hesabın var mı? giriş yap

  • ancak midesi geniş bir kadının kabullenebileceği bir hareket.

    düşünsenize sizin dokunmaya kıyamadığımız adamın çatır çatır yüzüne oturmuşlar, zaten bir kere yapan adam bunu sürekli yaptırır kim bilir kaç kişi oturdu sizin haberiniz yok.

    arkanızdan elalem konuşacak “bununkine mahallede oturmayan kalmadı ruhu duymuyor” düşünmesi bile insanı çileden çıkarıyor.

    hiç oturulmamış namuslu erkeklerin düğünde alnına kırmızı bandana bağlanması önerisi gerçekten hayata geçmeli artık.
    örnek erkek

  • -------editlenerek genişletildi------

    biri türkçe biri arapça olan bu iki sözcük, birbirinin tercümesi gibi kullanılsa da kavramsal olarak farklı şeyleri ifade ederler.

    güvenlik, ingilizce security'e karşılık gelirken emniyet, safety'e karşılık gelir.

    güvenlik; dış kaynaklı tehlikelerden korunmakla ilgilidir, emniyet ise içsel tehlikelerden. türk silahlı kuvvetleri, dış düşmanlara karşı kurulmuştur ve "güvenlik güçleri" olarak anılır. polis teşkilatı ise "emniyet gücü".

    ayrıca 'güvenlik' söz konusu olduğunda kasıt unsuru aranır. 'emniyet' kasıt olmaksızın yaşanacak olumsuzlukları ifade eder. bu bağlamda, günlük olarak kullandığımız "iş sağlığı ve güvenliği", "iş sağlığı ve emniyeti" olmalıdır. biri işçileri yaralama ya da öldürme kastı güderse bu güvenlik sorunu olur. kaza vs durumları emniyet bağlamındadır.

    örneklersek: aracınızın üretimsel bir hatası var balataları sorunlu, bu emniyetle ilgilidir. kilit sistemi arızalı ve çalınmasını kolaylaştırıyor, bu güvenlikle... uçakların bakımları, kargonun vs ağırlığı, hava durumuna uygun hareket edilmesi emniyetle; el bagajındaki madde kısıtlamaları, x-ray taramaları güvenlikle.

    bu vesileyle şunu eklemek istiyorum: bir ülkede insanların nasıl öldüğü önemlidir. ihmallerle, tedbirsizliklerle gerçekleşen ucuz ölümler her şeyden önce emniyet kültürünün gelişmemiş olmasıyla ilgilidir. sırf bu sebeple trafikte, iş yerinde, belediye çukurlarında, evlerde milyonlarca insan zamansızca ölmektedir. bunların önüne geçmek için erken yaşlarda ve sistematik bir biçimde emniyetle ilgili bilinç kazandırılmalıdır. özellikle motor beceriler kazanılırken yerleşen bir emniyet kültürü başkaca hiçbir çabaya gerek kalmadan bir sürü ölümün önüne geçecektir.

    özellikle havacılık endüstrisinde bunun üstünde çokça durulur. anadolu üniversitesi'nden doç. dr. ender gerede'nin konuyla ilgili kitabı ve yıllarca okuttuğu dersleri vardır, başka havacılık okullarında da zorunlu ders olarak okutulur. bu yaklaşım hayatın geneline uyarlanmalıdır. soma'lar olmasın, "kader" hep birilerini erkenden bulmasın diye yapılmalıdır bir an önce.

