hesabın var mı? giriş yap

  • tanıştık.
    arkadaş olduk.
    iyi arkadaş olduk.
    çok iyi arkadaş olduk.
    dost olduk.
    en iyi dost olduk.
    sevgili olduk.
    ayrıldık.
    bitti.

  • bana göre; (bkz: algida)

    seneler evvel çok kaliteli, çok lezzetli diye tüketirdim. sonra, herkesin pancar şekerini bırakıp mısır şurubu şekeri kullanmaya başlamasını normal karşılıyoruz da artık, o yetmezmiş gibi bir de bunların paketlerinde "dondurma" yazmadığını/yazamadığını ve sebebinin de hiç süt kullanmıyor olup her şeyi süt tozu ve su ile yapmaları olduğunu öğrendiğimde bitti benim için.

    edit: imla

  • sinem kobal'ı örnek almasını dilediğim kişi.
    sinem kobal da rol yapamıyordu ve bir noktadan sonra utandı ve oyunculuk kariyerini sonunda bıraktı.

    darısı hazal kaya'ya.

    tüm ona torpille iş paslayan eş dostları da bunu yapmayı artık kessin lütfen.

  • anne tarafından yazılmış güzel, duygusal bir yazı. eleştirmek için söylemiyorum ama benim şahsi düşüncem bu tarz yazıların sadece yazıldığı kişiyle paylaşıldığında daha değerli olduğu. yani paylaşacaksa da yazının muhatabı paylaşmalı bence.

  • bu sabah anneme gittim kahvaltıya. ali ismail'den bahsetmeye başladı. "son görüntüleri gördün mü? ali'yi dovdukleri." başladı hüngür hüngür ağlamaya. sesi titreyerek "bunlar nasıl insanlar? kafasına nasıl vurdular? " dedi zar zor. bir ara durdu "ali'nin annesi.." dedi, tekrar ağlamaya başladı. banyodan mutfak bezini alıp etrafın tozunu almaya başladı. "yine başlayacak eylemler anne" dedim. "oğlum bunların ne yapacağı belli değil, gitme sen." dedi. "ama, ne olacak bunca ölen çocuk, ne olacak bu devletin pislikleri?" deyince ben, 12 eylül'de vurulan dedemi hatırlattı, "babam, karanlık sokaklardan kuytu köşelerden sakın, asla yalnız mücadele etme, derdi." dedi. "merak etme anne" dedim, "ya hep birlikte ya hiçbirimiz! "

    annelerin gozbebeklerini onlardan ayirdiniz ya, dünyanın en haklı direnisine dünyanın en çirkin en sert mudahelesini yaptınız, tek bir özür dilemediginiz gibi yaptıklarınızı saklayip, aşağılık argümanlarla kendinizi savundunuz, halkı medyanizla kandirdiniz, alay ettiniz ve en önemlisi anneleri aglattiniz ya, bunların hiçbiri yanınıza kalmayacak. ant içeriz.

  • oldukça nadir görülen bir genetik hastalıktır.

    cri du chat, fransızcada kedi ağlaması anlamına gelir. cri du chat sendromu da adını kedi miyavlamasını andıran bir ağlama sesi ile kendisini gösteren bir durum olmasından mütevellit almıştır.

    cri du chat sendromunda ağlama sesi

    hastalığın adının fransızca olmasının nedeni ise ilk defa 1963 yılında jerome lejeune tarafından tanımlanmış olmasıdır. lejeune kürtaj karşıtlığından ötürü tartışmalı bir isim olsa da kromozom anormalileri konusunda oldukça başarılı bir genetikçi ve çocuk doktorudur. down sendromu ve 21. kromozom arasındaki ilişkinin de ele alındığı makaleyi yazan ilk isimlerdendir.

    kızlarda erkeklere oranla daha fazla görülen sendromun tiz ağlama sesi dışında kalan tipik belirtileri arasında ise:

    - entelektüel yetersizlik,
    - mikrosefali,
    - beslenme sorunları,
    - konjenital kalp hastalıkları,
    - hipertelorizm,
    - yuvarlak yüz,
    - geniş burun köprüsü,
    - mikrognati,

    gibi semptomlar mevcuttur.

    cri du chat'nın etiyolojisi 5. kromozomun kısa kolundaki bir silinmedir. hangi gen bölgelerinin silinmesinin neye sebebiyet verdiği hâlâ araştırma konusudur. bir örnek olarak, serebral gelişimde rol oynadığı düşünülen bazı genler bu araştırmada ele alınmıştır.

    tedavisi semptomatiktir. tedavi ile hastanın yaşam süresi normal olabilir.