hesabın var mı? giriş yap

  • bugün dikkat ettiğim mantık hatasıdır. ceza şarkısını söylerken teyze araya giriyor ve "sus allah'ın cezası senin yüzünden ezanı duymadık" diyor. fakat ceza şarkısını söylerken arka planda sofradaki kişiler yemek yiyor ve didi'nin yarısından daha azı bitmiş şekilde duruyor.yani eğer ceza şarkıyı iftardan sonra söylüyorsa teyze neden ezanı duyamadık diyor?iftardan önce söylüyorsa neden yemeklere hallenilmiş,didi bitmiş şekilde duruyor?
    edit: evet ağır işsizim

  • bim'in internet sitesinde yazana göre ibrahim halit çizmeci adlı vatandaş. bir yerden de giriş yapmak lazım tabii yatırımcı olarak ama ileride bir toplantı oldu mu adamı yerin dibine sokuverirler valla.

    - bence şirketin politikasında değişmesi gereken şeyler var.
    + ibrahimcim şimdi boş ver politikayı da çayları tazelesen diyorum.
    - ayıp oluyor ama mustafa bey yine konuyu 10 tl. ye getireceksiniz değil mi?
    + abi valla o kadar sempatiksin ki, payını verip yollamıyorum hususi, toplantılara neşe getiriyorsun allahıma.

    http://www.bim.com.tr/…skileri/ortaklik-yapisi.html

  • herkesin atlı karınca sahnesinde güldüğü reklam. bense daha dolabın içinde sakallı hakan ve saz arkadaşlarını görür görmez patladım. gevşek ağızlı mıyım ne?

  • mad-eye moody, sirius black ile birlikte seride en sevdiğim karakterlerdendir. gerek yaptığı işler olsun gerek tuhaf huyları olsun diğer karakterlerden sıyrılır. ancak kendisinin sayfasında gezinirkeb şöyle bir şey fark ettim. aslında garip olan moody değildir. kendisi yaptığı işlere göre normal davranmaktadır. garip ve saçma olan ise büyücülük dünyasındaki auror'luk müessesesidir.

    bildiğiniz üzere auror'lar sihir bakanlıklarında çalışan insanlardır ve kimin auror olduğu bellidir. yeni tanıştıkları insanlara bile "merhaba ben auror'um." demekten çekinmezler. ancak mücadele ettikleri insanlar (kara büyücüler ve onların müridleri) gizlenmeyi ve kalabalıklara karışmayı tercih ederler. bu nedenle hem yakalanmaları zordur hem bilgi toplama konusunda auror'lardan daha rahatlardır. auror'lar açık savaş zamanları hariç kim death eater kim değil emin olamazken death eater'lar anonimlikten faydalanıp büyük operasyonlar düzenleyebilirler.

    mesela alastor'un durumuna bakalım. kendisi nesillerden beri auror olan bir aileden gelir. üzerine dünyanın insanını tutuklamıştır ve yaşayan en ünlü auror'dur. fark ettiğiniz üzere adam zaten başının üstünde hedef tahtasıyla geziyor. bir de death eater'ların bir kısmı biz aslında lanet altındaydık deyip azkaban'a gönderilmekten yırtmıştır. ve bu insanların yeni müritler edinip edinmediğini kimse bilmiyordur. moody, lucius malfoy gibi tiplere karşı elbette tetiktedir ama draco kendisi hakkında bilgi topluyor mudur ters bir zamanda kendisine saldırır mı emin değildir. ayrıca azkaban'a gönderdiği insanların, kara büyü ile alakası olmayan yakınlarının da her an dellenip moody'nin peşine düşme ihtimali vardır. her ne kadar bu tip insanların moody'nin karşısında pek bir şansı olmasa da bir anlık boşlukta gönderilecek avada kedavra'nın insanı hakkın rahmetine kavuşturacağını da göz ardı etmemek lazım.

    peki çözüm ne? seherbazlığın gizli bir oluşum olması lazım. mesela sihir bakanlığında ofisleri olmayacak yada başka işler altında diğer departmanların içine yerleştirecekler. çünkü sihir bakanlığı içinde de kara büyücüler var. gündüzleri dosya taşıyan bu insanlar voldemort çağırdığında maskelerini çekip insan öldürmeye gidebiliyorlar. bu nedenle auror'ların da az dikkat çeken, uzun süreyle ortadan kaybolan, sadece gizli toplantılarda bir araya gelen insanlar olması lazım. şimdi iyiler neden gizlenmek zorunda olsun ki derseniz size longbottom çiftinin başına gelenleri örnek gösteririm. eğer alice ve frank'in kimlikleri gizli olsaydı belki de işkence görüp akıl sağlıklarını yitirmeyeceklerdi.

