hesabın var mı? giriş yap

  • merak edenler için sözlükte bulunsun dediğim cv'dir. yalnız kapladığı alan bakımından sözlük serverlarını zorlamaktadır. okuyan çıksın bi zahmet, sözlük kasıyor.

    -1969 yılında ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi'ni ve ankara üniversitesi dil, tarih ve coğrafya fakültesi'nin tarih bölümünü bitirdi.
    - viyana üniversitesi slavistik ve orientalistik bölümü'nde öğrenim gördü.
    - yüksek lisans çalışmasını chicago üniversitesi'nde yaptı.
    - ankara siyasal bilgiler fakültesi'nde "tanzimat sonrası mahallî idareler" adlı tezi ile 1974 yılında doktor, "osmanlı imparatorluğu'nda alman nüfûzu" adlı çalışmasıyla 1979'da doçent oldu.
    - 1982 yılında devletin akademik politikalarına tepki olarak görevinden istifa etti. bu dönemde viyana, berlin, paris, princeton, moskova, roma, münih, strazburg, yanya, sofya, kiel, cambridge, oxford ve tunus üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yaptı.
    - 1989'da türkiye'ye dönerek profesör oldu ve 1989-2002 yılları arasında ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi'nde idare tarihi bilim dalı başkanı olarak görev yaptı.
    - 2002 yılında galatasaray üniversitesi'ne, iki yıl sonra ise bilkent üniversitesi'ne konuk öğretim üyesi olarak geçti.
    - şu anda galatasaray üniversitesi hukuk fakültesi ve bilkent üniversitesi hukuk fakültesinde türk hukuk tarihi derslerini vermektedir.
    - galatasaray üniversitesi senato üyesidir.
    - uluslararası osmanlı etütleri komitesi yönetim kurulu üyesi ile avrupa iranoloji cemiyeti ve avusturya-türk bilimler forumu üyesidir.
    - ilke eğitim ve sağlık vakfı kapadokya meslek yüksekokulu mütevelli heyeti üyesidir.
    - 2005 yılında topkapı sarayı müzesi başkanı oldu.

    ortaylı; türkçe;
    ileri seviyede almanca, fransızca, ingilizce, italyanca ve rusça;
    orta seviyede kırım tatarca, slovakça, romence, sırpça, hırvatça, boşnakça, arapça, farsça, latince, ibranice, bulgarca, antik yunanca, ve yunanca bilmektedir.

    kaynak: vikipedia.

  • günümüzde rus federasyonu’na bağlı altay dağlarını da içine alan özerk tuva cumhuriyetinde yaşayan türk boylarının, ciğerlerine doldurdukları havayı kullanarak ağız, gırtlak ve yutakta oluşturdukları rezonansla uzak mesafelere ulaştırdıkları sesler ve aynı tekniği kullanarak söyledikleri türkü ve ilahilerdir.

  • podolski ile kıyaslayanlar olmuş. şahsen bir galatasaraylı olarak ben hiç düşünmeden podolski derim. çünkü düşünürsem nani derim.

  • dükkanı tarayanlar, aynı zamanda dörtlülerini yakıp, arkada oluşacak trafik için de kibarlıklarını göstermişlerdir ve az sonra gideceğiz mesajını vermişlerdir.

  • üniversite 4. sınıf öğrencisinden;

    - pompacı " kurşunsuz mu olsun abi ?" deyince " kurşuna gerek yok, sözlerin var ya.." dedim, sarıldık ağladık..

  • köfteci yusuf'un kendisi (yani yusuf akkaş), standart bir türk patrondan farklı olduğunu şu sözleriyle belli etmiş. takdir ettiğim tükkanın, tükkan sahibidir:

    "ben iyi bir kasabım. iyi bir pişiriciyim. otomobil kullanabilirim. ama bu iş artık uçak oldu. ben pilot değilim. bu uçağı kullanamam. o nedenle artık profesyonellerden danışmanlık hizmeti alıyoruz"

  • ırmak kupal isimli 3,5 yaşındaki el kadar bebeğin tecavüz edilerek öldürülmesi ardından açıklanan rapor.

