hesabın var mı? giriş yap

  • 29 yaşındaki oğlunu faciada kaybetmiş, kendisi de madenden emekli bir babanın konuşmasıyla başladı. kurtarma çalışmalarına deniz gezmiş tişörtüyle katılmasına izin verilmeyen bir başkasıyla devam etti.

    kınık'tan canlı yapılan ve izlenmesi gereken yayındır.

    önemli noktalar:

    -"o 283 kişi yalan, oradan ancak 100 kişi sağ çıkar. ben yalnızca bir saat durabildim ve 9 ceset çıkardık. 283 değil 683'tür o."

    -internette dolaşan haberlere bir doğrulama daha: "mesai saati bittikten sonra ölmüş gibi gösteriliyor herkes. tazminattan kaçınmak için işçilerin ölüm saati 16.30 gösterilmiş."

    -"sendika işçinin değil patronun sendikası."

    -"hepsi ölüydü, çıkarırken yüzlerine maske takıp battaniye örttüler ve sağ dediler."

    -"muhalefet istemiyoruz burada diyerek elimize zarf verip bunları atın dediler." (seçimlerden söz ediyor)

    -"çıkmak için 2-2.5 km yol yürümem gerektiğini bildiğim için hiç hareket etmeden beklemeye çalıştım, yanımdaki herkes bayıldı."

    -"ailemden 11 kişiyi kaybettim. 2'si kardeşim."

    kaçıranlar için:

    1.bölüm: http://www.youtube.com/watch?v=aoipzabywem
    2.bölüm: http://www.youtube.com/watch?v=n8icmmg_cje
    3.bölüm: http://www.youtube.com/watch?v=5mncj1gwl6u

  • link

    tıklamak istemeyenler için:
    mb başkanı: "söz konusu döviz işlemleri, işlem platformları üzerinden o günkü piyasa koşulları ve fiyatları çerçevesinde gerçekleştirilmiştir"

    adam açık bir şekilde sattık usd'leri demiş.
    rte ise kasada duruyor demişti. mb başkanı, rte'ye yalancı mı demiş, ben mi öyle anlıyorum?
    ya hadi sattınız. bunun tl karşılığı nereye gitti? ayrıca kime sattınız.
    kim aldı kardeşim benim paramı.
    gençler direnin. dayanın. üstüne gittikçe açılıyorlar.

    eğer ki bunlar 128 milyar dolar konusunu her gün yeni bir şeyle açıklamaya çalışıyorlarsa; gerçekten daha da üstüne gidilmeli.
    çünkü her gün yeni biri bir açıklama yapıyor ve hepsi farklı şeyler söylüyor.
    rte kasada diyor, canikli çıkıp yastık altında diyor, jöleli tosun hiç böyle bir paramız olmadı diyor,mahir ünal millete harcadık diyor, mb başkanı da sattık diyor.
    aq bizim kaç tane 128 milyar dolarımız kayboldu ki bu kadar farklı açıklamalar var diye sorguluyor insan.
    her gün bir yeni bahane sunuyorlar, birkaç saat içinde onun yalan olduğu ispat ediliyor.
    sonra mı? sonra da böyle rezil oluyorlar.

    bakayım kızarmış mı yüzleri. aa yüzleri yokmuş.

    neyse, fahrettin altun git sen kariyer.net'e şimdiden ilan ver.
    yeni merkez bankası başkanı arıyoruz deyiver.
    aranan özellikler kısmına ise;
    tercihen kartal imam-hatip mezunu olan; söz dinleyen, fetö ile ilgili tweet'lerini silmiş olan, açıklama yapmayan, indir deyince indirip kaldır deyince kaldıran düşük profilli başkan aranıyor yaz, yeter.
    öperim.

