hesabın var mı? giriş yap

  • hikayemizde evli bir çift, bu evli çift ile aynı evde yaşayan adamın annesi ve daisy isimli bir de köpek var. bu çiftimizin yurt dışına çıkması gerekir ve valide hanım da yaşlı olduğu ve köpeği gezdiremeyeceği için, kaldıkları lojmanın bekçisinden rica ederler: bekçi, her gün daisy’i dışarı çıkartıp gezdirecektir.
    olay, üç gün sonra adamın “her şey yolunda mı?” diye annesini aramasıyla ortaya çıkar.
    -anneciğim nasılsınız, her şey yolunda mı?
    -ayyy oğlum değil, hiç sorma, burada bir manyak var, “dışarı çıkma zamanın geldi teyze” deyip beni her gün zorla bahçede gezdiriyor!”
    meğersem bizim bekçi daisy’i teyze olarak anlamış ve teyzeyi üç gün boyunca zorla kolundan tutup bahçede gezdirmiştir. zavallı köpek ise üç gün boyunca s.çamadığı ile kalıp balon gibi şişmiştir.

  • instagram'ında acun'un bir barda arkasında durduğu veya kendisine aldığı gülleri paylaşan 24 yaşındaki, bir dönem modacı olma hevesiyle mankenlik yarışmasına katılan tc vatandaşı insan.
    ben kendisinin niniseymasubasi adlı instagram hesabını takip ediyorum ve orada koyduğu fotoğrafların altındaki yorumlara bakarak türkiye halkının iki yüzlülüğünden ve şekilciliğinden emin oluyorum.
    normalde kendi kocası gidip başka bir kadınla imam nikahı kıysa bir de üzerine çocuk yapsa kapıyı camı indirecek teyzeler, ablalar ve kardeşler bu sosyal platformda bu hanım kızımızın koyduğu neredeyse her fotoğrafın altına " rabbim sizi nazarlardan korusun, şeyma abla acun abiyle de fotoğraf koysana, doğal güzellik, rabbim sizi kem gözlerden korusun ben biliyorum siz allah katında evlisiniz, maşallah maşallah tü tü tü tü, melisa çok şeker bebek, siz muazzam bir kadınsınız, size bayılıyorum, şeyma abla harikasın seni kıskananlar çatlasın." gibi gibi cümleler yazmaktadırlar.
    ben bu cümlelere katlandığım kadarıyla bakarak esra erol'u izlerkenki gibi sosyolojik tespitler yapıyor, çoğu zaman gülüyorum.
    aynı zamanda zeynep ılıcalı hanımefendiyi de takip ediyorum. onun her fotoğrafının altına da onu tutan bir başka güruh var onlar yazmakta. aslında bu iki grubu karşı karşıya getirsek yeni bir mohaç meydan savaşı çıkabilir yani o derece.
    neyse özetle beni ilgilendirmez zaten kendisi, fotoğrafları veya yaşadığı hayat amma ve lakin cümbür cemaatin diline düşmesi çok garibime geliyor. hoş ben de buraya yazarak çenesini yoran züğürt kategorisine giriyor olabilirim ama benim çenemi yormamdaki amaç türkiye halkının kalitesiz ve iki yüzlülüğünü bu hanım kızımıza yapılan muamele yoluyla anlatmak.
    sözlerime hanım kızımıza yapılan bir kaç comment ile son vermek isterim:

    "sonuna kadar inancına ve yüreğine sağlık şeyma."
    "arkanda duran dağ gibi bir eşin var şeyma sen denizleri seyret dalgalarla işin olmasın."
    "ah nasıl zor göğüslemek zorunda kaldıkların, nasıl bir kutsallıktır bu sana bahşedilen. sadece allah'a emanet ol."
    "arada babadan (acun'dan bahsetmekte) işaret ver bize şeyma, korkuyoruz."

    millet yeminle sıyırmış ya, yorumlara gel hele.

    hanım kızımızın yaptığı bir fotoğraf yorumu ise şu şekildedir. bebeğini kucaklamış haliyle "gene babadan daha erken kalktık." burada verilen mesaj "acun bende kaldı bu gece, melisa da ondan erken kalktı, n'aberr zeynep ılıcalı?" sanırım.

    neyse tespit yapma durumumu burada bitiriyor, hayırlı cumalar diliyorum. bu arada hanım kızımızın evladı melisa ile hiçbir alıp veremediğim yok o masum bir bebek, bir melek, arada kendisine verdiğim referanslar yanlış anlaşılmasın (kime neyi açıklıyorsam?) neyse öyle işte.