    --- spoiler ---
    "otopsi raporuna göre, ırmak'a tecavüz edildiği, elle boğularak öldürüldüğü ve ters ilişkiye girilmek istendiği, bu sırada da iç organlarına zarar verildiği saptandı."
    --- spoiler ---

    kaynak

    o el kadar bebek bedeninden daha ağır bir tabuta konuldu.
    o bebeğin son anlarını hiç düşündünüz mü? o çocuğun ne şekilde mücadele vermeye çalıştığını, kurtulmak adına nasıl göz yaşı döktüğünü hiç hayal ettiniz mi? nasıl canının yandığını, neler yaşadığını. sakinleşemiyorum, düşündükçe kalp krizi geçirecek gibi hissediyorum.

    allah sana çok çok uzun ömür versin himmet aktürk.
    her anında hatta her nefes alışında o kız gelsin gözlerinin önüne.
    her nefes alıp vermen sana aylar gibi gelsin.
    1 dakikanı 10 sene gibi yaşa.
    yaşadığın tüm acıları iliklerine kadar hisset ama hiç bir şey yapamayasın.
    ölmek için çok çaba göster ama öleme.

  • denizde kısmının altını çizerek ortaya attığım iddia. iddiamı tek tek nedenleriyle belgeliyorum:

    adam havuzda yüzüyor. tuzsuz suya alışık. bizim gibi denize değil. biz daha yürüyemezken denizdeymisiz, fotograflarla sabit. yüksek yüzmeye alışkınız. deniz onun için deplasman.

    adam havuzda bile gözlük takıyor. demek ki narin, zora gelemez. denizde gözü yanar. ben gözlüksüz biçimde denizde aşağıda ve yukarıda bir saniye bile kırpmam, su kacirmamayi biliyorum ama agzima, burnuma, kulagima su kactiginda da gik demem. onun gözlük sürtünmesinden dolayı +10 hp (beygir) bana ekle.

    maykıl slip mayo giyiyor. biz şortla yüzmeye alışığız, bu da yavaşlatır. bir gören olmayacaksa maykılın slipten ben de giyeyim 10 hp oradan gelir de gerek yok.

    maykıl bong-ot falan içiyormuş. ben normal sigara bile içmem. alkolüm yoktur. yoktur derken oyle degil, disiplinle: bir yudum, bir nefes dahi içmiyorum. sosyal içici bile değilim, içici değilim, sosyal de değilim. dolayısıyla ciğerler temiz. iyotlu havayı yiyince büyük ihtimal maykılın ağzına 10. kulaçta içtiği tütünden dolayı balgam gelecek, benim en büyük sıkıntım 30 dakika önce yediğim lahmacundan dolayı ağzıma mide özsuyu gelmesi olabilir.

    ondan sonra sakallarım çeneden suya surtup fren yapıp yavaşlatıyor. sakalı da kessem 10 hp de oradan gelir. dikkat edin maykıl ayro-dinamiği sağlamak için sinekkaydı tıraşlı biçimde yarışıyor. öbür türlü suya çenenizin oradan bir sürtme hissediyorsunuz.

    kelebekte falan tabi ki yoruluyorum, hem kurallarına uygun yapmayı bilmem, zaten samimi fikrimi sorarsanız maykıl gibi yarışıp eve ekmek getirmiyorsanız kendinizi gereksiz yere yormaktan başka bir şey değil. ama kulaçlıda ilk 10 metrede çok net tokatlarım. (onlar artistliğine serbest diyor buna. gerçek adı kulaçtır. siz serbestte köpekleme giden adam gördünüz mü amk, fark yersin.)

    ilk 10 metreden sonra geri kalabilirim, profesyonel sporcudur sonuçta. yuzme idmani yapıyor. boyu 193'müş ve kim bilir ortaya çıkmayan ne dopingler vuruyorlar. (şarapova gibi) ama ilk 10 metrede roket gibi fiırlar arayi yarim metre açar salarim ben. sonra o geçtiginde "ben zaten salmıştım" derim.

    hele bir de fırtınalı havada 1 metrelik dalgalara karşı kapışacaksak net 10 metre ayırırım. gerci o havayı tecrube etmediyse yuzebilecegini de sanmiyorum. offroad yuzme teknikleri farkli. buyuk ihtimal "stilim bozulur" fln diyip havuzuna geri doner.