    (bkz: çok basit çünkü çaldılar)

  • kadınların karsı cinsi sınamak için bilinçli veya bilinçsiz olarak uyguladıkları testlerdir aka "fitness test". bu testlerin sıklıgı vede siddeti erkek ve kadın arasındaki ilişkiye göre degişir.

    shit testleri ne kadar erken fark edip, dogrudan cevap vermeden espriye vurarak, onaylayarak veya sorunun asıl amacını fark ettiginizi göstererek cevaplarsanız o kadar basarıyla gecmis olursunuz.

    bir kac örnek soru yazıp cevaplayayım konseptin daha iyi kavranması için.

    - sokakta gördügün bütün kızlara gelip böyle asılıyor musun?

    + yalnızca ilgi çekici bulduklarıma.

    + fırsat buldukca.

    - daha önce kac kisiyle birlikte oldun?

    + 70.5 oldu seninle birlikte, yarımın nereden geldiğini sorma. ( herhangi uçuk bir rakam olabilir )

    + sen ilksin. ( tecrübeli biri oldugunuz asikar ise )

    - sen az once yan masadaki kızları mı kestin? (büyük ihtimal kesmediğiniz halde sorulmustur bu soru )

    + göz alıskanlıgı, su ana kadar ilgimi korumayı basardın yerinde olsam cok dert etmezdim.

    ilk bakışta yukarıdaki soruları düzgünce cevaplamakta bir sakınca olmadıgı görünsede soruları uygun bir şekilde cevaplamamak, kadının size olan arzusunu azaltır.

    http://www.urbandictionary.com/….php?term=shit test

  • çoğu zaman oldukça fantastiktir. en azından bizimkilerin öyle... efendim böyle '70'li yıllar... bizimkiler aynı iş yerinde çalışıyorlarmış. babam müdür, annem memur... ahahhah.... ulan baba.... neyse.... babam feci kesikmiş anneme... deli gibi hastaymış. annem de -gerçi şimdi de öyledir ama- tam monaco prensesi modunda... kimseye yüz vermiyor. babam annemin dikkatini çekmek için süper bir yöntem bulmuş. şimdi bunu yazınca bendeki tuhaflığın kökenini de anlayacaksınız.

    evet ne diyordum? ha babam annemin dikkatini çekmek için süper bir yöntem bulmuş. arabası olmasına rağmen annemlerin servisine binmeye başlamış. ama bulduğu süper yöntem bu değil tabii... lan bunu yazsam mı acaba? neyse lan yazıyorum. babamın annemin kalbine girmek, onun beyaz atlı prensi olmak için bulduğu yöntem şu hanımlar beyler:

    her gün servisi bir büfenin önünde durdurmak. evet, babam servise biniyor memurlarıyla... ondan sonra her gün ama her gün bir büfenin önünde "sigara alacağım" diyerek servisi durduruyor. inerken de servisin şöförüne "sen beni bekleme usta, ben koşarım... size ışıklarda yetişirim" diyor. şöför "aman efendim... abi olmaz" falan dese de ı-ıh. olmaz diyor babam. sigarasını alıyor ve servisin peşinden koşuyor. 8 ay boyunca her sabah... sebep: annemi atletikliğiyle etkilemek... ahahhaha....

    annem o dönemlerde "müdür müdür palyoço mudur?" diye bunu arkadaşlarıyla tartıştıklarını söylüyor. babama tüm çalışanları uyuz olmuş bu yüzden... sonuç ne peki? sonuç nesi var mı? ben olmuşum işte...

    babam bu hikayeyle ilgili bir de sır verdi bana: yanında sigarası da varmış aslında...

    - o da mı numaraydı baba?

    - numaraydı tabii oğlum... ama iyi koşardım ha...

    - usain bolt gibi mi?

    - kim???

  • insanı gelişmiş ülkede hissettiren tanımlar vardır. bunlardan birisi de "konfor alanı".

    evine 2 ay maaş girmediğinde aç kalacak, bakın sıkıntı çekecek sorunlar yaşayacak demiyoruz burada "aç kalacak" diyoruz, kişilere hangi konfor alanından bahsediyorsunuz.

    sevdiğim işi yaptım para kazandım, hobimi mesleğe çevirdim, birikimle bir start-up'a yatırım yaptım, sıkıcı 9-6 işimi bıraktım freelance çalışmaya başladım, memurluğu bıraktım küçük bir yerde kafe açtım falan fıstık... bunlar bu ülkede azınlık. yok mu? var ama senin aileden durumun yoksa kusura bakma da bokumu yaparsın bunları.

    hepimiz diken üstündeyiz, hepimiz. diken üstünde olmadığımız bir gelecekte konuşuruz bu konfor alanından çıkmayı.

