hesabın var mı? giriş yap

  • edit: olum entry girmeyin diyoruz, ısrarla entry giriyorsunuz. bu trollere destek veren sizsiniz amk. sazan gibi atlıyorsunuz başlığa.

    cübbeli ahmet müridi birinin açmış olduğu başlıktır. entry girmeye gerek yok. eksi verip engelleyin.

  • ilk kez rus psikolog bluma zeigarnik tarafından "yarım kalmış, kesintiye uğramış işler tamamlanmışlardan daha kolay ve net hatırlanır" denilerek dillendirilen, bitmemiş ilişkilerimizi neden sürekli hatırladığımızı, yarım kalan aşklarımızı neden unutamadığımızı, üçüncü gününde eve geri dönmek zorunda kaldığımız tatillerin neden daha çekici gözüktüğünü nedenselleştirir etki.

  • damadın açıklamasıdır.
    hani biri borç istemeden önce, "abi şuradan büyük para bekliyorum" diye önden bi güven vermeye çalışır ya, sanki damat da tam olarak onu yapıyor.

    bu arada hani dışa bağımlılık bitmişti, hani imf bizden borç istiyordu.
    edit; imla.

  • universite'de 3. sinifa gecmisiz. sabah senenin ilk dersi, ekonomi. hoca profesor. biraz gergin gordum kadini. sinifta normalde 30 kisi falan olmasi lazimken 20 kisi falan var. yoklama aldi, sonra da konusmaya basladi.

    hoca: arkadaslar bir derse gec gelmek ne demektir? bakin ilk gunden soyleyeyim, derse gec gelenleri sinifa almayacagim vs. vs.

    bu sirada ogrenciler sinifa girmeye devam ediyor, hoca da her gelene soruyor nerden geliyorsun diye, laf sokuyor falan. neyse devam etti konusmaya;

    hoca: biliyorsunuz dersin baslama saatini, istanbul'un trafigi de malum, yani bu yasa geldiniz, kac senedir okula gelip gidiyorsunuz, kac saatte okula geldiginizi falan hic mi ogrenemediniz vs. vs.

    o sirada da ilk dersin yarim saati falan gecmis 2-3 eksik falan kaldi sinifta. hoca yavastan basladi hadi herkes kendini tanitsin, ilk dersi boyle gecirelim vs. vs.

    o sirada kapi bir daha acildi, fuat kapida belirdi ve iste o efsane diyalog;

    hoca: erkencisin oglum, hayirdir nerden geliyorsun??!

    fuat: hocam tayland'dan geliyorum. darbe oldu kusura bakmayin, anca bugune bilet alabildim. ucaktan inip geldim.

    hoca: (kekeleyerek) tamam oglum gecmis olsun gec otur.

    fuat: sagolun hocam.

    (bkz: 19 eylul 2006 tayland'da darbe)

  • ''uber san francisco'da doğmuş bugün benim askerime silah sıkan afrin'de askeri şehit eden hainlerin ürediği yerdir''

    hacı altındaki arabayı, elindeki telefonu ve kullandığın bilgisayarı at bir köşeye sonra konuşalım.

    belki o zaman ciddiye alabilirim seni.

  • bu nasıl bir terbiyesizliktir. böyle şeyin mizahı dahi olmaz. bu habere seyircinin önünde özür dileyerek ceketini çıkartartan neşet ertaş'ı dinlerken denk gelmem de ayrı bir ironi. buyrun sayın cumhur başkanımız biz millete hizmetkar olmaya geldik diyordunuz, partinizin vekilleri ortaçağın arap emirleri gibi saltanat sürüyor.

  • hazırlıkta okuyoruz. liseden öyle bir ortama geçmişiz ki adapte olmak çok zor. hazırlığın camında bir baktım. isimim yazıyor. matematik bölümünden prof. dr. bilmemkimi görünüz. beni bir ter bastı. ulen koca prof. beni niye çağırsın. lisede müdür yardımcısı çağırdı mı başın belada demektir. dersi mersi unuttum defter kitap falan sınıfta kaldı. koşarak matematiğe gittim. buldum odasını hocanın. öleceğim heyecandan. neden çağırır beni koskoca profesör. hem de matematik profesörü. kapısına geldim kapı açıktı. elinde çay fincanıyla vatandaş kapıya yöneldi "buyrun" dedi. kendimi tanıttım büyük bir heyecanla sesim titreyerek. "hocam ben hazırlıktayım. beni çağırmışsınız." dedim. "estafurullah. çağırmak ne kelime. burası üniversite. kimse kimseyi çağıramaz. ben sizinle görüşmek istedim. hazırlığın sekreterini aradım onlar da ilan asmışlar. konu şu: sizin alacağınız matematik dersi ......" konuştu konuştu ben gerisini dinlemedim.

    şimdi bu hocalar bu öğrencilere böyle eğitim veriyorlar. bunu odtüde okumayan bir adam başbakan da olsa anlayamaz bilemez. nerden bilsin.