hesabın var mı? giriş yap

  • yıllar önce muhalif denilen insanlar "yanlış yapıyorsunuz, betonla ekonomi dönmez, üretim lazim" dediğinde, "ekonomi çok iyi, 3. havalimanını almanlar kıskanıyor, dünya lideri, super güç olduk" diye böğüren ve muhalefet eden herkesi fetöcü, pkklı ilan edenlerin bu başlıkta duyar kasmaya hakkı yoktur. kaldı ki kimsenin ülke batıyor diye sevindiği de yoktur. işler iyiyken, küp dolarken aynı gemideydik de şimdi biz muhalifler filikalara mı doluştuk. beraber batıyoruz.

    tanım: yüzsüzlük barındıran ifade.

  • şimdi televizyonda avrupa basının yorumlarını, özellikle ingiliz basının kendisine yüklenmesini seyrediyorum da her şey bir yana şunlar geliyor aklıma; "lan biz senelerce kıt kanaat kupalara katılıp sikilip, sokulduk afedersin. hakemlerden çektik, ezdiler büzdüler. hakan ünsal'a rivaldo yüzünden tereddütsüz gösterirken kartı ya da ne bileyim avrupa şampiyonalarında oynatacak adam bulamazken iyiydi di mi. roma'da sopa yiyip bile geldi türk takımı. finalde hagi'ye kartı zart diye gösterirken adams'a bi sikim göstermemişlerdi falan. yanisi senelerce bize soktular çıkardılar şimdi sıra bizde lan. bunu da cüneyt çakır sağladı. sağolsun varolsun."

    diye anlık düşünmedim değil yani.

  • bugün tanıdık bir a101 çalışanından da duydum, bana yakındı. artık 7:30 da başlamak üzere 13 saat çalıştığını söyledi. bunun için ek ücret de almıyorlarmış. vatandaşın alın teri kutsaldır, işverenleri çalışanlarının seslerine kulak vermeye davet ediyorum.

  • lisede kapanmaya karar verdim. ailem çok tepki gosterdiler babam falan dövdü hatta ama yılmadım. başörtümü bağlayıp,heycanla okuluma gittim sabah. sanki herkes bana bakıyor,işaret ediyor gibiydi. o dönemler baya sıkıntılı tabi.

    sonra derse girdim. sevdiğim bir öğretmenim beni azarlayip başörtümü çekti sacimdan. şaşırdım tabii. "ınsanların inancına hiç mi sayginiz yok hocam "
    dedim. o da bana "saçmalama oğlum git tahtayı sil" demişti. hatırladıkça hala üzülürüm. o günden sonra zaten dini imanı boşladım. kısa kısa şortlar giyip geziyorum.

  • dünyanın en ünlü tarot uzmanı hajo banzhaf'ın kitabından bir kesit:

    soru: kartlar bize nasıl olupta anlamlı cevap verebiliyorlar?

    açıktır ki bu fenomen öyle tatmin edici bir şekilde açıklanamaz. ancak buna ilişkin üç ilginç görüş vardır.

    1. bilinçdışının zaman mekan ilişkisi bilincimizden farklıdır ve pek çoğumuzun geleceğe yönelik rüyalarımızda ve önsezilerimizde deneyimlediği gibi şimdiki zamanın en uç sınırlarında gezinebilir.bilincin dili kelimelerden oluştuğu gibi, bilinçdışı da resimlerle konuşur. tarot kartlarını ruhumuzun bu resim dilinin, bilinçdışının konuyu nasıl gördüğünü tarif eden alfabesi gibi düşünebiliriz. mesajı anlayabilmek için bilincin yapması gereken tek şey bilinçdışının dilini öğrenmektir.

    2.ikinci görüş, c.g.jung'un eşzamanlılık olarak adlandırdığı fenomene dayanır. burada söz konusu olan, ortada görünür ortak bir neden olmamasına rağmen aynı anda meydana gelen iki olayın önemli ve anlamlı bir şekilde birbirleriyle bağlantılı olduğunun gözlenmesidir.

    3.bizler zamanı nicelik açısından ölçmeye alışkınız. ancak zamanın 'doğru an' olarak tanımlamakta olduğumuz niteliksel bir boyutu daha vardır. bu görüşten hareketle her anın farklı boyutlarda kendini gösteren özgün bir karakteristiği vardır.

    ---
    tarot sadece fal değil, kolektif bilinçe giriş kapısı.
    astroloji ile birlikte araştırılmış yıllarca ve birlikte kullanılıyor.
    tarot üzerinde epeyidir çalışıyorum ve her seferinde kendime ve diğer hayatlara kartlarda baktıkça şaşırıyorum.