  • piyasanın en iyi çikolatalarındandı. nedeni açıklanmadan, seneler önce toplatıldı.

    editolsun: 'ürün yeterli talep görmediği için üretimden kaldırılmıştır.' şeklinde mail attılar. çok hüzünlüyüm.

  • abd'den veya avrupa'dan donenler arasinda gercekten boyle biri yok saniyordum. yazilanlardan gordugum kadariyla var oldugu soyleniyor ama var olan kisiyi/kisileri anlatirken kullanirken tek sifat zengin olmasi. yani cok parasinin olmasi yani turkiye'nin onbin'de biri icinde olmak gerekiyormus. turkiye'nin geri kalan cok buyuk cogunluguyla muhattap olmayip, onlarin buyuk sorunlarini onemsemeyip, bana dokunmayan bin yasasin mantigiyla kendi hayatini yasamasi gerekiyormus.

    "istanbul hicbir yerden geri degil" demis bir zengin. bunu demek icin cidden etiler ve bebek'ten disari adim atmamak gerekiyor. ben de istanbul'da 10 yil yasadim, baya cok eglendigim, istanbul'u cok sevdigim zamanlar da oldu ama "geri degil" demek baska birsey. sehirde bu kadar buyuk gelir adaletsizligi varken, bu kadar cok suc istatistikleri yuksekken, toplu tasima denen olay 2013 yilinda bile halen yari yariya bile cozulmemisken, bir yagmurda/karda tum sehir iptal olurken, trafik kaza orani bu kadar yuksekken, trafikte bir yere gidip gelmek icin 3 saatlik sureyi normal goruyorken, surekli kesilen sorunlu bir internet altyapisina sahipken, elektrik kesilmeleri halen cok sik yasaniyorken, insanlari halen sokaklara bu kadar cop atiyorken, trafik kurallarina hic uyulmuyorken, herkes digerini nasil ezerim derdindeyken ve daha sayilabilecek binlerce etmen varken geri degil demek icin cidden polyanna'nin soyundan gelmek gerekiyor.

    guzel diyebilirsin, cok eglenceli diyebilirsin, 24 saat canli diyebilirsin, iki kitayi birlestiriyor, bogazi var diyebilirsin, insanlari yardimsever diyebilirsin de geri degil demek cidden bambaska bir olay.

  • kimsenin hayatında bir seçenek olmayın sevgili yazar arkadaşlarım. bu yüzden onu mu seçti bunu mu seçti, bana şans verecek misin? yok aramızdaki şeye şans vercek misin falan bunlar anlamsız şeyler. birinin hayatında bir seçenek olmaktansa gitmek daha mantıklıdır.

  • araplarin dunyanin her ulkesinde kafasina gore giris yapamayacaklarini anlamalari gerek. ayni sey bizim ulkemizdeki arap gotu yalayanlar icin de gecerli.

    onlarin vatandasligi 250.000 dolarlik ucuz birsey degil. almiyor lan adam kendi vatanina iste. var mi itirazin? ben tebrik ediyorum.

    yollayin turkiyeye bizin dangalaklar beslesin.

    edit: beyler, 10 yildan biraz daha fazla bir suredir zaten turkiyede yasamiyorum. avrupada oturum isleri nasil oluyor kendi tecrubelerimden biraz bilgim var.

    belli bir ucret karsiligi verilen oturum izni farkli. 250 bine vatandaslik verip gel agzima da sic denmesi farkli. turkiyede 250.000 vermese de 3 yilda belirli sartlari saglayinca yine vatandaslik aliyor yabancilar.