hesabın var mı? giriş yap

  • "adam inadına içki istiyor" gibi bir cümle sarfetmiş şahısın ağzından çıkan cümle.özür dilerim hamdi. ancak şunu söylemek istiyorum. senin şirketin global falan değil. bir bedevi şirketi. tez zamanda batmanız dileğiyle...

  • başlık içinde hülya avşar ismini aratınca çıkan 10 sonuca şaşırmamak elde değil. yarın öbür gün biri daha aratır kesin. dur birkaç defa daha yazayım. hülya avşar bence de, bir de hülya avşar var yine. o kadar çoklar ki, saymakla bitmez.

    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
    hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.

    biraz daha iyiyim şimdi evet.

  • insan gibi "hayırlı işler" diyen sade vatandaşı da siklemeyen esnafın, bu sefer terse gelmesi hadisesidir.

  • sayıştay raporlarına göre, zatı devletlilerinin konakladığı ve ülkeyi yönettiği saray için bir günde 7 milyon tl harcanıyormuş.

    bir süredir bu parayı kafamda döndürüyorum ama hala normalleştiremedim. yanlış hesaplamadıysam 7 milyon lira, 2500 asgari ücret ediyor. yani saray, yalnızca bir günde, 2500 asgari ücretlinin ayda geçimini sağladığı parayı yutuyor. inanılır gibi değil. bu aşamaya gelmek, bunları tartışmak bile korkunç.

    bunu görünce prof. dr. korkut borotav'ın birkaç gün önce dile getirdiği, "ekonomik kriz yok, fakirden alıp zengine veriyorlar" sözünü hatırladım. gerçekten öyle. günde 7 milyon lira harcanabiliyorsa, demek ki kriz yok.

  • dogru bir es secimi sonrasi tadindan yenmez nedenlerdir:

    - uyku sersemi ortalikta dolasip, kahvalti yapmaya vakit bulamadan hizla evden ciktiktan sonra cantaya her sey tamam mi diye bakarken, sevdicegin hazirlamis oldugu peynirli minik sandviclerin icinde " afiyet olsun:) " yazisini bulmak.

    - aksam eve biraz erken gelip, enfes yemeklerle süpriz yapmaya calisirken siz, onun da tesadüfen eve ciceklerle gelip, sizi öpücüklere bogmasi.

    - birlikte bilgisayarin basina oturup, gün agarana dek, nereye-nasil-ne ile tatil yapacaginizi özgürce planlamak, sonra hazir uyku da kacmisken, sabahin 6`sinda misir patlatip film izlemek.

    - esli davetlerde, evlilik hikayenizi merak edenlere, suratlar kipkirmizi hep ayni heyecanla ayni seyleri anlatip birbirine sevgiyle bakabilmek.

    - kavga edince öteki odaya gecip ayni evde azicik ayri duramayip, sarilip barisivermek.

    - ciddi bir rahatsizligi birlikte güle aglaya yenip zafer kutlamasinda zeytinyagli, kekikli, biberli zeytin yemek, sarap icmek.

    - gecenin bir yarisi kötü rüya gören esin kiyafetlerini giydirip sokaga cikmak, birlikte nefes almak.

    - siz evde yalniz kalamiyorsunuz diye harika bir yaz okulu firsatini tepen esin üzerine bir de "yasasin bir hafta ayri kalmayacagiz" cigliklari atarak size sarilip uyumasi.

    - istedigi yerine gelmedigi icin salonu pankartlarla doldurup eylem yapan esle kahkahalar esliginde uzlasabilmek.

    not: tabi önce cilgin, yaratici ve sevgi dolu bir es bulmak sarttir.

    edit: bana güzel dileklerini mesaj yolu ile ileten herkese cok tesekkür ederim. en begenilenler arasina girecegini tahmin etmeden öyle ic döker gibi yazivermistim oysa. darisi bekleyen ve isteyenlerin basina diyorum. daha fazlasini merak edenler icin: (bkz: #31925566)

  • valla 10 yıl oldu neredeyse çok mızmızlanacak bir şey yok aslında. yalnızca yaz olunca şöyle gönül rahatlığıyla koca bir karpuz alıp evimde yiyemiyorum ya ona canım sıkılıyor. minik karpuz üretilsin, tek kişilik. başka da bir derdim şikayetim kalmayacak bak söz.

