hesabın var mı? giriş yap

  • ülkem adina güzel bir gelisme. hadi bakalim kopektaparlar laf degil icraat zamani. barinaklardaki kopekleri evinize alın da görelim.

  • kucukken cocukların elini yıkaması icin yapıldığını sanardım, pek sevinmiştim bizi adam yerine koydukları ve boyutumuza gore bisi yaptıkları icin. ama annem o anda beni yakalayıp napiosuuunn sesiyle acı gerceği anlatmıstı. butun bu sebeplerden ilk hayal kırıklığımı yasamamı sağlayan olaydır taharet muslugu.

  • zeka geriliği detected. cilveli reprezant, 6-7 kazanıyorlar. nasıl bu kadar kafanızda karikatürize ediyorsunuz? para mevzusundan başlarsak çok para kazansak doktorlar da çok paracı dersiniz, az para kazansak "kim lan bu doktorlar 5 bin liralık adam işte" diyorsunuz. kazancımızdan ne istiyorsunuz anlamıyorum ama isteseniz de istemeseniz de aç kalmayacağız. ayrıca hepi topu bir yıl içinde bir kaç kere reprezantlar ilaç sundu hepsi de erkekti ve verdikleri tek şey ışık kaynağı ve kalemdi. ve özgüveninizin kaynağı da var ayrıca, ve bu ne para ne pul ne de makamdan ileri geliyor. bugün 16 yaşında kalbi duran çocuğu hayata ben döndürdüm. geldiğinde kalbi atmayan kızı ben yaşattım. al sana özgüvenimin kaynağı. ben insan hayatı kurtarıyorum, ben insanların ağrılarını acılarını kesiyorum, ben hayatımı başka insanların hayatına adadım ve bunun da hem madden hem de manen karşılığını görüyorum. benim hastalarım bana, hiç tanımadıkları adama kurbanın olayım, allah razı olsun diyor. bu da bana yetiyor. aklınız almıyor ama biz doktorlar bu dünyanın şanslı seçilmiş kişileriyiz. kusura bakmayın. karşımızda kompleks yapıyorsanız bu sizin sorununuz.

    (bkz: haters gonna hate)

  • fatma şahin'in 23 nisan törenlerinde şiir okuyan ilkokul çocuğu edasıyla kalabalığın sesini çığırarak bastırmaya çalışması, binali'nin tören alanını terketmesi ve kadir topbaş'ın da blue jean'iyle konuşma yapmaktan vazgeçmesiyle sonuçlanmıştır.

    her gördüğü kalabalığı seçim mitingi zanneden devlet büyüklerine güzel bir kapak olmuştur.

  • tarihi bir olay.

    barış özcan canlı yayınına katılarak izledim. öncelikle; giordano bruno, galileo galilei, johannes kepler, albert einstein, tycho brahe, batlamyus vb bilim adamlarının biyografilerini okudum. cosmos a spacetime odyssey serisini vb. türde onlarca belgeseli izledim. carl sagan, neil degrasse tyson, michio kaku, stephen hawking konuşmalarını da az çok dinledim, seyrettim. yani demek istediğim kendimce bir ilgim ve bilgim var.

    bugün bunu izleyenler tarihi bir olaya tanıklık etti. bunu nasıl açıklayabilirim diye düşünüyorum. şunu söylemeliyim, bunun önemini kavrayabilmeniz, sizin ne kadar ileri görüşlü olduğunuzla ilgili bir d
    urum.

    2021 yılında mars'ta bulunan gölün yüzeyinde exomars aracı çalışmalara başlayacak. belki de içilebilir bir su bulacak. belki de yeni bir yaşam formu keşfedecek. tıpkı bizim dünya üzerinde hala daha yeni canlı türleri keşfettiğimiz gibi.

    hep uzaylıların dünyayı istila ettiğine dair filmler izledik. belki de o istilacılar biziz, bir başka yaşam formları için. fakat insan öncelikle kendi türü için endişeleniyor.

    peki dünyanın 3,5 milyar yıl önceki haliyle bugünkü mars'ın aynı olduğunu düşünürsek? hani yaşamın ilk başladığı zamanlar.. ya o gölün içinde tıpkı alglere benzeyen canlılar varsa?

