hesabın var mı? giriş yap

  • niagara şelalesini türk bir arkadaşla gezerken, arkadaşıma:
    "arkadaş! gittiğim her ülkede her yerde türk görüyorum, ama burda yok ne tuhaf" dememle omzumda bir el hissedip, ardından "gardaş biz varık yozgat'tan geliyom, nivv york'ta berberim"i duymamdır.

  • senelerce bu mesleğe gönül vermiş.. bulaşıkçılıktan tutun, aşçıbaşı yardımcılığı, garson, komi ve barmen olarak yıllarca bu işten ekmek yemiş zamanında kendi mekanını açmış bir insan evladı olarak anlatayım.
    dünya üzerinde ekvator çizgisi gibi bir üzüm şeridi vardır. bu şerit üzerinde olan ülkeler türkiye, fransa, italya, amerka, şili vs. dünyanın en güzel üzümlerini elde eder. bu ülkeler şarap konusunda dünya da öncüdür çünkü topraklarında çeşit çeşit yetişen üzümler , meyveler var. bu ülkelerin hemen hemen hepsi dünya sofralarına sofralık ya da şato dediğimiz şaraplar üretir ve bir sektördür. ülkemiz de şarap sektörü yoktur. bu kadar bereketli topraklarda üretilen üzümler sofralarda tüketilir ya da işte bildiğimiz bir kaç şarap markası ve dünya sofralarında bizim şaraplarımızın adı bile bilinmez. mevzu şarap değil. üzüm yetişen topraklar bereketlidir. et, meyve, sebze, tahıl boldur. ucuzdur.
    üzüm kuşağındaki ülkelerin toprakları çok bereketlidir. her türlü meyve, sebze kolayca yetişir. güneş var, su var!
    hayvancılık da bu kuşak üzerinde ki ülkelerde önemli bir geçim kaynağıdır. sonsuz üzüm bağları gibi meralar, çayırlar.
    ülkemiz de artık kurban bayramı olmasa kıymayı, kuşbaşıyı uzaylı sanacak o kadar çok insan var ki? geçtim antirikot, pirzola, şaşlık. mesela ben pirzolayı en son "canım kardeşim filminde görmüştüm..!" et kültürü mangalda tavuk kanadı ile sınırlı.
    sucuk bizim milli yiyeceğimiz artık hayal! bim, şok markette tavuk kanadı ve toz haline getirilmiş sucuk benzeri şeyler yiyoruz.
    bu göz daha bir kaç ay öncesine kadar sivri biberi 17 tl. domatesi 8 tl den gördü.
    karnımızı doyuramıyoruz!
    lan onu bunu bırak bir çiğ köfte keyfimiz vardı.. artık salçalı, acı bulgura nar şerbeti döküp dürüm yapıp yiyoruz.
    eskiden memur kesim elinde bir file ile evine dönerken tam mevsiminde kiraz halen 12 tl.
    bu kadar bereketli,sulak, çayırları meraları bir ülkede sen ceviz ağaçlarını keser mobilya yaparsan.. bir gece de binlerce zeytin ağacını sökersen..
    troll ile , dinamit ile balık avlarsan. bırak restoranları tencereni kaynatamazsın. kuru fasulyenin kilosu kaç para?
    devlet sen işletmene alkolü alırken de vergi kesiyor sen satarken de. kiralar euro ya da dolar üzerinden.
    ssk ve bağ-kur primleri zaten anlatmaya gerek yok. işkal-iye vergisi, temizlik vergisi, çöp vergisi. vergisi..vergisi..vergisi.
    devlet nankör ayrıca. bu kadar vergi aldığı alkolü, mekanları, eğlence sektörünü bir de baltalamak için elinden geleni yapıyor. beyoğlu'ndan masaların kaldırılması gibi. gidip bakın beyoğlu ne halde? en son bir cumartesi gecesi , mis gibi bir hava tarihi cumhuriyet meyhanesinde altı masa vardır.
    bir zamanlar bu ülke kendisini doyuran,ilen yedi ülkeden birisiydi. şimdi saman, muz, buğday, pirinç ithal ediyor. alanya da artık muz, portakal, limon bahçesi bulamazsın. güneydoğu da hayvancılık bitti. ege de zeytin ağaçları kesildi. karadeniz de yaylalar yağmalanıyor. çay üzerinde oynana oyunlar, fındık üzerinde ki kumpaslar.
    sen halen dürüm desin.. restorandasın.
    bu ülkenin artık öyle dışarıda yemek yemek, bir resteurant'ta oturup kutlama yapmak vs. gibi bir kültürü yok.
    tv kültürü, acun kültürü, adına çiğ köfte dedikleri salçalı bulgur dürüm kültürü var.
    haa...! bir de miting kültürü var. sucuk-ekmek, döner, ayran beleş! iki bayrak salla hesabı öde.
    çifçinin ağaçlarını kesiyorlar, köylünün deresini kurutuyorlar, halkın ormanlarını gasp ediyorlar. mazot, gübre,yem, tohum, dere, mera tarım ve ormancılığa dair ne varsa mahvediyorlar.!
    çocukları babalarından, dedelerinden kalan toprakları ekip biçmesin. madenlerinde, inşaatlarında, kendi yarattıkları düşmanları ile kendi çocuklarının hiçbir zaman gitmedikleri savaşlar da ölsün diye!
    daha iyi günlerimiz bunlar!