  • her şey bir friendfeed iletisi ile başladı. ne kadar dalga ne kadar gerçek olduğu bilinmez, birisi sözlükte yazılanlardan dolayı iki polisin kapısına dayandığını iddia ediyordu. önce olayın doğrulanmasına çalışıldı. evet olay doğruydu. sonra olayın niteliği anlaşılmaya çalışıldı. klasik olarak dini değerlere hakaret prim yapar mı hocu olayıydı. buraya kadar olay bilindik bir türkiye hikayesiydi, ekşi sözlük hikayesi değildi.

    sonuçta buraya üye olan herkes, asgari olarak okuma yazma biliyor demekti. yazdıklarından dolayı dava konusu olabileceğini ve sözlüğün kendisini legal planda savunmayacağını da biliyor olması gerekti. malum hukuk ilkesi yasayı bilmek mazeret sayılmaz ve bu bir ekşi sözlük yasasıydı. bireysel bir ihbar ve bununla bireysel olarak mücadele etmesi gereken yazarlar vardı.

    burada tek bir gariplik vardı. savcılık entryi silin dediğinde, yazara danışmadan kendi hukuk gücüne güvenerek hayır çekmeyi bilen site yönetimi, yazarın soruşturma konusu olmasında bahis görmezken, hatta reklamım olcak hafız diye avuç kaşırken, iş o yazara durumu bildirmeye gelince kanun boyle yalanına sığınıyordu.

    zaman geçtikçe hikaye garipleşmeye başladı. çünkü bireysel bir şikayet değil belli bir başlıkta yazan yazarlara toplu bir saldırı vardı. sözlük yazarlarının hiçbir haberi olmaksızın sadece sözlük yönetiminin bilgisi dahilinde, bu işlerdeki inatçılığıyla meşhur biri tek tek ihbarda bulunmuştu. yani olay yazan yazarların bireysel sorumluluğu değil sözlüğün kendisiydi. ama karşı taraf kurnazca davranarak sözlüğe yönelmiyor, yazarlar üzerinden dolanıyordu. ki sözlüğe yönelmesi halinde leoparı karşısına alacaktı. malum leopar ve zebra ekmek kapılarına yönelik en küçük bir riskte hemen ayaklanıveriyorlardı.

    aynı adresden aynı anda 100 istem gelse ddos saldırısı var diye alarma geçen sözlük yönetimi, aynı adresten peş peşe yazarlarına yönelen bu saldırının, bireysel olarak yazarlarına değil bizatihi kendi varlığına yöneldiğini görmüyor, görmek istemiyor ve hala aynı kavalı üflemeye devam ediyordu. hatta daha da korkakcası bunu o yazarlardan saklıyordu. çünkü o yazarlardan hiçbiri arkadaşları, eşi dostu filan değildi. öyle olsa malum alttan haber uçururlardı yoksa canım. onun yerine her zaman yaptıklarını yapıp peşlerine bir sürü fare takılmasını sağlayacak kaval nağmelerini üflemeye devam ediyorlardı.

    şimdi sayısı bilinmeyen, sözlük yönetimince yasalar böyle bahanesi ile kendilerine haber bile verilmeyen sözlük yazarları haklarındaki ihbara istinaden yapılacak işlemi bekliyor veya beklemiyor. sözlük yönetimi bu yol bir kere açıldığında ve duyulduğunda sözlüğün ağzına sıçılacağını anlamıyor bile. tek bildiğimiz aralarında ssg, kanzuk veya onların sevdiği birilerinin, yani yasaların işlemez hale gelmesini sağlayacak birilerinin olmadığı. ha leopar. onun başlığına yakında sakallı bir abi şu bakınızı verecek:

    (bkz: kuyruğunu tutmadan leopar böyle sikilir)

    benim onbinlerce sıradan sözlük yazarından biri olarak bu hikayeden kendi payıma çıkardığım şu: allahı kitabı tık olan ve kendilerini asgari esnaf ahlakından bile azade kıldıklarını cümle aleme ilan edenlerin tek bir fazla tık elde etmesini bile engellemek. olur ya tesadüfen biri bir konuda gugılda sörç yaparken entarime rastlar da siteyi tıklar diye silerim entarilerimi, canım yazmak isteyince yazarım, eğlenmek isteyince eğlenirim, sıfır katkı maksimum keyif. tıpkı as you like it.

  • ntvspor'da yayinlanan 90+ programinda galatasarayda rijkaard'in oyuncularla iletişiminin kötü oldugu konusunda konuşmaktadir. ornek olarak servet gibi onemli bir futbolcuyu kaybettiginden bahsederken ercan taner devreye girer:

    ercan taner: son istanbul belediye maçinda ısınmaya da çikmadi.

    ve sergen'den müthiş cevap: "o çok önemli degil, ben de çıkmazdım ısınmaya, her maç ısınmaya çikmaya gerek yok, ayagim agrıyo derdim, masaj yaptircam derdim ben de çikmazdim isinmaya"

  • 2016 ' da birini öldürüp 2 yıl sonra şartlı tahliye almış. ee senin hukuk sistemin birini öldüren cani bir insanı 2 yıl sonra tahliye ederse,bu cani " ne de olsa birini öldürsem 2 yıl yatıp çıkıyorum. canımın istediği , sinirlendiğim birine yine sıkar onu öldürüp 2 yıl yatar çıkarım " demiştir.