    insan mars'a gidebilir ve mars'ta uygun yaşam koşulları oluşturabilirse yeni gezegenlerin keşfi ve gezegenler arası seyahat kaçınılmaz olacak.

    araştırmalar dünya’nın 4.54 milyar yaşında olduğunu gösteriyor. geriye ne kadar ömrünün kaldığıysa öngörülemiyor. zira bu karmaşık bir konu. fakat olası savaşlarda patlatılan nükleer bombalar bile hem dünyanın ömrünü kısaltabilir hem de insan kendi türünün sonunu getirebilir. su azalıyor, dünya ısınıyor, kaynaklar tükeniyor. dünyadaki yaşama elverişli ortam giderek yok oluyor.

    geçmişte de olduğu gibi keşfedilenler, yaşamın sırrına ışık tutacak...
    böylece varoluş sancıları biraz daha azalacak...

  • belki blackberry, iphone gibi akıllı telefon kullanmıyorum ama benim telefon da aptal sayılmaz. mesela otomatikman saati geri almış bugün.kafa zehir.

  • salem - massachusetts* merkezli satanist tapınağı. rasyonel satanizm* savunucusu olan oluşum 2012 yılında malcolm jarry ve lucien greaves tarafından kurulmuştur. amacı yardımseverliğin ve empatinin insanlığa yayılmasını cesaretlendirmektir. 7 ilkesi vardır.* *

    kendisi de ateistik satanizm savuncusu olan laveyci satanizm** ile 2 temel konuda ayrılırlar. bunlardan ilki tst'nin doğaüstünü tamamen reddetmesidir. anton szandor lavey'in bazı yazıları, her ne kadar kendisi ateist olsa da, şeytanın gerçekten var olmuş olabileceği şeklinde yorumlanabilmektedir. oysa tst'ye göre şeytan ve tanrı asla var olmamıştır; tst'nin kullandığı şeytan imgesi, gerçek dünyada var olan organize dinlere karşı ateistlerin duruşunu ve savaşını simgeleyen bir metafordur.** bundan dolayı tst'de ritüeller ve benzeri eylemler yer almaz.

    ikinci farklılık ise politik duruş kısımında görülür: laveyci satanizm sosyal darwinizm ve nietzschecilik* savunucusudur ve sağ eğilimlidir. tst ise akılcılık ve bilimsellik savunucusu olduğundan dolayı sosyal darwinist görüşleri reddeder ve kendini politik sola* konumlandırır. örneğin lucien greaves kendini "sol eğilimleri olan liberteryen" olarak tanımlar.

    resmi sitesi:
    https://thesatanictemple.com/

    not: the satanic temple türkçe karşılığının church of satan ile karışmaması için satanizm tapınağı, satanist tapınağı ve ya satanist tapınak olarak kullanılması daha uygun olacaktır.

    ave satana!

  • ogrendiklerimizi nicin hafizamizda tutamiyoruz seklindeki soruyu soyle cevapliyor: "ortalama bir insan gormeden bakmakta, duymadan dinlemekte, hissetmeden dokunmakta, tat almadan yemekte, fiziki bilince ulasmadan hareket etmekte, koku alma bilincine varamadan nefes almakta ve dusunmeden konusmaktadir. boyle duyusal korlukte hafizanin evrenle iliskisi kesilir."

    leonardo da vinci, verimli bir ogrenmenin bes duyu organin cok iyi kullanilmasiyla mumkun olacagini savunmus. onunla ilgili soyle soylenirdi: "o yaptigi is ne olursa olsun butun duyularini o ana odaklaniyordu. resim yaparken o kadar yogunlasirdi ki adeta resmin disinda hicbir seyi gormez, duymaz ve hissetmezdi. kitap okurken gozlerini acabilecegi kadar acar. zihnindeki butun hayalleri durdurur ve beynini tumuyle okudugu yaziya odaklardi. muzik dinleyecegi zaman da muzigin verecegi zevki iliklerine kadar hissederdi."

  • siyah olanını heryerde bulduğum ama cebimdeki 12 lirayla alamadığım cihaz. ben de sinirlenip dürüm aldım, şimdi apple düşünsün.