ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gözlüksüz lenssiz mükemmel gören insanlar
-
ne bill gates, ne de jude law'ın şu anki sevgilisi; şu dünya üzerinde kıskandığım, yerinde olmak istediğim tek insan türevi bunlar işte.
şahsen gözlüksüz/lenssiz (yani doğal şartlarda) 3 metre mesafeden bülent arınç ile mehmet günsur arasındaki farkı anlayamam. anlayamadığım gibi daha net görebilmek için gözlerimi iyice kısarak öküz gibi bakarım bülentçiğime. o utangaç mazbutum da bu geyşa bendeniz yüzünden renkten renge girer, pancar gibi gider meclise. ansiklopedik utanç antolojisine yeni bir cilt kazandırır.
- siz neden konuşmuyorsunuz sayın arınç?
+ ...
madem en gelişmiş canlıyız bu göz niye bozuk gösteriyor behçet, neden yani?!
umut sarıkaya
-
- pardon siz marjinal şair basri özakıncı değil misiniz?..
+ evet benim de.. ve fakat siz beni nasıl tanıdınız? hiç bir edebiyat dergisine fotoğraf vermem ben...
- orspu çocuğu 3 aydır kiranı ödemiyosun şerefsiz!..
+ ah yitip giden...
bakkal diyalogları
-
yaş ortalaması 13 falan olan çocuklar, bakkal amca aracılığı ile alışveriş yapma niyetindedir:
"bebe: bakkal amca, bakkal amca bana bir tane şundan verir misin?
bakkal amca: al bakalım.
bebe: tenkyu veri maç!
bakkal amca: senin babandır mari maç..." der ve çocukları kovalamaya başlar.
hey gidi bakkal amca, hey... hala kahkaha attırtıyor.
stand up yapmaya çalışan üniversite öğrencisi
-
izledikten sonra bir süre hiç şaka yapasınız gelmiyor, ciddiyetiniz artıyor, şaka denen şeyle aranıza mesafe koymak istiyorsunuz, soğudum lan! bölüm 1 yazıyor bir de , devamını da yapacak demek ki vicdansız!
lost ne lan
-
lost aşşa lost yukarı diye histeri krizine giren gençler arasında lost hakkında eşsiz yorumlar yapmam için bana yönelmiş bir soru karşısında, soruya karşılık sorduğum soru.
"peder bey, baba, lost mükemmel bir dizi değil mi? eşsiz bir yapım. valla ben tüm vaktimi lost'a ayırıyorum"
"lost ne lan?"
bunu dediğim anda gençlerden birisi bayıldı, birisi de hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. ağlayanı teselli ettik, bayılanı da gazozla ayılttık. ülker çamlıca gazozla.
sonra topladım hepsini çevreme ve şöyle dedim: "bakınız çocuklar, tamam lost most bunlar iyi şeylerdir ama bu kadar bağımlı olmayın. elin amerikalısı bundan para kazanıyor be size ne? biraz dersinize bakın, ya da çıkın dışarılarda gezin, bu kadar esir olmayın böyle dandik şeylere. veya kitap okumayı deneyin, nasıl olur?"
ondan sonra hepsi yıkandı, tertemiz, pasparlak oldular ve bir daha lost mudur, most mudur ne karın ağrısıysa izlemediler onu. ama cillop gibi oldular, saçları da yana taradılar, bir yakışıklı oldular ki, görme.
9 kasım 2014 istanbul başakşehir beşiktaş maçı
-
bitti beyler, mezarımı sularsınız ayda bir.
3 ocak 2024 hamas liderinin öldürülmesi
-
düşünsenize, sözde ordunuz bir savaşta. ve siz başka bir ülkede gizleniyorsunuz. insanları ateşe atıyorsunuz. çocukları ön plana atıp, kendinize güvenli yer arıyorsunuz. ondan sonra olan masumlara oluyor. insanlar da bunlara destek olmak için eylemler yapıyor.
