını herkesten daha çok biliyor. plan bu. son hatırladığım saatte 21.39'u gördüğüm. kalkamıyorum yataktan, imkansız, olmaması gereken bir şeyi yaşıyor ve uyuyakalıyorum.

    büyük bir sarsıntıyla uyanıyorum. gözlerimi açtığımda annem beni yataktan kaldırmaya çalışıyor. derin uykumdan hızla ayılıyorum, ''ben uyumayacaktım'' diyorum. gözlerim dolu dolu. ''çabuk kalk, penaltı atıyoruz'' diyor annem. gözlüğümü bile takmadan yarı uykulu çok heyecanlı koşuyorum salona. babam da orada. skoru görüyorum, 2-2. bir golün uefa kupası'na katılma hakkı kazanacağımıza yettiğini adım gibi biliyorum. bozuk gözlerimle normal mesafeden televizyonu rahat rahat görmemin imkanı yok. yapışıyorum ekrana.

    ümit geliyor...

    sonrasını biliyorsunuz.

  • oturma duzenegi nedeniyle gloria'nin starbucks'dan daha sansli oldugu rekabet. gloria'da elinize verdikleri menuden begendiginiz kahveyi "ahanda şu olsun" diye gostererek isteyebiliyorsunuz, starbucks'da telaffuz etmek durumundasiniz :

    - bana bi tane maçarotti..
    - efendim?
    - bi tane makivetti..
    - nasil?
    - nescafe var mi?
    - yok maalesef..
    - sittir, o zaman bi tane makamotti..
    - ne?
    - ver bisi iste canina yandigim..

  • öyle tırt biriydim ki, mezuniyet töreninde kepim kaybolmasın diye havaya atmadım. bi de havaya atıp tutmuş gibi yavşak tavırlar sergiledim.