hesabın var mı? giriş yap

  • - hanimiş canım kızım? hanimiş hanım kızım? hanimiş güzel kızım?
    - ...
    - hanimiş tonton kızım? hanimiş kokoş kızım? hanimiş güloş kızım?
    - :)
    - hanimiş şeker kızım? hanimiş şerbet kızım? hanimiş bal kızım?
    - agu

    inşallah daha konuşuruz, daha yazarım..

  • -sabah koşuya çıkan insanlar varsa
    -avm dışında açılmış bi starbucks varsa
    -kadınlar tayt giyip yürüyüş yapabiliyorsa
    -kaliteli bir burgerci varsa
    -lüks markalardan alışveriş yapabileceğiniz mağazalar varsa
    -gurme market bulabiliyorsanız

    yüksek gelir düzeyine sahip, elit bir muhittesiniz demektir

    -insanlar kaldırım yerine yoldan yürüyorsa
    -restoranlar genelde çiğ köfteci, kebapçı, şerbetli tatlıcı ise
    -discount marketler normal marketlerden fazlaysa
    -sokağa çıktınızda 10 tane erkek görürken 1 tane kadın görüyorsanız

    düşük gelirli, gerici bir semtte olmanız olasıdır

  • çanakkale savaşı süresince mustafa kemal ile liman von sanders arasında, savaşın gidişatı ve genel yönetimi bakımından esaslı görüş ayrılıkları olmuştur. von sanders - bir alman olarak, doğal biçimde kendi ülkesinin çıkarlarını düşünmüş ve - ingilizleri mümkün olduğunca çanakkale'ye yığıp, dikkatlerini batı cephesinden uzaklaştırmaya, güçlerini bölmeye yönelik bir strateji izlemişken; mustafa kemal, hemen her koşulda düşmanı hızla ve temelli yok etmeyi ön plana almıştır.
    bunun en tipik bir örneği, ingilizlerin karaya çıkarma yaptıkları 25 nisan 1915 günü yaşananlardır. von sanders muhteşem (!) bir öngörü ile ingilizlerin saros körfezinden çıkarma yapacağını düşünüp, ona göre bir savunma planı yapmıştır. mustafa kemal ise ingilizlerin çıkarma yapacağı yeri mutlak bir doğrulukla öngörmüş ve tarihe o meşhur "süngü tak!" talimatını vererek geçtiği gün yaşanmıştır.
    son olarak, von sanders'in o sırada hala saros körfezi çevresinde dolaşıp durduğunu, oysa asıl ingiliz çıkarma birliklerinin çoktan çıkarmaya başladıklarını söylemekten ben utanıyorum da şu günlerde bile bir yerden kıvırıp, atatürk'e laf atacak adamlar utanmıyor diyerek işbu entryime son veriyorum.

  • zararlı cemiyetler , zararsız cemiyetler. yarın bir gun kurtulus savaşı çıksa ilk işim liste yapıp bunları ayıklamak olacak ama nasıl karar verecem hala bilemiyorum. zararlılardan birisi çıkıp geçmişteki zararsızlardan birisinin adını alsa direkt oyuna gelecem. ne zaman bir vakıf adı geçse çok korkuyorum çok öyle böyle değil hangisinde bu şimdi ne yapmak lazım bilemiyorum.

  • ornek olarak:

    emirates havayollari hostesi yemek servisi yaparken gulumseyerek yaniniza gelip, kulak seviyesine egilerek yumusak bir ses tonuyla: "good evening sir. today we have grilled chicken with roasted vegetables or marinated beef in curry sauce with rice on the side. which one would you prefer?"

    thy hostesi, 5 karis suratla tepeden bakarak: "chicken or pasta". hele yolcu bi anlayamasin ne dedigini. "excuse me" falan diyene bagirarak "offff... chicken or pastaaaa"

    evet rezil amerikan havayollarindan ileride olabilirler. avrupa havayollariyla da bir cok anlamda yarisabilirler. fakat esas rekabet icinde olduklari asya ve ortadogu havayollarinin hosteslerinin ellerine su dokemezler malesef. yok maasti, yok yolcularin tutumuydu falan da adama ozru kabahatinden beter dedirten soylemlerdir. isin bu kardesim yapacaksin. guleryuzlu olmanin, nazik olmanin zor oldugu ortamda sen olacaksin. yonetimin hatasi tabi en basta. koy bakalim belli standartlar bu baglamda. uymayana da bas uyariyi, yaz siciline gor bakalim nooluyo.

  • para amaç olduğu için normal bir insan parayı unutmaz diye düşünülmüş sistem. kart araç, para amaçtır. insanlar kartı unutuyor diye böyle uygun görmüşler ama parayı unutmayı nasıl becerir insan akıl sır ermez.

  • özeti eeaaaaaoooooooo olan program. izlemeyenler için aktarayım:

    abdulkerim: şimdi hocccam falan filan yani
    sinan engin: eamaa aaeeooo
    ahmet çakar: aeeaeeeeeeee
    rok: haydaaaaaeeeeaaaaaa
    ertem: arkadaşlar herkes aynı anda konuşmasın!