hesabın var mı? giriş yap

  • ahahahhah stark arena mustafa kemal'in askerleyiz sloganı ile inliyor. ahahahaha silemeyeceksiniz olm, bu 20 yılda tek adam rejiminde bunca ahlaksızlığa ve embesil seçmene rağmen silemediniz silemeyeceksiniz. o yıktığınız ya da adını sildiğiniz atatürk isimlerinin hepsi geri gelecek. hatta ulu önder gazi mustafa kemal atatürk olacak adları. sadece atatürk ile de yetinmeyeceğiz. ahahahahahah çok keyiflendim ya, asla bu kadar saygı ve sevgi göremeyeceksiniz. bu ülke kurtulacak! temizlenecek.

  • "konuşmak istiyorsa senin yazmanı beklemez yazar, sesini duymak istiyorsa arar, görüşmek istiyorsa bir fırsatını bulur, sevmek istiyorsa sana saçma sapan bir anlam yükler kendine bahane yaratır yine sever. insan bu, istese yapamayacağı şey yok ama istememiş demek ki ne yapacaksın? "
    ...

  • "çok sıkıcı birisin"
    "hayata karşı dimdik durmuyosun"
    "çalışıyorum biliyorsun"
    "öf"
    "pöf"
    "tamam"
    "sana da"
    "ben de"
    "günaydın"
    "neyse uyuyorum ben iyi geceler"

    zaten bunlarla geçti aylarimiz. smile bile atmazdi lanet karı. ulan botla mi sevgili olmuşuz napmisiz aylarca şimdi fark ettim de.

  • bu insanlar hayatın her yerinde aslında. torpili, referansı, dayısı, kocası bir yerlere getiriyor işte . bu durumu artık hayatın bir gerçeği olarak kabul ediyorum yeter ki suratımıza tükürür gibi yetenekten liyakatten bahsetmesinler.

  • yanlış hatırlamıyorsam 10 yıl kadar önce izmir'de yaban domuzu avlayıp etinden çiğ köfte yapıp satmışlardı, yiyenlerde trichuris trichura enfeksiyonu görülmüştü. ülkelerinde çiğ etten çiğ köfte yapılmadığından pek vaka görememiş olan abd ve avrupa'dan da bazı hekimler hastaları yerinde incelemeye gelmişti. dürüst, ahlaklı ve muhafazakar türk gıda üreticisinin dünya tıbbına bu gibi katkıları olmuştur. bir de türk insanın bilime ne katkısı oldu denir..

    e: 12 yıl öncesiymiş hatta ekşide başlığı bile varmış.(bkz: izmir'deki çiğ köfte hadisesi)
    ayrıca tam bir hanfendi is back uyardı trichinella spiralis enfeksiyonuymuş.

  • demin tesadüfen şarkıyı dinlerken dikkatimi çeken hatalı yargılama üzerine kaleme alma ihtiyacı hissettiğim inceleme. şarkı sözlerinde bakalım ne diyor?

    --- spoiler ---
    ben suçsuzum diyorum, kimse beni duymuyor
    bunu bir tek sevdiğim bir de allah biliyor
    --- spoiler ---

    aslında bunu sadece sevdiği ve allah bilmiyor. aslı'yı kaçırırken yanında bulunan dostu rıdvan da biliyor.

    --- spoiler ---
    "hani yalnız gitmeyeyim, bizim rıdvan'ı da çağırayım." diyorum
    --- spoiler ---

    şarkıdan anladığımız kadarıyla rıdvan'ın verdiği herhangi bir tanık ifadesi yok. sanık beyanında olayda belirtilen rıdvan isimli şahsın ifadesi alınmadan hüküm kurulduğu için zaten burada bir hata var.

    bununla beraber taksici ramazan'ın yargılaması sırasında sadece bir tanık ifadesinden yani aslı'nın ifadesi üzerinden hüküm kuruluyor. burası da sıkıntılı. ayrıca yangının nasıl çıktığına dair polis veya bilirkişi incelemesi yok, parmak izi vs. yok, taksici ramazanın orada olduğuna dair herhangi bir güvenlik kaydı ya da mobese kaydı da yok. deliller yeterince etkili şekilde toplanmamış, bunun üzerine sadece bir tanık ifadesinden hüküm kurulmuştur. bu durum da şüpheden sanık yararlanır ilkesine aykırıdır.

    sonuç olarak aslı gerçeğe aykırı ifade verdiği için" gerçeğe aykırı tanıklık veya bilirkişilik yapılması" (cmk md.311/1-b), rıdvan'ın ifadesinin dinlememesi ve sadece tanık ifadesi üzerinden hüküm kurulması, delillerin gereği gibi toplanmaması, şüpheden sanık yararlanır ilkesinin uygulanmaması adil yargılanma hakkının ihlalini (anayasa md.36 ve aihs md.6) oluşturduğundan yargılamanın yenilenmesi gerektiği açıktır.

    ilaveten aslı hakkında gerçeğe aykırı şahitlik yapmak, yargılama konusu olay hakkında bilerek gerçeğe aykırı beyanda bulunmak, yalan söylemek, gerçeği inkar etmek suretiyle "adliyeye karşı işlenen suçlar" kapsamında yalan tanıklık suçu çerçevesinde cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir.

    ayrıca (bkz: mesleki deformasyon)

  • sonuna kadar okuduğum ama güncel durumda 2 yıl çalışıp antalyada daire alabilme seviyesine kadar düşmüş noterin nasıl battığını anlamadığım durum. böyle bir batma fırsatı varsa derhal değerlendirmek isterim.