  • çalıştığım yerde mutfak işlerine bakan bir ablamız var. yaklaşık 14 yıldan beri site içerisinde bir dairede kirada oturuyor. kirası geçtiğimiz eylülde 4.500 tl'den 7.500'e çıkmış. kendi söylemine göre mevcut sitede 20 binden aşağıya kira yokmuş.

    ev sahibi yaşlı bir çiftmiş. adam pandemi döneminde eşinin işsiz kalmasından dolayı 1 yıl zam yapmamış.

    gelelim meseleye...

    adam evini satmak istiyormuş. durumu anlatmış bunlara. bunlar da yokuş yapıyorlar çıkmamak için. evi almaya gelenler evi bu haliyle değil, uğraşmamak için kiracısız almak istiyorlar. dahası 16 yıllık kiracılık döneminde evi bırak boyatmayı, çivi bile çakmıyorlar. eve gelen alıcılar yaklaşık 300 binlik tadilat ücretini fiyattan düşmek istiyorlar.

    bu sabah ev sahibi adam arayıp rica minnet etti bu arsız köpeklere lütfen çıkın çok zor durumlar yaşıyorum diye. kadının girdiği halleri görmeniz lazım. burnundan kıl aldırmıyor! sonra kocasını aradı. kocası da dur sen bak ben napıyorum onlara dedi. kocası olacak ahlaksız da adamı arayıp çıkmak için 200 bin lira istemiş. adam da mecbur kabul etmiş. büyük sevinçle anlattı olayı ofistekilere. "nasıl ablacım iyi yaptık değil mi?" dedi bana. yaptığınız ahlaksızlık abla dedim. sapına kadar haksız olduğunuz bir davadan cebinize 200 bin lira koyacaksınız diye de ekledim.

    başladı işte ben şimdi taşınsam 20 bin taşınma, bilmem ne kadar depozito, bilmem kaç para kira falan...

    adamın sorunu değil ki bu sizin sorununuz ablacım. adam sadece sahip olduğu bir malı satmak istiyor ve başına gelenlere bak.

  • yalanina sokim 1)
    17 istasyonu vardir. bunlarin sadece 5 tanesi yerin ustunde, iki tanesi (bornova ve evka 3) ankaray'in tandogan istasyonu vs gibi yer altinda ama etrafi acik durumdadir. kalan 10 istasyonu yer altindadir. hatta ucyol'da falan 4-5 dakika yuruyen merdiven yolculugu yapiliyor, o derece altinda. yani oyle yarisi falan yer altinda muhabbeti tarihe karisti. toplam parkur 30-35 dk suruyorsa bunun 7-8 dk'si gun isigini gorebilirsiniz.

    yalanina sokim 2)
    metronun alsancak duragi diye bi duragi yok. alsancak, izban'in bir duragidir. alsancak'ta beklemeden hilal veya halkapinar istasyonunda metro uzerinden aktarma yapabiliyorsunuz. alsancak, ayni zamanda bir gar oldugu, izban'in da bir bolumune tcdd'nin ortak oldugu, bu nedenle tcdd'nin de bu raylar uzerinde tren yuruttugunu, izban yonetiminin kolayca plan program yapamadigini biraz izmir'de yasayan cogu kimse bilir. hatta kac defa izban diye denizli treni gecti onumuzden.

    yalanina sokim 3)
    izban'i kimse metro diye tarif etmiyor. metro gorunumlu trendir izban. banliyo treninin hizli olanidir. hatta ismi bile iz-mir ban-liyosu'nden geliyor.

    ve son olarak,
    evet izmir metrosu metro degil. cunku biz ona da gevrek diyoruz.

  • bu şekilde yürümeyi seviyorum. hem vücut daha dik oluyor hem de sırt ve boyun ağrılarıma iyi geliyor. lakin ne vakit bu şekilde yürüsem, bu şekilde yürüdüğümü gören kadınların bana bakmayacağını düşünüp ellerimi çözecek gibi oluyorum. hemen sonra normalde de bakmadıkları aklıma gelince bu fikrimden hemen vazcayıyor kaldığım yerden devam ediyorum.

  • babam bu tür evler için "yanında ahır da veriyorlar mı?" diye sorar. "bu eve bu kadar para veren sığır nerede kalacak?" diye devam eder.
    edit: ağır sıçışı kapanır...