hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    (nükleer enerji üretimi sonrası atıklardan bahsediyor)

    - derdiniz atıklarsa afrika orada? veririz üç beş kuruşu oraya göndeririz.

    --- spoiler ---

    yani ne diyebilirim, ne dersem bu korku filmini tam olarak izah edebilir gerçekten bilmiyorum. benim kelime dağarcığımın bittiği bir nokta burası. kan donması nasıl oluyormuş bu lafın sonunda anladım...

  • bugün, ekşi şeyler'e giren bir entry'de işlevsiz olduğu iddia edilse de her zaman o şekilde işlemezler. hatta, ışığın zamanlamasını ayarlamak için veri elde etmek üzere de kullanılırlar.

    kadıköy'ü bilenler, göztepe parkı'na (60. yıl parkı) aşinadır. sahilyolu üzerinde göztepe ışıklara çıkmak üzere girdiğiniz yolunda bir adet trafik lambası bulunur. bu trafik lambasının hemen gerisinde, vakıfbank'ın az ilerisinde ise, otomobiller için hiç kırmızıya dönmeyen bir adet trafik lambası daha vardır. bu trafik lambası

    işte bu trafik lambası bir gün yine burada yazar olan yakın arkadaşım ile benim enteresan bir denememize konu olmuştur. neden kırmızıya dönmediğini merak ettiğimiz için üşenmeden arabadan inmiş ve birkaç deneme yaparak otomobil sürücülerinin sinirlerini sınamıştık.

    yaya butonuna her bastığımızda ışık, 10 saniye içerisinde kırmızıya dönüyordu. bunu birkaç kere (sayıyı ben de hatırlamıyorum, o ara çok işsizdik) denediğimizde ışığın sadece butona basılınca kırmızıya döndüğünü gördük.

    butonun çalışması bir yana, hemen 2-3 gün sonrasında bu trafik lambası otomobillere otomatik olarak kırmızı olarak yanmaya başladı. o güne kadar hiç kırmızı yandığını görmediğimiz ve durmadığımız trafik lambasında, buton kullanım verilerinin alındığını ve yoğunluk nedeni ile zaman ayarlaması yapıldığını düşünüyoruz. (bu, otomatik olarak işleyen bir sistem de olabilir.)

    özetle, bugün dahi o ışıkta (ki sürekli kırmızıda denk geliyoruz) durduğumuzda eserimizle gurur duyar (yalan, sinir oluyoruz) o malum geceyi anarız. siz de denk gelirseniz kulaklarımızı çınlatabilirsiniz zira biz kendi kendimize sövmeden geçmiyoruz.

    ayrıca, londra ve edinburgh'da neredeyse kullandığım tüm butonlar aktif olarak çalışıyordu. gecenin körü de olsa, gün içi de olsa butona bastığınızda (bazıları anında, bazıları kısa bir gecikme sonrası) trafiği durduruyorlardı.

  • yer bağdat caddesi, starbucks ,19-20 yaşlarında 2 genç kız'ın aralarında geçmektedir:

    k1 - 3 kez öss'ye girdiaam , kazanamadıaam.
    k2 - evet yaa çok zor yapıyolaaar
    k1 - bu sene de kazanamazsam amırikaya gidicıaam.
    k2 - inanmıyoraam
    k1 - ya evet cınaam, beyin göçü böyle oluyo işteaa.

  • koyun yüzebilmesi...
    hani kurban keserken sisirip yuzuyolar deriyi oyle.
    bi de bunu yaparken ayet-el kursi'yi yüksek sesle, sakince ve hic yanlissiz okumasi.

  • -boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
    + değerlendiren zaman boş zaman değildir. (yaşanmıştır, işi alamadım o ayrı)

  • (bkz: yaşlı istismarı)
    açık ve net biçimde görülen ve tck'da karşılığı olan durum. video da görülen kişilerin bir an evvel yakalanması ve adalet önüne çıkartılarak cezalandırılması gerekmektedir. hem de ibretlik!

  • yarım saat olsa iyi, tam bir saat bekledim. ama sor bi niye bekledim? sorduysan cevap veriyorum: ne çok sabırlı olmaktan ne de çaresizlikten; ki bundan önce üç görüşme yapmıştım, hepsi de çok iyi geçmişti *... tek sebebi vardı, o da merak.
    bir saat sonra artist artist gelen lavukla olan diyaloğu hatırladığım kadarıyla aktarıyorum:
    - ahmet bey değil mi?
    - evet.
    - ahmet bey, ben serkan. şuyum buyum bik bik bik... isterseniz kendinizi tanıtın, başlayalım.
    - açıkçası serkan bey. hiç başlamasak daha iyi olacak. zira bir saattir bekliyorum burada, özür bile dilenmedi. allah rızası için bi su içer misin diyen de olmadı. bu sizin çalışanlarınıza ne gözle baktığınızın çok açık bir göstergesi bence. kaldı ki buraya iş dilenmeye de gelmedim. benim çıkarlarım kadar sizin de çıkarlarınız söz konusu. tecrübesiz olabilirim ancak yeteneklerimin ve yapabileceklerimin farkındayım. (tamam biraz gaza geldim.)
    - ee şey, bik bik bik. yurt dışından misafir falan filan...
    - tek bir şey sormak için bekledim, yoksa çoktan çekip gitmiştim: cv'im kariyer.net üzerinden 8 kere görüntülenmiş. bunun sebebini merak ediyorum, cevaplarsanız sevinirim.
    - (görüşmede ciddiyet, bu noktada kayboldu) eheheh tam olarak bilemiyorum, insan kaynaklarındaki arkadaş sizi çok beğenmiş olabilir.
    - (sağ kaş havada) ben de öyle tahmin etmiştim. telefonum orada var, 7/24 arayabilir... iyi günler.

    hızlı bir şekilde sandalye çekilir, yerden kalkan tozlar arasında mekan terk edilir...

    edit: ya şunu da ekleyeyim; görüşmeden 10 gün önce, sabah içtimalarında 2 saat ayakta ve esas duruşta kıçı kırık başçavuş beklemiş adamım. mesele beklemek değil, potansiyel bir çalışanına yaptığın muamele. çay çorba ikram edersin, arada ihtiyacın var mı diye sorarsın, ne bileyim basit bi açıklama falan yaparsın. odaya adamı sokup, bir saat bekletmek ayıb!