hesabın var mı? giriş yap

  • başka bir başlıkta yazmıştım, buraya da yazayım;

    dursun, temel'e demiş ki:

    -temel bil bakalım: arama fasilitesi var kullanmaz, yazılanı okumaz...

    temel durmuş,

    -skeyim öyle yazarı... demiş.

  • adamlar ''şikayet var'' diyerek evini basıp karına, sevgiline, bacına veya da anana tedbir amaçlı bilmediğin bir yerde 48 saat el koyarsa o zaman bende derim why so panic bro...

    zorunlu edit: ''why so panic'' entry'e dayanamayıp silip çok uzaklara kaçmış ama bizde hatırası mevcut, rahat olsun.

    ekran görüntüsü

  • buradaki arkadaşlara güldüm. istanbul türkiye'nin en iyi şöförlerine ev sahipliği yapan şehirdir. ciddi anlamda istanbul şöförü araba kullanmayı biliyor kardeşim, çünkü bu kalabalığın, sıkışıklığın içinde öğrenmek zorundasın.

    arabanın milimi milimine sığacağı o park boşluğuna dörtlüleri yakıp 5-6 saniye içinde lap diye arabayı oturtmayı istanbul'da görürsün sadece. ankara'da, izmir'de park etmeyi bile bilmeyen bir sürü şöför var ne yazık ki. adam iki arabalık boş yere öyle bir park etmiş ki arabanın yarısı yola taşmış. diğer şehirlerden bahsetmiyorum bile.

    kaldırıma sıfır parkların şehridir istanbul, 25 arabanın dip dibe muhteşem bir senkronla asla birbirine dokunmadan, caddeden dar bir sokağa aktığı şehirdir, zaten trafikten hızlanamadığın için kaza riskinin en az olduğu şehirdir istanbul, istanbul şöförleri olarak güzel kullanıyoruz vesselam. aferin çocuklar.

  • fenerbahçe camiasının “paralı köpekler” seviyesinden “sizden özür diliyorum” diyen bir seviyeye geldiğini gösteren olaydır. erdemli insan davranışıdır.

    not: süleymansebaspor

  • aşırı duygusal bir toplum olduğumuz için mutlaka birinden birini tutup fanatiklik içinde, bir insanı melek; diğerini ise şeytan yapabiliyoruz. bir taraf mutlak kötü, bir taraf mutlak iyi oluyor. ortası yok.

    bu bağlamda, ben o sahnede tartışmaya konu olan her iki ismin de yanlış hareket sergilediğini ve haksız olduğunu düşünüyorum. fakat ilk yanlışı kim yapmış/başlatmış derseniz, kesinlikle ödülü alan (daha doğrusu 'almayan' mı demeliydim?) kadın oyuncu başlatmış.

    sahneye adım atıldığında, orada bulunan sahne sunucularına selam dahi vermeden arkanı dönüp konuşma yapamazsın. bu çok büyük bir görgüsüzlük ve saygısızlık. sahneye çıkarsın, sunucuların elini sıkıp selam ve teşekkür edersin, ayaküstü bir iki diyalog orada gerçekleşir, ondan sonra mikrofonu alıp topluluğa hitap etmeye başlarsın. heyecan, acemilik vs diyenler olmuş da, çocuk değilsin ki arkadaş nasıl bi acemilik bu böyle?

    bak bir örnek: https://youtu.be/ghuvu_wisig
    kadın sahneye çıkar çıkmaz sahne sunucusunu öpüyor, teşekkür ediyor, ödülü alıyor ve akabinde konuşmaya başlıyor. medeniyet neydi? medeniyet görgü idi.

    tamer'e gelince, yukarıda izah ettiğim durumdan dolayı ilerleyen dakikalarda aşırı rahatsız hissettiği o andaki tavır, hareket ve jestlerinden aşikar oluyor. ancak sormadan edemiyorum, önündeki kadın büyük bir kabalık yapmış ama sen arkaplanda olmana rağmen yaptığın hareketler ve mimiklerle nasıl onun önüne geçmeyi başarıyorsun? sessiz kal, hatta bence hiçbir duygu durumunu belli edecek ifadede bulunma, o anı takmıyormuş gibi davranıp ödülü öylece ver ve bitsin gitsin. sessiz kalmak ve donuk olmak bazen çok şey ifade eder, anlayana. tamer'in yapması gereken şey buydu, şahsi görüşüm. arkaplanda şekilden şekile girmenin manası yok.

    son olarak, kendisi üzerinden "çocuklar duymasın" goygoyu yapıp tamer'i küçük görmeye çalışanlar dikkat etsin, kendisinin büyüklüğü altında ezilmesin. tamer karadağlı bu ülkede kendini yetiştirmiş, donanımı ve kültürü yüksek ender isimlerden biridir. biraz hayatını araştıranlar bilir ne demek istediğimi. tamer'in ağırlığını herkes kaldıramaz. dalga geçerken ona göre geçin.

  • marketten bir seyler alacaktim sigara vs. kasaya geldim onumuzde bir baba kiz, babanin uzerinde eski bir mont ust bas perisan bir muz var elinde kasaya verdi kasiyer uzgun uzgun bakiyor. cebinden bozukluk cikadi verdi 1.40 lira mi ne pahaliymis dedi gercekten dedi. gozlerim doldu tutuldum kaldim o an uzaklastilar kendime geldim cikolata falan aldim kostum peslerine kiza verdim babasi utanarak tesekkur etti. ellerindeki muzu ikiye bolmusler uzaklastim agladim aglayacagim. sinemaya gidecektim kendimden utandim dolaniyorum avmde oyun katina geldim millet cocuklarini getirmis egleniyor oyle bakiyorum aklimda ikisi de. bilet almistim beklerken geldiler oyun makinelerine bakiyorlar kiz o icinde toplar olan sisme seyler var icindeki cocuklari izliyor. yok boyle bir aci bozukluklarimi topladim 10 liraya kart aldim kiza verdim babasi kartla oynasin diye verdim sandi, git oyna dedim kiza. babasi dolu mu diye sordu evet abi dedim tesekkur etti. kactim oradan icim yaniyor param da yok baska bir sey yapamadim. boyle bir adalet olamaz millet trilyonlarla oyun oynarken o kiz kis gunu montsuz gezemez, vicdandan dinden imandan bahsetmesin kimse. bugun de gidip arayacagim onlari mont alacagim o kiza babaya da para vericem utana utana. gitmiyorlar gozumun onunden ey sozluk bizler nasil insanlariz niye bu kadar koruz anlatin bana.

    bulamadim gezdim baktim saatlerce yok, bazen olmuyor o dakika bir yolunu bulmaliydim. kendi cocukluguma yenildim belki oynarsa, cikolata da var ulan ne mutlu olur simdi dedim cocukluk iste fukara bir cocukluk. para yoktu ama neler icin bulmadim ki kafam durdu kafam kaybolup gittim. su basliktan yazdiklarimdan ovgu alsam nolur one ciksa nolur ne yapacagim. insanlar muhtac insanlar ac gorun susmayin durmayin. yaptigim yardim degil sevabini da istemem cennetiniz de sizin olsun, populerlik hikaye. bizim hatamiz bunlar benciliz arkadas iste elestrim kendime.