  • kandırıldık türkiyem!

    -istanbul kalabalık.
    -15 milyon nüfusu var.
    -gezilecek çok yer var.
    -çarpık kentleşme de cabası...

    hadi ordan! bu saatten sonra bok inanırım size. gördük işte bu dizide asıl gerçekleri.

    -istanbul toplam 30 kişiden oluşuyor. bunların hepsi bir yerlerden birbirlerini mutlaka tanıyor (komşu kızı cansu ve emir hariç. onlar tanışmıyorlar bir tek.)
    -istanbul'da gidilecek bir otel, bir şeyler içilecek tek bir cafe var. herkes o otele geliyor, herkes o cafe'de takılıyor.
    -istanbul'da toplam 6 tane ev var ve bu evlerin temizliğine sadece feriha'nın anası gidiyor.

    artık bana "istanbul'da yaşam çok zor." demeyin lütfen. yemem.

  • pidecinin vizyonuna helal olsun, iyi butce ayirmis. bildigin kisa film cekmis adamlar. efektler de guzel.

    yalniz o pide duz duvara tirmandirmaz, seker komasina sokar benden soylemesi.

  • satış yasağına karşı yapılması gerekli olan eylem. sonuçta satış yasak amk, veresiye yasak değil ki. ahah.

    gidecez kanka bakkalımıza, aga sen bunu ver, yarın öderim saat 6.01 de diyeceğiz. bitti gitti işte.

    yaşasın semt bakkalına dönüş.

  • işinize hız katabilecek bazı uygulamalar;

    1. proud: uygulama; pomodoro tenkiği adlı spesifik bir metottan yola çıkarak hayata dair stresli, baskıcı zamanları azaltmanıza, işinize yönelmenize yardımcı olabilen bir uygulama. özellikle yapılacakları bölme/ayırma konusunda tam uzman.
    platform: ios/android - ücretsiz

    2. ewa: ingilizcenizi geliştirmenizi esas alan bir uygulama. kolay ve akıcı bir arayüzü var. zihninizi farklı şeylerle meşgul etmek/dinlendirmek istiyorsanız yerinde bir uygulama
    platform: ios/android - ücretsiz

    3.slack: dinamik ve pratik bir iş planı uygulaması. aynı zamanda bir "to do list" alanı. işlerinizi, teslim zamanları ya da hedeflediğiniz tamamlama sürelerini belirterek, bir tahtaya yazar gibi yazıyor daha sonra tamamladıkça üzerini çiziyorsunuz.
    platform: ios/android - ücretsiz

    4. todoist: etkinlikler ve yapılacak onca şey. tüm bu yapılacakları sistematikleştiren productivity, aynı zamanda neyi ne kadar yapmak istediğinize dair bir planlama alanı da sunuyor. kişisel zaman, hedefler ve alışkanlıklarla ilgili takip olanaklarını zenginleştiriyor.
    platform: ios/android - ücretsiz

    5. join.me - kolay toplantılar: apple'ın da desteklediği uygulamalardan. ekiplerin sesli veya görüntülü toplantılar yapabilmesine ve mobil beyaz tahtalar üzerinde gerçek zamanlı çalışabilmesine olanak sağlıyor.
    platform: ios/android - ücretsiz

    6. sesli not yaz: gerekli durumlarda açıp ses kaydı yapın, ne hakkında olduğuyla ilgili bir isim verin ve kütüphanenizde bulunsun. özellikle üst seviye direktifleri zaman kaybedilmeden kayıt altına alınması, bu sayede unutulmaması adına iyi bir fikir.
    platform: ios/android - ücretsiz