    ancak bir de şu durum var. büyücü toplumu dediğiniz bir avuç insan. hogwarts'ta yapılan son savaşta bile o kadar kalabalık yoktu. okulda da aşağı yukarı herkes birbirini tanıyor. şimdi dersleri şahane olan, bak kesin auror olur bu dediğiniz çocuk sihir bakanlığı'nda alakasız bir işe başlarsa yada birden bire ortalıktan kaybolursa auror olduğu anlaşılır zaten. herkes birbirinin gözünün önünde çünkü. şimdi harry gidip ben süpürge inceleme departmanındayım dese buna kim inanacak?

    çözümler yada yöntemler değişebilir ancak aslında demek istediğim şey şu; moody doğru şeyi yapıyor. emekli olmadan önce bu voldemort destekçilerinin korkulu rüyasıydı. muhtemelen birkaç auror da yemeklerine yada içeceklerine zehir konarak öldürüldü. o yüzden şimdi kimin iyi kimin kötü bilinmediği bu ortamda adamın sadece kendi şişesinden içmesi yada yemekleri koklaması çok da yadırganacak bir şey değildir kanımca.

  • lisedeyim. daha az kira vermek için okuduğum lisenin yakınından 5-6 km ötedeki daha küçük bir daireye taşınmıştık. çoğu zaman bana verecek dolmuş parası olmuyordu, okula yürüyerek gidip geliyordum. giydiğim montun fermuarı bozuktu, kışın kendimi rusya'daki napolyon'un askeri gibi hissederdim.

    evde ödeyebildiğimiz tek fatura elektrik faturası ancak o ay onu da ödeyememişiz. o sabah uyanınca zifiri karanlıkta üstümü giyindikten sonra yiyecek bir şey olmadığı için kahvaltı etmeden evden çıktım. akşam bayağı sağlam kar yağmış, yollar ve kaldırımlar buz tutmuş. tek tesellim yolların her zaman olduğu kadar dolu olmamasıydı çünkü yürürken ayakkabının da dandikliği yüzünden sürekli düşüp kalktım. yol o sabah beni o kadar zorlamıştı ki normalde 30 dakikada gittiğim yolu sanki 2 saatte gitmişim gibi hissetmiştim. okulla aramdaki son engel olan dik yokuşa geldiğimde bacaklarım artık hissizleşmeye başlamıştı, burnum çeşmeye dönmüştü ve ellerim ile dizlerim ise yara bere içindeydi. kaydırak tırmanmaktan pek farkı olmayan o buzlu yokuşu da bir şekilde atlattıktan sonra sonunda okula vardım. ancak bahçe kapısına geldiğimde kapının kilitli olduğunu fark ettim. daha sonra ise okula dikkatimi verdiğimde olağan dışı bir sessizlik ve sakinlik olduğunu fark ettim. bahçede öğretmenlerin arabaları da yoktu.

    tam o sırada arkamdan geçen yaşlı bir adamdan okulların tatil olduğunu, dün akşam haberlerde duyurduklarını öğrendim. tabii televizyonu elektrik olmadığı için izleyememiştim.

    onca yolu boşa gitmiş olmama rağmen okulun tatil olduğunu öğrenince yolda harcadığım gücüm geri geldi, bütün ağrı ve sızılarım geçti. eve geri neşeli bir şekilde yavaş yavaş gittim, düşe kalka gittiğim yolları paten yapar gibi kaya kaya geldim. apartmanın dış kapısına vardığımda ise güneşin sonunda çıktığını fark ettim.

  • yabancı literatürde ingilizcesi unexpected hanging paradox iken türkçe'de daha çok sürpriz sınav paradoksu olarak bilinen paradoksun konusudur.

    yabancılar bu olayı idam gününü bilmeyen bir mahkum üzerinden anlatırken, türkiye'de ise genellikle aynı paradoks sınav gününü bilmeyen öğrenciler üzerinden anlatılır. özünde ikisi de aynı durumun farklı biçimlerde anlatılan versiyonlarıdır.

    problemin özü aslında şu şekildedir:

    bir öğretmen cuma günü ders bitiminde öğrencilere sonraki hafta bir sınav olacağını, ancak bu sınavın hangi gün olacağını kimsenin bilemeyeceğini, çünkü bu sınavın bir sürpriz sınav olacağını söyler.

