ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'nin en fazla cahil barındıran ili
-
açık ara sakaryadır. bakın sosyologların incelemesi gereken bir vakadır sakarya. umarım hayatım boyunca yolum düşmez.
türkiye'de pahalı olan şeyler
-
ıphone
kızının kesilen sol eli ve sağ ayağına bakan adam
-
belçika kralı ıı. leopold’un afrika’daki sömürgelerinden biri olan kongo’da, bir din adamı tarafından gizlice çekilmiş fotoğraftaki adamdır. kendisi gibi köle olan ve yeterince kauçuk toplayamadığı için cezalandırılan 5 yaşındaki kızının kesilen sol eli ve sağ ayağına bakıyor.
bu korkunç fotoğraf 1885 ve 1908 yılları arasında kral leopold’un afrika’daki hakimiyeti süresince işlenen 5 milyon cinayet ve sayısız işkenceden sadece birisinin tanığı ve kral leopold’un, afrika’da sahip olduğu topraklardan elini çekmesi ile sonuçlanan medya tepkisini başlatan belgelerden birisi.
internet’te bu fotoğrafın altındaki tartışmalardan birisinde belçikalı olduğunu söyleyen biri şu yorumu yazmıştı: “belçikalıyım, dahası bir tarihçiyim. belçika’nın geçmişindeki bu utancın 4 yıl boyunca aldığım dersler içinde bir kez olsun tartışılmamış olmasını son derece dehşet verici buluyorum”.
dünya üzerinde benzer haksızlıkların hiç yaşanmamış olduğu bir karış toprak dahi yok. bu zehrin yegane antikoruysa insanın çirkinliğe yatkın doğasını kabullenip uğursuz tarihini öğrenmesi. nitekim ‘öğrenmek’, vakti geldiğinde benzeri haksızlıkları tanıyıp dur diyebilmenin biricik yolu. ironik olansa, bu iş için en uygun yer olması gereken eğitim sisteminin, otoritenin nezaretinde beklenenin neredeyse tam tersi bir işlev üstlenmiş olduğu gerçeği...
edit: link güncellendi.
gezi olayları başlı başına bir hataydı
-
(bkz: adeta künefeydi)
hdp'nin türkçe bilmeyen milletvekili
-
istediği dili konuşmakta özgürdür. mahkemeye çıkıp kendi anadilinde savunma yapabilir. bunları ayrı bir not olarak yazalım. ancak;
tbmm, resmi dili türkçe olan bir ülkenin meşru meclisidir. bu nedenle; vekillerin yeminlerini türkçe etmesi ve meclis konuşmalarını türkçe yapması gerekmektedir. ingiltere'nin lordlar kamarasına giren bir türk ablamız vardı. onun çıkıp türkçe konuşma yaptığını gören oldu mu?
whatsapp'ın gelir kaynakları
-
tarım ve hayvancılıktır.
debe editi: bunca güzel entry varken özellikle gündeme dair, bu entry'nin debe olması beni sevindirmek yerine üzdü. ama madem girdik bir iki başlık verelim debe okuyanlar bu başlıkları hatırlasın.
(bkz: ali ismail'i öldüren polisin delilleri karartması)
(bkz: herkesin üniversiteye gitmek istemesi yanlış)
(bkz: validebağ korusu)
(bkz: 700 bin tl'yi kabul etmeyen baba)
ve tabiki her gün düzenli olarak takip etmemiz gereken(son zamanlarda biraz gereksiz bilgilerin ağırlıklı olmasına rağmen) (bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler)
ayrıca şahsen bu başlık altında benim oyum kesinlikle şu entry'e ait;
#46522583
roma (alfonso cuaron filmi)
-
keyifle, hayranlıkla izlediğim film. senaryosu, görüntü yönetimi, kurgusu... sıradan bir konuyu derin ve incelikli bir sinema hikayesine dönüştürüvermek her yönetmenin harcı değil. üslup o kadar estetik ki... aldığı alacağı tüm ödüller helal.
--- spoiler ---
doğum sahnesinde mahvoldum.
bir de üniversite olayları... devlet eliyle gecekondulardan toplanıp yetiştirilen katiller.... ne kadar tanıdık ve tanıdık olması ne acı.