    7. lumosity: boş vakitlerde uygulamayı açıp, ilginç oyunlarla tanışabilirsiniz. lumosity, hafızayı, dikkati, esnekliği, işlem hızını ve problem çözmeyi geliştirdiğini iddia eden oyunlardan oluşan bir uygulama.
    platform: ios/android - ücretsiz

    8.quickbooks: intuit tarafından geliştirilen bir muhasebe yazılımı paketi olan uygulama, esas olarak küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik. şirket içi muhasebe uygulamaları ile işletme ödemelerini kabul eden, faturaları yöneten, ödeme yapan, bordro işlevlerini yerine getiren bir uygulama.
    platform: ios/android - ücretsiz

    9. box: projelerinizin ansızın uçup gitmesi, bilgisayarın çökmesi sonucu geri döndürülemez şekilde kaybolabilecek donelerinizi güvenli bir şekilde bulutta saklayabilirsiniz.
    platform: ios/android - ücretsiz

    10. docu scan: akıllı cihazınızda bulunan, e-mailinize gelen, fotoğrafını çektiğiniz, özetle ofiste çıktığını almak istediğiniz belgeleri kolayca yazdırabilmenizi sağlıyor.
    platform: ios/android - ücretsiz

    11. switch: spotify, yahoo ve facebook gibi teknoloji devlerinin de kullandığı popüler bir platform. bilhassa new york'taki teknoloji ve medya faaliyetleriyle ilgili iş ilanlarını barındıran bu uygulamada, ekranı sağa veya sola kaydırarak, başvurusunu değerlendirmek ve elemek istediklerinizi kolayca gruplandırabilirsiniz. personel bulma aşamasını mümkün olduğunca en kısa sürede tamamlamanıza yardımcı oluyor.
    platform: ios - ücretsiz

  • her şey. türk şoförünün o kontağı çalıştırması hata. çünkü vizyon sıfır çakallık sınırsız. otoparktan yola çıkarken yoldan araba geliyor mu diye kontrol etmeden atlayan mı dersiniz,
    ana yolla ara yolun birleştiği yerde ara yoldan çıkacak adam yolu göremesin diye ana yola park edilen arabalar mı dersiniz,
    ilerideki sıkışık trafiği görüp, sıkışıklığın en sonundan karşı şeride geçerek sıkışıklığın en başına gelerek her iki yönde de sıkışıklık yaratmak mı dersiniz,
    yine sıkışık trafikte ve ışıklı kavşakta yeşilin 1 saniyesi kalmasına rağmen o ışıktan geçmeye çalışıp, diğer taraftan gelen araçların arasında, yolun ortasında mal gibi kalmak mı dersiniz,
    hız sınırının 90 olduğu yollarda en sol şeritte 90la giderken gelip arkadan selektör yapanlar varlığı ve ona yol verip sağ şeride geçince 30la giden minibüsün arkasına denk gelmek mi dersiniz?
    yol kenarına park edeceğim diye ana caddede 10la gidip park yeri arayan mı dersiniz?
    2 arabanın sığacağı boşluğa hıyar gibi park edip başka arabaya yer bırakmamak mı dersiniz? -kaldırıma park edenleri söylemiyorum bile-
    .
    .
    .
    bu daha uzar gider bak, tamamı çakallık bunların. herkes kendi çıkarını düşünüyor. ben şuradan geçeyim de, trafik ne durumda olursa olsun deniliyor.
    zaten türkiyedeki son yıllarda oluşan kalitesiz toplumun en büyük sorunu bu değil mi? ben ben ben... ben işimi halledeyim de, ben paramı kazanayım da, ben yoluma gideyim de....

  • sanildigi kadar geri zekali olmayan down sendromlular, down sendromsuzlarin bir çogundan daha dikkatli ve de akillidirlar. dikkatlerini islerinden baska birseye vermediklerinden isyerinde dedikodu yapma, baskalarinin kuyusunu kazma, hirsizlik yapma gibi adetleri de yoktur. ozellikle getir-gotur isleri (bkz: office boy), garsonluk gibi isleri itina ile yaparlar. bu tur islerde ise alinasidirlar ve bir suru hiyardan iyidirler.