    öğrenciler bu cümleyi duyduklarında hemencecik haftaya bir sınav olmayacağından kesin olarak emin olup derin bir oh çeker. sonuç olarak perşembe çarşamba günü sınav yapılır ve öğrenciler sınavın çarşamba günü olmasının matematiksel olarak imkansız olmasından dolayı şok geçirir.

    peki öğrenciler neden sınav olmayacağını düşünmüştür?

    yukarıda belirtildiği üzere öğretmen, öğrencilerine yapacağı sınavın gününün kimse tarafından bilinemeyeceğini söylemiştir.

    sınav mecburen okul günleri olan pazartesi, salı, çarşamba, perşembe ve cuma günlerinden birinde olacaktır.

    diyelim ki sınav ilk 4 gün olan pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri yapılmadı. bu durumda haftada yalnızca bir gün kalacağından ve öğrencilere sınavın o hafta olacağı söylendiğinden, öğrenciler sınavın cuma günü olacağından emin olurlar. bu durumda sınav cuma günü yapılamaz, çünkü eğer sınav günü olarak cuma günü seçilirse bütün öğrenciler sınavın o gün olduğunu önceden bilir.

    bu durumda geriye pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri kalır.

    zaten sınavı cuma günü yapmak imkansız olacağından, öğrenciler sınavın perşembe günü yapılamayacağını da bilirler. çünkü eğer sınav pazartesi, salı ve çarşamba günü yapılmazsa, cuma günü yapılması imkansız olduğundan sınavın perşembe günü yapılacağı kesin olarak bilinmiş olur. bu durumda eğer sınav günü olarak perşembe günü seçilirse yine öğrenciler sınavın o gün yapılacağından bir önceki gün emin olur ve sınav tarihini önceden bilirler.

    aynı durum pazartesi, salı ve çarşamba günü için de geçerli olacaktır. bu durumda matematiksel olarak sürpriz sınav yapmak imkansızdır.

    bu aslında bir paradoks değildir çünkü sürpriz sınav yapmanın imkansız olması aslında sınavın sürpriz bir sınav olmasına sebebiyet verir.

    çünkü öğrenciler sınavın hiçbir gün yapılamayacağını bilirler ve bu sebepten sınavın mümkün olmadığını düşünürler. ancak bir gün sınav yapılırsa, önceden bilebilecekleri için sınavın o gün olamayacağını bildiklerinden sınavın o gün yapılmayacağı görüşünü benimser ve sınavın o gün olacağını bilemezler.

    bu durumda sınavın sürpriz olmasının sebebi aslında sınavın sürpriz olmamasıdır.

    wiki link: unexpected hanging paradox

    ileri okuma için: wolfram

    sınav şeklinde anlatılan versiyonun ingilizcesi: pdf

  • sinif : lise son
    tarih : mezuniyet haftasi
    olay : mezuniyeti kutlamak için okula sampanya getirilir... patlatilip içilmeye baslanir... müdür yardimcisinin sinifa geldigi haber alinir... yakalanmamak için sise pencereden disari atilir... sokakta yürüyen vatandasin basina sise çarpar... vatandas siseyle beraber müdüriyete gider... mezuniyet öncesi son disiplin cezasi alinir... siseyi atan ve arkadaslari okuldan uzaklastirilir...

  • teori, deneklere 2 soru sorularak ispatlanmıştır. (rakamlar tam gerçeği yansıtmasa da soru aynı doğrultudadır.)

    1. soruda iki seçenek var birini tercih ediniz:

    a) 50.000 tl kaybeceksin
    b) bozuk para atacağız, bozuk para tura gelirse hiçbir şey ödemeyeceksin yazı gelirse 150.000 tl kaybedeceksin.

    2. soruda iki seçenek var birini tercih ediniz:
    a) 50.000 tl kazanacaksınız
    b) bozuk para atacağız, bozuk para tura gelirse hiçbir şey kazanmayacaksın yazı gelirse 150.000 tl kazanacaksın.

    1. soruda cevapların çoğu "b" olurken, 2. soruda cevapların çoğu "a" olmakta. aslında finansal olarak ikisi de aynı soru ancak, insanların kaybedecekleri bir olayda risk almaya istekli iken, risk alacakları durumda kazançları orantısız şekilde artacak olsa sabit kazanca razılar.

    bu teori daniel kahneman'a nobel ödülü getirmiştir.