hesabın var mı? giriş yap

  • vatan'ın web sitesinde yer alan, esrarını çözemediğim bir fotoğraf galerisi.

    orijinali "facebook'daki utandıran plaj fotoğrafları". yani heyecandan onu bile yazamamış adamlar. bildiğin bikinili, bazıları üstsüz, her plajda bolca görülebilecek güneşlenen kadın fotoğrafları var. hepsi de hallerinden memnun gözüküyor. hatta çoğunun fotoğraflarının çekildiğinden haberi bile yok gibi. haliyle bişeyden utanmadıkları belli. peki o halde utanan kim? fotoğrafların facebook'tan alındığına dair hiçbir belirti yok. zaten facebook'a konulacak fotoğraflar da değiller. bazılarının köşesinde alakasız web sitelerinin adresleri yazıyor. peki o halde facebook nereden çıktı? diyelim ki bu fotoğraflar gerçekten de facebook'tan alındı. insanların habersiz çekilmiş özel fotoğraflarını yüzlerini gizlemeden günde onbinlerce kişinin girdiği bir sitede sergileyip zaten eli sikinde bekleyen kitleye malzeme yapmak hukuka aykırı değil mi? diyelim ki değil. haber sitesinde bu fotoğrafların işi ne? aynı şeyi anana bacına yapsalar hoşuna gider mi? benim babam neden pasta yapmayı bilmiyor?

    http://fotogaleri.gazetevatan.com/…ar/26338/7/guzel

  • kırsaldan kente göçmüş lümpen proleterya’nın çocuklarının okuyunca kendilerini marjinal sanma durumları. kibar feyzo’daki o paraya öküz alınacak denilen öküz kadar aklınız kalmamış.

  • --- spoiler ---
    zamanında “bu aşının hazırlıkları tam olarak yapılmadı” fikrimle “aşı şimdilik kalsın ben bünyemi güçlendireyim” diyordum ve herkes suratıma cahil diyordu. şimdi yan etkileri ortaya çıktıkça kimse “sen haklıymışsın” demiyor ama. insanlar böyle işte…
    --- spoiler ---

    demiyorlar, çünkü hâlâ cahilsin... dünya ölçeğinde 13,5 milyar aşı uygulandı ve aşı olanların sayesinde covid salgın grip gibi sıradan bir hastalığa dönüştü, senin gibiler de salgının uzamasına katkıda bulundunuz, topluma, insanlığa yük oldunuz.. bir de utanmadan "sen haklıymışsın” demelerini bekliyorsun... "bünyeni güçlendirmişsin"... supermen olmuşsundur artık... : )

  • karakoldaki polislerin 3 yıldır beslediği sokak köpeğinin ,komiser yardımcısı tarafından vurulması.

    agzı dili olmayan zavallı bir sokak köpeğine ateş edebilen biri, eskaza ağzınızı açtıgınıza yada kendinizi savunmaya çalıştıgınızda size neler yapar bir hesap edin.

    kaldı ki bunu sıcaklarla,orucla vs açıklamaya çalışabilecek birinin de ayrıca kafasına sıçayım

  • öyle leş bir ülkede yaşıyoruz ki insanın aklına her türlü ihtimal geliyor. umarım çocuklar bileğinin hakkıyla almıştır da ülkeye faydalı bireyler olurlar.

  • türkiye'deki tüm starbucks'lar shaya'ya aittir ancak havalimanlarında bulunan starbucks'lar franchise olarak verilmiştir. yüksek kira giderleri ve diğer giderlerin fazlalığı nedeniyle fiyatlar diğer mağazalardan yüksektir. yine aynı şekilde bu mağazalar starbucks card/starbucks uygulaması ile ödeme kabul etmemektedir. kasalar farklıdır.

    diğer giderler içerisinde shaya'ya ödemek zorunda oldukları franchase bedeli ve komisyonunu da es geçmemek gerekir

    shaya bir mağazanın kâr etmemesini umursamayabilecek bir firmadır. rakiplerinin bulunduğu bir lokasyonda sırf bölgeyi rakiplere kaptırmamak ya da sadece reklam amaçlı mağazayı açık tutar ve yıl sonunda bu mağaza zarar etmiş olsa bile tüm şubelerin genelinin kârlılığı ile mutlu mesut geçinirler.