  • sahsimca uzun suredir uzerinde kafa patlatilmis olup bir kac adet bulunmus olan sebeplerdir. malum bunlar hic bir yerde yazmiyor, el emegi goz nuru uzun kisisel cabalar gerektiriyor. nedir bu irki bu kadar guzel yapan? her hangi bir anda, rusya'nin her hangi bir caddesindeki guzel kiz oraninin dunyanin diger yerlerine gore bu kadar cok olmasi?

    1- cografya: soguk bolgelerde gunes isigi almayan ten beyazlasir, gozler daha cok isik almasi icin renklilesir, burun isi kaybini azaltmak icin kuculur.

    2- ikinci dunya savasi: 20 milyon kayip veren sovyetler birligi'nde kayiplarin cogu dogal olarak erkekti. sonucta erkek nufusu azaldi, erkekler de cok sayidaki kadinlardan en guzellerini secip eslesti, boylece cok guzel bir nesil cikti ortaya.

    3- stalin'in irkci uygulamasi: bir sehir efsanesine gore stalin rus irkini guzellestirmek icin en guzel kadin ve erkekleri secti, eslesmeye ve cocuk yapmaya zorladi. lakin bana pek inandirici gelmiyor.

    ikinci iddiada kafami yoran bir husus var. eger ikinci dunya savasi etkili olduysa sovyetler birligi kadar kayip vermeyen iskandinav ulkelerindeki kadinlar niye o kadar guzel? sanirim cografya daha etkili bir faktor.

  • ezik ingilizlerin futbolun ilk çıktığı anlarda sömürgelerinden biriyle maç yaparken uydurmuş olduklarını düşündüğüm futbol kuralı.

    hintli:
    - goooooool
    ingiliz:
    - hooop şişt sakin ol bakalım ofsayt var orda gol sayılmaz
    hintli:
    - aaaa niye ki?
    ingiliz:
    - sizin golünüzün sayılması için önünüzde en az bir tane ingiliz defansı olması lazım.
    hintli:
    - oha
    ingiliz:
    - öyle; ayrıca maçlar artık 100 dakka değil 90 dakkadır. ahanda bitmiş ehi ehi ehi kazandık.

  • bunların lağım çukuruna dönmüş ağızlarını misvak değil kezzap bile temizlemez.

    nasıl bir ceza ulan bu aşağılık adamlarla aynı ülkenin vatandaşı olmak, tarihin aynı rezil dönemine denk gelmek.

    ne kadar siyasal islamcı köpek varsa allah belasını versin...

