hesabın var mı? giriş yap

  • - a-si-ye söy-le-ba-ba-na-be-nim-a-dım-am-di-değ-il-ham-di...

    enişte sayıklamış, halam anlatmıştı. dedem "h" özürlüdür. adamın nasıl uyuzuna gidiyormuş meğerse.

  • amaç ne? sonuçta kimse mutlu olmasın, saçma sapan taktiklerle ilişkiye devam etmeye çalışalım mı?

  • gençken daha çok olur. çünkü gençken insana hiçbir şey yeterli gelmez. zaman dahil.

    genç. adı üstünde. diyelim, sadece yirmi yılını yaşamış ömrünün ve bunun üç misli daha zamanı var ortalama. ve kitap delisi. kendimden biliyorum. böyleydim. onbin kitabım olur herhalde diye düşünüyordum. onları okuyacağımı düşünüp heyecanlanıyordum. sonra, bir insanın hayatını sırf kitap okumakla geçirse dahi bile bu kadar çok kitap okuyamayacağını anladım. vazgeçtim çok sayıda kitap almaktan. herhalde 1.000 kadar kitabım vardır ve herhalde 700 kadarını okumuşumdur. şimdi hayatın ortasındayken ben, bana deseler ki, artık kitap satılmayacak, bitti, peki derim.

    kitaplarım bana yeter ömrümün ikinci yarısında da. okumadıklarımı okurum, severek tekrar tekrar okuduklarımı tekrar tekrar daha okurum. bu bana yeter. gerçekten yeter.

  • özgüvenine hayran olduğum erkek. adam kendinden o kadar emin ki; türbanlı kadın isteyip, türban kullanmayan kadınlarla iletişim kurup, bu kadınların kendisi için tesettüre gireceğinden şüphesi yok.

    ulan o kadın tesettüre girecek olsa kendi için girer, sen kim oluyorsun? hayat arkadaşı değil evde kullanacağı kendine özel oyuncak arıyor yavşak. madem türbanlı bir kadın istiyorsun, git öylesini bul. niye milletin vaktini çalıyorsun ulan? bunlara oyuncak olan, inancını buna alet eden kadınların da aq.

  • benzeri tarihte sıklıkla görülen zihniyettir. selçuklular, timur devleti gibi örnekleri vardır. allahtan o dönemde berkut, emrecan, pelinsu gibi isimler moda değilmiş. berkutlu imparatoru 2. tuğberk kulağa çok tuhaf geliyor.

  • evde mutsuzdur.
    evde kimsesi yoktur.
    evi yoktur orda kalıyordur.
    para lazımdır.
    erken kalkıp erken yol almak istiyordur.(pazar bile olsa)

    bırak işine baksın adamcağız, sen sporundan olma.

    başlığı açan eylül fırtınası kaçmış.

  • "babam zeki müren dinleyip ne varsa eskilerde var der,ben 90lar için aynı şeyi diyorum,benim çocuklar da serdar ortaç & demet akalın dinleyip aynı şeyi diyecekse bu gelenek hemen burda bitmeli."

  • prof.dr. philip g. zimbardo ve ekibi tarafından her detayı ince ince düşünülmüş bir sosyal psikoloji deneyi. örnek vermek gerekirse bu deneyde gardiyan rolünü üstlenen öğrencilerin gözündeki kocaman çerçeveli güneş gözlükleri, bu gardiyanların duygularının mahkumlar tarafından anlaşılamaması için bilinçli olarak kullanılmıştır.

    bu gibi sosyal psikoloji deneylerinin tartışılmasının nedeni, deneyin asıl amacının saklı tutulması değil, deneklere başta söylenmeyen koşullar ve bu koşulların denekler üzerindeki olası olumsuz etkileridir. zimbardo deneyi'nde de mahkum olan deneklere kötü muamele görecekleri söylenmiş, ancak bu muamelenin gerçek hapishanelerde uygulananlardan biraz farklı olacağı deneyden elde edilecek sonuçların güvenilirliği açısından söylenmemiştir. deneyin en önemli koşullarından biri hapishanedeki baskı ortamının bir an bile bozulmaması ve mahkum öğrencilere neredeyse yirmi dört saat psikolojik olarak işkence edilmesidir. öyle ki bir ayağına zincir bağlanmış bir halde uyumak zorunda olan mahkumlar, yatakta dönmek isterken diğer ayaklarına çarpan zincirin verdiği acıyla uyanıp hapishanede olduklarını hatırlamaktadırlar. prof. zimbardo'nun bu detayla ilgili defterine düştüğü şu not can alıcıdır: "rüyalarında bile bu hapishaneden kaçmalarına imkan yoktu." '416 no.lu mahkum' ise yapay stanford hapishanesi'yle ilgili aşağı yukarı şunları söylemektedir: "devlet yerine psikologlar tarafından idare edilen bir hapishane, nihayetinde bir hapishane."

    prof. zimbardo'nun altı günlük kısa deney süresi içinde istemdışı olarak bir araştırmacıdan ziyade hapishane müdürü gibi düşündüğünü ve davrandığını fark etmesi; gardiyanlık konusunda hiçbir eğitim almamış öğrencilerin mahkumlar arasındaki birlik ve dayanışmayı kırmak için kendi aralarında yaptıkları görüşmeler sonucunda uygulamaya karar verdikleri yöntemlerin gerçekte de uygulanan yöntemler olduğunun öğrenilmesi; başlangıçta birkaç hafta süreceği bildirilen deney, işler iyice çığrından çıkmak üzere olduğundan (açlık grevleri, histeri krizine tutulan mahkumlar, isyan eden aileler, kaçış planları) bir haftayı doldurmadan sona erdirilince mahkum rolündeki denekler alacakları ekstra maaştan oldukları halde mutluyken gardiyanların çoğunun deneyin erken bitmesinden dolayı rahatsız olmaları bendenizi dehşete düşüren notlar arasındadır.

    özet olarak, etik olup olmadığı tartışıladursun, zimbardo deneyi bize insan davranışlarını anlama konusunda inanılmaz değerli bilgiler veren sıradışı bir deneydir.