    havalimanı mağazalarının böyle bir lüksü yoktur. tek şubedir ve kâr etmediği sürece açık kalamaz. bu nedenle de fiyatlandırma oldukça normaldir. özetle havalimanı starbucks'da başınıza gelen kazıklanmak değildir.

    starbucks'ın olayı faaliyette bulunduğu 80 ülke ve 32.000'den fazla mağazada birebir aynı ürünleri, birebir aynı dekor ve hizmet anlayışı ile vermesidir. eğer böyle bir talebiniz, güvenlik hissi ihtiyacınız ya da marka bağlılığınız varsa starbucks'a gideceksiniz. fiyat size fazla da gelse bu talebi karşılamak için gidecek kişi eksik olmayacaktır.

    bölgesel olarak ufak tat farklılıkları olabilir. örneğin türkiye'de içtiğim white chocolate mocha ile cancun, beirut, ve londra'da içtiklerimin tatları birbirinden farklıydı. bunun sebebi kullanılan süt ve kremanın farklı özelliklerde olabilmesidir. ancak bu ülkelerin tamamında içeceğiniz americano, filtre kahve ve süt ürünü içermeyen tüm içecekler aynı tatta olur.

    not: havalimanı starbucks işletmeleri "hmshost yiyecek ve içecek hizmetleri anonim şirketi"ndedir.

  • haftada bir arızalanıyor, gün aşırı sefer sırasında yavaşlıyor, bazen iki durak atasında dur kalk gidiyor. arada elektrik kesildiği için denizin altında yolcularını indiriyor, denizin altındaki tüneli size yürüyerek geçirtiyor. zaten normalde bile 10 dk'da bir çalışıyor. bütün bunlar olurken, kalabalıkta, omuz omuza trenleri beklerken mesela biraz şikayet edin, hemen bir tane gürbüz sesli savunucu peydah oluyor:

    - beğenmeyen binmesin kardeşim.

    lan geri zekalı iyi de mümkün mü bu ?

    marmaray seferleri başladığında ido sabah 8'deki bostancı-yenikapı deniz otobüsü seferini kaldırdı. istanbul'un iki yakasının en önemli ulaşım merkezlerinden ikisi arasında sabah trafiğinin en yoğun olduğu saatler olan 7.30-9.30 arası çalışan bir tane bile gemi yok.

    ben bostancı iskelesine kadar sakin sakin 10 dakika yürüyüp gemiye biniyordum, yolculuk sırasında (uyuyup / kahvemi içip / kitap okuyup) 30 dakika sonra yenikapı'da inip yine sadece yürüyerek işime gidiyordum. şimdi önce 20 dakika yürüyüp (ya da yağmurda çamurda arabayla) e-5 üzerindeki metroya gidiyorum, oradan ayrılıkçeşmesi'nde aktarma yapıp marmaray ile yenikapı'ya geçiyorum. deniz otobüsü ile oturarak yaptığım ve yürüme dahil 45 dakika süren yol, hem koşturmaca, hem aktarma hem de ayakta sıkış tıkış metro-marmaray ile 1 saatten fazla alıyor.

    benim alternatifim yok ki. anadolu yakasında minibüs yolu ve civarındaki birçok kişinin karşıya geçmek için metro-marmaray'dan başka alternatifi mi var? bostancı-yenikapı deniz otobüsüm vardı sabah 8'de, artık yok. yine deniz otobüsü ile bostancı-kabataş yapıyordum arada, oradan tramvay ile geçiyordum, hatta hava güzelse yürüyordum, martı projesi sebebiyle o ihtimal de uzun bir süre yok. yahu hatta eskiden trenle haydarpaşa'ya gider, vapurla sirkeci'ye geçerdim arada, mis gibi deniz havası için. ama artık tren de yok, ne zaman açılacağı da belli değil. ondan sonra;

    - "biyinmiyin binmisin"

    deniz otobüsü çalışsa yanına yanaşmayacağım bunun da işte. neyse.