hesabın var mı? giriş yap

  • esasen tam adı "how i lost 24 desperate prison heroes in smallville: family guy chronicles theory" olan, lakin karakter sınırlaması sebebiyle kısaltılan dizi projesi. hapishaneden kaçıp ıssız bir adaya düşen süper güçlere sahip 24 dahinin, gelecekten gelen bir cyborg ile aralarında geçen aşk ve ihtiras içerikli hikayesini anlatan bu dizi esprili anlatım tarzıyla sizleri ekran başına kilitleyecek. hangi karakterin dünya dışı bir gezegenden geldiğini çözmeye çalışırken heyecanlanacak, dünyayı ele geçirmeye çalışan ev hanımının başarısız denemelerini izlerken gülümseyecek, kadın erkek dinlemeden adadaki herkesi ayartmaya çalışan kazanovayı gördükçe kahkahalarınıza hakim olamayacaksınız. aynı zamanda bütün karakterlerin özel güçlerini keşfetmeleri sırasında başlarından geçenler hikayeye ayrı bir derinlik kazandıracak. inanıyorum bu dizi tutacak ben de emmy ödülümü yalnız ve güzel ülkem adına alacağım. merak etmeyin kırmızı halıda "i love ekşi sözlük" falan diye birşeyler sıkıştırırım araya.

  • emir 17 yaşında, sokakların sınırsız özgürlük ve yaratıcılık gücüyle harekete geçiyor ve “freerun” sporcusu. parkuruna sınır koymuyor.

    “yaptığım spor sokaklarda doğdu ve yine sokaklarda gelişti. ben de pek yerinde durabilen biri değilim zaten. sokaklar bana sınırsız özgürlük ve yaratıcılık imkanı veriyor ama sokağın sunduklarıyla sınırlı kalmıyorum. çok daha fazlası için çalışıyorum. aklımda yalnızca önüme çıkan engelleri aşmak değil, o engelleri en yaratıcı şekilde aşmak oluyor. rakip olmayınca, kazanan da kaybeden de kendin oluyorsun. yani aslında kendinle yarışıyorsun. ben bu oyunu seviyorum. sen de neler yapabileceğini görmek istiyorsan çık oyna.

  • bir işletmeye girmek için tonla para verip, araya adamlar sokup, kapıda bekleyerek ödün verirseniz kendinizden, işte böyle köpek çekerler.

    ınstagram'a story atıp takipçi kasmak için kendinizi alçaltmayın.

    ayrıca, sen daha saçma sapan filtreler kullanmadan video çekemiyorsun, sonra bodyshaming bilmem ne. geçiniz.

  • cocuklarin hayal gucunun kanitidir. ben ak sakalli bir dede olarak tasvir etmistim ki bu da benim o zamanlar ne kadar hayal gucu kit bir insan olduguma isarettir;

  • boşanmış biri olarak diyorum, evlenin.
    sevdiğiniz insanla aynı evi, aynı hayatı paylaşmak kadar güzel bir şey yok ki. aşık olduğun insanla uyumak, uyanmak, ortak bir hayatı yaşamak, beraber mutlu olmak, birbirine destek olmak, dünyanın en güzel hissi. ama kastettiğim gerçekten aşk evliliği, kendini ve karşısındaki tanımadan evlenip, “evlendik ve aşkımız bitti” laflarına inanmıyorum, zaten en başında aşık değildiniz ve aynı hayatı paylaşınca çekilmez oldu sadece. aşık olduğunuzda en olmadık şeye göğüs gerip, sırf sevdiğiniz insanın yanında olabilmek uğruna acı çekebiliyorsunuz.
    her şey netse, gerçekten aşıksanız, aranızdaki bu bağla evlilik sizi sadece daha fazla mutlu eder o kadar, evlenin.

  • espri yapması çok kolay bir konu gibi geliyor değil mi size? nasılsa başınıza gelmez değil mi koçum? tecavüz edilenler zaten kuyruk sallamıştır he mi aslanım? o öyle değil işte söyleyeyim. sen bir anda duvara tosluyorsun hayatta, son hızla hayal dünyasında koşarken hem de.

    aşık olduğu kız tecavüze uğramış bir adam tanıdım ben bir defasında. nefes almayı unutmuştu sanırım. görmeyi, konuşmayı, duymayı unutmuştu. ha gerçi o, aşık olduğu kızı bakkaldan aldığı çikolataya da benzetmiyordu o yüzden ne dediğimi anlamayabilirsiniz.