şeyma subaşı'nın instagram pozu
-
milletin sıçtığı boku buraya yetiştirmeyi ne kadar çok seviyorsunuz ya nasıl bi salaksınız mk
elon musk'ın atatürk tweet'i
-
hala pr çalışması, beğeni alınca aktı, cingöz recai diyen, aşağılık kompleksinden kurtulamamış insanların olduğunu bize gösteren nefis twit.
işin ilginci adamın milyarlarca dolar serveti var, istese tüm dünyada üretebildiğinden fazla iş bağlayabilecek potansiyeli var, uzaya uydu göndermiş, sen daha iyi fikri olmadığını ve twitterdan atatürk yazarak pr yaptığı söylüyorsun. haklısın tabii.
büyük oyunu bozdunuz, tebrikler.
ücreti ödenen hizmeti rica ile yaptırmak
-
türkiye şartlarında saçmalıktır. biri daha çok güzel noktaya değinmiş; "türkiye'de kibarlık, korkaklık olarak görüüyor". sonuna kadar katıldığım cümle.
bakın haftasonu bir yerden yemek siparişi verdim. baya güzel pahalı bir yer ve yemek. saat 7.30 gibi gelsin dedim. tabi dediler. adresi verdim. süper. ödemeyi de yaptım. harika.
saat 7.30 oldu, gelen giden yok. 35-40-45 oldu eeh dedim 2 saat önceden bu saat için siparişi verdim 15 dakika da geç kalınmaz ki.
aradım mekanı, dedim 7.30 siparişim henüz gelmedi, nerededir?
"bakıyoruuuum, 7.30'a sipariş yok." oldukça kaba bir tonlama ile.
bir yanlışınız olmalı, 7.30 için x x x x siparişi verdim ve ödemesini de yaptım.
ben kibarca bunları söyledikle cevap şu;
"beyfendi, yog işte yani gözükmediğine göre yog. veriyorsan alayım yeni sipariş. en erken 9 gibi glir yalnız."
işte o an tekrar türkiye moduna girip, tüm o kibarlığı bırakıp; akşam akşam beni oraya getirtip rezillik çıkarttırma, ben saat 7.30 için ödememi yaptım, fişim de elimde. verdiğim sipariş yarım saat içinde ya gelir ya da ben gelirim oraya. başka da bir çözüm kabul etmiyorum demem üstüne.
"tamam beyefendi ne demek, benzer bir sipariş vardı zaten şu anda yola çıkmak üzere, hemen onu size yönlendiriyorum. en geç 10 dakika sonra sizde."
türkiye'de kabalık her şeydir. kabadayılık inanılmaz güzeldir.
dövizde atak var nereden geldiğini araştırıyoruz
-
dövizde varmış atak
halbuki bu işin sonu batak
muratcığım yorma kendini
gel biraz cehapeye çatak
mekanın sahibi
-
norm enderin yeni nesil rapçilere sağlam giydirdiği yeni parçasıdır. aura albümünden sonra bozduğunu düşündürtse de özellikle ikinci versede eski norm fırtınasını estirmiştir. on numara şarkıdır respect. (bkz: bebeleri pistten alalım)
erdoğan'a sırtını dönen ığdırlı kadınlar
-
tayyip'in edebini aşacak kadar ne hareket yaptıklarını merak ettiğim kadınlardır. gerçekten merak edilesi bir hareket yapmış olmalılar.
ne rusya'dan ne de ukrayna'dan vazgeçebiliriz
-
kendisini desteklemesemde 20 yıldır ilk defa dış siyasette tayyip erdoğan’ın doğru karar verdiğini düşünüyorum.özellikle şu sözü “ne ukrayna’dan vazgeçeriz ne rusya’dan”
abd ve küçük köpeği olan avrupa’ya çifte standart konusunda katılıyorum erdoğan’a.
birgün erdoğan’la aynı fikirde olabileceğimi hiç düşünmemiştim hayat işte.
neyse biz kendimize bakalım sonuçta avrupa,abd hepsi sınırımızdaki militanlara yardım ediyorlar.savaş avrupa’da olunca meee amk çocukları sizi.