hesabın var mı? giriş yap

  • size, oxford ingilizce sözlük, bir deli tarafından yazıldı desem, herhalde bana deli dersiniz... ama bu bir gerçek.

    william chester minor, yale üniversitesi’nde tıp okudu. mezun olur olmaz, amerikan iç savaşı’nda, cerrah yüzbaşı olarak görev aldı. kendi askerlerini ameliyat etmenin yanında bir başka görevi ise düşman askerlere işkence yapmaktı. bu ve savaş içinde yaşadığı diğer olaylar, onun akıl hastası olmasının ana nedeniydi. şizofreni belirtilerini çok sık göstermesi nedeniyle askeriye, onu tedavi için bir hastaneye gönderdi fakat durum değişmeyince minor’u askerlikten attı. cerrah doktor william minor, askerlikten atıldıktan sonra, 1871’de ingiltere’ye yerleşti. londra’da şizofreni paranoyası yüzünden, evine hırsız olarak girdiğini sandığı birini öldürdü.

    william minor, akıl hastası olduğundan hapishane yerine, bir akıl hastanesine kapatıldı. burada, bir ilan sayesinde profesör james murray isimli birinin, bir sözlük yazmak için gönüllü kişiler aradığını öğrendi ve bu projeye gönüllü olarak çalışmak icin başvurdu.

    dr. minor ve prof. murray sözlük projesinde birlikte çalışmalarına rağmen, 7 yıl sonra yüz yüze tanıştılar. çalışma arkadaşlığı, yakın dostluğa dönüştü kısa zamanda ve bugün bizlerin çok iyi bildiği oxford ingilizce sözlük gibi bir başyapıt bu iki kişinin ortaklığı sonucu doğmuş oldu.

  • lanet olsundur..hep birilerine muhtac olmaktır. her ne kadar toplu taşıma veya taksi kullansan da bazi durumlarda hep birilerinden iyilik beklemektir sonunda teşekkür üstüne teşekkür etmektir.yorulmaktir vesselam.

  • ayrıntılı anlatılmadığı için inanması güç rezalet.

    benim bildiğim rezalet sayfanın yarısını kaplamalı, insan okurken yorulmalı ama yine de okumalı. 3 cümle yazmış rezalet demiş aq yemezler.

  • sanki doğar doğmaz "siz hepiniz ben tek" demişim gibi, bi kere ağzımdan çıkmış da geri alamıyormuşum gibi. birinin hayatına da dahil olmak, biri için de pek değerli olmak ne güzel duygudur kim bilir, ben bilmem! bir türlü sığamadım kimsenin hayatına gibi, o kadar da büyük değilim aslında yer bile kaplamam sanki. yalnızlığını seveni çok kıskanıyorum, ben sevmiyorum, sanki bütün insanlar birlikte ve çok mutlu beni aralarına almıyorlarmış gibi!

  • ilkokul veya ortaokuldayım sanırım, babam maaşı almış, alışverişe gitmişiz. o zamanlar alışveriş ayda bir yapılırdı; bisküvi olsun, sarelle olsun, sucuk, muz vs., o zamanki bütçemize göre lüks olan ne varsa alışverişi izleyen bir kaç günde, olmadı bir haftada tüketilir, yeni alışverişlerin yolu gözlenirdi. alışverişten döndüğümüzde, annemle babam poşetleri bırakıp, karşı komşuya uğrarlar, annem aldıklarımızı dolaba yerleştirmemi tembihler. tabi yerleştirirken sarelleyi görürüm. sarelle dediysem, teknik olarak sarelle bile değil aslında, en küçük boyundan şokomigo diye sikimsonik bir şey. annemler dönmeden çay kaşığıyla dalarım çikolataya, fark edilmesin diye üstünü düzlemeye çalışırım. bakarım ki olacak gibi değil, ortada delil bırakmamak adına birkaç kaşık daha alıp bitiririm şokomigoyu. ambalajı da bir poşetin içine koyup çöpe atarım. bir süre sonra annemler gelir, dolabı açıp bakar, sarelleyi nereye koydun diye sorar. nutella dolaba konulmaz muhabbetleri yok tabi o zamanlar. kem küm ederim, gerçek ortaya çıkar. babam der ki, tek başına sarelleyi yediğin için hepimizden özür dileyeceksin. gariban olduğumuzu düşündüğümden değil, gerçekten ablamın, annemin, babamın hakkını yediğimi düşündüğüm için suçluluk duyarım, boğazım düğümlenir, özür dilerim. o günden bu güne unutamam; o günden bugüne de sarelleymiş, nutellaymış pek yemem.

  • ah çıkmış 2 mekanın. sevindim.

    mekanlardan birisi, 4 arkadaştık... 3 kişi kalktı bi kaç bişey içip. ben de son bi bira içeyim gitmeden dedim. sipariş verdim. abi bugün cumartesi, diğer arkadaşların gelmeyecekse veremem dediler. içip kalkıcam dedim. birayı verelim yolda iç mekanda tek oturamazsın dedi..

    daha önce de benzerini diğeri yapmıştı bir başka cumartesi. yine eve dönerken bi bira içeyim 10dk dedim. bana sokağın aşağısında bi boşluk gösterdi. orda ayakta içer misin demişti.

    umarım açılmaz hiç biri diyorum.
    sevgiler.