--- spoiler ---
insanı nedensizce sinir eden kelimeler
-
(bkz: candır)
töz
-
felsefe tarihinde farklı tanımları verilmiş olsa da, bu tanımlar arasından en yalın olanı 'başka şeylerin ona dayandığı, ama kendisi başka şeylere dayanmayan şey'dir... bu tanımın yetersizliği iki aşamalıdır: birinci aşamada 'dayanma' teriminin netleştirilmesi gerekir, öyle ki burada bahsedilen fiziksel olarak bir şeyin başka bir şeye bağlı olması anlamına gelebilecekken, bir diğer mümkün anlam da kavramsal bağımlılıktır... ikinci aşamada ise karşımıza 'töz olma' özelliğinin mutlak mı yoksa görece mi olduğu sorusu çıkar... ('a', 'b'nin tözüdür dedikten sonra 'c' de 'a'nın tözüdür diyebilmemiz mümkün müdür? gibi) ... bu sorular en iyi kiplik kuramı (modal theory) denilen alanda netleşir... yaygın anlamıyla kiplik kuramına göre dört temel metafiziksel kip (metaphysical mode) mevcuttur: zorunlu (ya da zorunluklu, necessary), olanaklı (possible), olumsal (contingent) ve olanaksız (impossible)... bu kipler ya da 'modlar', herhangi bir şeyin, olgunun ya da (burası çok önemli) bir kavramın, başka bir şeye, olguya ya da kavrama 'göre' hangi olanaklılık durumu içinde olduğunu gösterir, yani hepsi 'olanaklılık' üzerinden tanımlanabilir: zorunlu = olmaması olanaklı olmayan (that whose negation is not possible), olanaklı = olanaklı, olumsal = olmaması olanaklı olan (that whose negation is possible), ve olanaksız = olanaklı olmayan (that which is not possible)... tüm bu modlar şeyler arasındaki ilişkilerin 'özsel' mi (essential) yoksa 'ilineksel' mi (accidental) olup olmadığını belirtmek için kullanılır... bir şey, başka bir şey için zorunluysa, o şey için özseldir, yani özüne aittir... yok eğer bir şey başka bir şey için zorunlu değilse, o şey için ilinekseldir... işte bu bakımdan iki özellikten biri, diğerine özselse, onun tözüdür, değilse, onun ilineğidir... hayvan olmak insan olmaya özseldir, o halde hayvan, insanın tözüdür dememiz mümkün... oysa sakallı olmak insan olmak için ilinekseldir, bu yüzden sakal insanın ilineğidir... ama burada dikkat edilmesi gereken (ve daha önce de vurgulanan) bir şey var: 'hayvan olmak' ve 'insan olmak' arasındaki ilişkiden 'hayvan' ve 'insan' arasındaki ilişkiye geçmek nasıl mümkün? şöyle ki, kiplik kuramında ele alınan birimler bilinen anlamıyla 'varlıklar' değil, kavramlar... yani asıl olan kavramlar arasındaki ilişkileri göstermektir... bu yüzden bir insan olarak 'benim' şahsi varlığım, beni donatan 'kavramlara' ilkece çözümlenebilir: bir 'canlı' olmamla başlayıp 'hayvan olduğum' sonra 'insan olduğum' sonra 'adam' olduğum sonra 'ekşi sözlükte yazı yazdığım' sonra 'huysuz olduğum' sonra... şeklinde devam edersek, beni oluşturan bana ait hiç bir şey kalmaz, çünkü hepsi 'genel' özelliklerdir, bunların birleşimini 'ben' yapan, yalnızca bunların 'o şekilde düzenlenmiş olmasıdır'... yani her bir tekil (singular) varlık, aslında tikeldir (particular), çünkü 'onu' 'o' yapan, belli tümellerden (universals) nasiplenmiş olmasıdır (nasiplenmek=partake)... işte buradan tözle ilgili büyük bir tartışma açılır: bir birey için, bu özellikleri taşıyan yalın ve nötr (nitelik-bağımsız, quality-free) bir töz var mıdır, yoksa bireyin tözünü oluşturan şey tümel kavramların 'belli bir dizilişi' midir? ikinci soru: yalın ya da bileşkesel olsun, bir töz bilinen anlamıyla var mıdır, yoksa o bir kavram mıdır? ilk soruya verilen cevaplar için okurlar arda denkel'in türkçe metinlerine, ikincilerle ilgili sorunlar için de leibniz ve hegel okumaya davet edilir...
ilber ortaylı'nın suriyeli yorumu
-
sonuçta ortaylı hocanın her söylediği kanundur, kesindir, tartışılmaz diye birşey yok.
bu kendi görüşüdür. ama ben kendisine kesinlikle katılmıyorum.
bayramlaşmaya gidip sonra geri dönen suriyeliler başta olmak üzere, tüm hepsi yurtlarındaki barış sağlanır sağlanmaz ülkelerine geri gönderilmelidir.
evlendikten sonra eşten sıkılmaya başlamak
-
https://www.youtube.com/watch?v=9-rfyctozum
teyze bu konuda son nokta.
edit : (#58609968)
edit2 : eski link hakkın rahmetine kavuşmuş
ciddi ciddi bira içen insan
-
bir bira sevdalısı olarak arkadaşı çok iyi anlıyorum. bana da mesela viski acayip tatsız, acı, ağır geliyor. bir ara "olm bunu bence laf olsun diye içiyorlar kimse de birbirine itiraf edemiyor" diyordum ve buna inanıyordum hatta.
sana biranın olayını anlatayım. bir kere birayı hemen sarhoş olmak için içmezsin. elini, ağzını oyalasın diye önünde durur. çay gibi, kahve gibi. yanına bir sürü kızartma, atıştırmalık yakışır. ağzın ekşimez, acımaz. yavaş, yavaş içersin. şanslılardansan 4, benim gibi her gün içenlerdensen 6.da sarhoş olursun. bazı geceler sarhoş olmak istersin 2.birada baileys mi seviyorsun kardeşim baileys içerek devam edersin. ben tekila söylüyorum genelde öyle gecelerde.
maya kokusu, ağızda dağılan arpa, mısır, nişasta, patlamış mısır notalarına girmeyeceğim. belli ki tadı sana hitap etmiyor ama tadı da biradan biraya acayip tatmin edici oluyor bazen.