  • kaldırılırsa sözlüğün "qankilerle sahil qeyf" yazıp instagram linki paylaşacak sığırlarla dolacağı için bulunması gereken zorunluluktur.

  • zamanında, bir tıp fakültesinde üroloji sözlüsünde, sorduğu sorulara yetersiz, yüzeysel cevaplar veren öğrenciye 'bu bilgiyle gelişmiş ülkelerden birinde olsan, seni doktor yapmazlar. hoş ben de bu donanımla profesör olamazdım, onun için seni geçiriyorum' demiş hocanın biri.

    bu maaş da o hesap, her şeyimiz gibi yetersiz ama evet.

    debe editi: okumuşu cahile ezdirmeyelim, devlet ihalesi alıp, iki bina dikerek dünyalığını yapan adamların yanında komik paralardır.

  • işin aslı bekarların evli arkadaşları ile az görüşmesidir.
    üç aşamadan oluşur.
    giriş: özellikle evlilik hazırlıkları sürecinde araya soğukluk girmeye başlar. mobilyalarından, yemek takımından, hayalindeki gelinliğinden, düğün organizasyonundan, vb ıvır zıvırdan başka hiç bir şey konuşmazlar. sabırla dinlersin. ne de olsa kaç yıllık arkadaşlık, dostluk var, vefalı olmak lazım, heyecanını paylaşalım dersin.

    gelişme: evlendi hadi gözümüz aydın dersin "kocişko" hikayeleri bitmez. vıcık vıcık romantizm hikayeleri, yeni gelin ablaklıkları, koca nasıl eğitilir, kayınvalde, görümce nasıl yola getirilir taktikleri hikayeleri hiç bitmez. evliliği sadece iki kap yemek ve hijyenik barbie evi gibi algıladığından hep yoğundur. sürekli evinden ve evliliğinden bahseder kısıtlı sürede. şikayetler bitmediği gibi bir de iyi biri karşına çıkarsa evlen akılları bitmez. sürekli dedikodu. tahammül etmek zorlaştığından mesafe koyarsın.

    sonuç: arkadaşınız o muhteşem evliliğini bir bebekle taçlandırmak ister. sohbetlere artık bebek yapma çalışmaları da eklenmiştir.
    hamilelik gerçekleştikten sonra nasıl ki erkeklerin askerlik anıları bitmez kadınların da hamilelik ve doğum anıları bitmez. bebek cinsiyet duyurma partisinden sonra bir daha görüşülmez.

    eğer görüşmeye devam ederseniz daha baby shower, doğum organizasyonu, kokulu sabunlar, çiçek kurabiyeler, bebek mevlidi, diş partisi, doğum günü, ilk kaka partisi vb. bir çılgınlık dünyasında bulursunuz kendinizi. yol yakınken kaçın kurtulun.

    işin garibi bunları sadece varoş, sonradan görme kezbanlar yapar sanıyordum. festivalden festivale koşan, sergileri gezen, kariyer delisi eğitimli, kültürlü kadınlar da bunları yapıyor. galiba yüzük takınca bir yerimizde bir şeyler aktive oluyor sözlük, çok korkuyorum.

  • eğer cüzdanınız, çantanız, vs. çalınır da polise giderseniz, resmi işlem yapılmasını sağlamak için yapmanız gereken şey. keza polis, param çalındı dediğinizde seri numarası var mı diye size soracaktır. zaten para öyle sık el değiştiren bir şey olmadığı için herkes devamlı cebindeki paranın seri numarasını bilir. hem de ezbere.

  • gerçek bir şeyler hissetmeyip karşı tarafı oyalayacağına yalnız kalmayı tercih eden kişidir.bana göre oldukça da cesurdur.zira yalnızlık cesaret işidir.