hesabın var mı? giriş yap

  • helena bonham carter ile 13 yil suren birlikteliklerini sonlandirmis. benim merak ettigim, johnny depp'in velayetini kimin alacagi !

    edit: espriyi caldigimi ima eden bir kac entry var sagda solda, asagida ! 2007'de gosterime giren sweeny todd the demon barber of fleet street filminin galasi roportajini izlemistim televizyonda. yonetmen tim burton ve basrol oyunculari depp ve carter'di. carter'a da uclu arasindaki iliskiyi sormuslardi. o da depp oglum gibi, hep birlikteyiz demisti! taaa, o zamandan beri ana-baba-ogul olarak izlerdim hep filmleri. ayrildiklarini da duydugumda, oglan ortada kaldi diye bu entry'i girdim !

  • müthiş bir karardır.
    imamoğlu farkıdır.
    bu gözler her haftasonu caddebostan sahilde kızartma yapıp arkasından yağını çimlere döken şoparlar görüyor.
    bir de o tavaların etrafını tüp sönmesin diye kartonla çevirmezler mi...

  • başlık:yaptığım espiri sayesinde sharapova gibi kız

    entry:gibiyorum beyler.

    arkadaş grubuyla çok elit bir mekana gittik beyler. ben zaten bu kıza hasta oluyorum bebek gibi bişey.

    neyse bizi içeriye alan garson dedi ki '' efendim çin minderine oturmak ister misiniz ? ''

    bende dedim ki '' el mikseri ile kafiyeli olan bişeyin üzerine oturmak istemem .''

    daha fazla bişey söylemeye gerek yok sanırım.

    2.esprine gülebilen özürlü bi kızı istismar ediyosun

  • arkadaş:
    "yaşıyor musun nerelerdesin? hakanlar size geldi mi? x'e gidecek misiniz? sınavlar açıklanmış haberin var mı? ben geçmiş miyim? haftaya gelecek misiniz okula?"

    fragile:
    "evet,evet,hayır,evet,hayır,hayır"

  • yapacağınız hareket her ne olursa olsun sonuçlarını iyi düşünmek gerekir. reel faiz ve enflasyon ile bir denklem kurmak gerekir. bunun yanında alacağınız şeyin stoğu ve talebide etkilidir. geçtiğimiz 2 senede ev fiyatları oldukça yükseldi ancak her şey gibi inşaat maliyetleride yükseldi. yani ev stoğu azaldı, talep artti ancak yeni inşaat sayısı azaldı.

    şöyle bir plan yapalım;

    2024 için %40 enflasyon %45 faiz
    2025 için %25 enflasyon %30 faiz
    2026 için %15 enflasyon %20 faiz

    2 milyonunuz faize yatırırsanız bu denklemde 4.5 milyon tl civarına ulaşır. faiz oranlarını oldukça iyimser yüksek tuttuğumu varsayıyorum.

    2 milyon tl'ye alacağınız ev şehre ve konuma göre değişmekle birlikte 12-15 bin tl kira getirecektir. biz ortalama 13.500 diyelim. kira artış oranınıda yukarıdaki enflasyon oranına göre belirleyeceğim.

    1. sene 162.000 tl
    2. sene %40 zamla 18.900 kira ile toplam 226.800 tl
    3. sene %25 zamla 23.625 kira ile toplam 283.500 tl kira geliri elde edeceksin.

    gelir vergisi, evin bakim giderleri vs dusmedim. isteyen onuda hesaplayabilir.

    totalde 3 senede elimize 672 bin tl civarinda bir kira getirecek.

    evin degerinide enflasyon -%5 kadar arttiracagim. suanki fiyatlarin asiri degerli oldugunu ve enflasyon kadar artmayacagini varsayalim.

    2 milyon tl olan evimiz

    1. yil %35 deger artisi ile 2.7 milyon
    2. yil %20 deger artisi ile 3.24 milyon
    3. yil %10 deger artisi ile 3.5 milyon degere ulasacak.

    kira ile toplarsak 4.2 milyon tl civarinda bir paramiz olacak. vergisini vs giderleri duselim duz hesap 4 milyon tl diyelim.

    bugune bakinca faize gore daha az getiriyor gibi gozuksede hesaplamayi bir kac sene daha oteye goturursek, evin net galip gelecegi goruluyor.

    faiz garanti para gibi gozuksede, ev gibi uzun vadeli enstrumanlarla kiyaslanmasi oldukca yanlis. yuksek faiz gecici bir donem faydalanilmasi gereken kisa vadeli bir enstrumandir. olasi bir kur soku ile aldiginiz faiz bir gunde kusa donebilir, ev ise degerine deger katacaktir. bu gibi yuksek faiz donemlerinde cash para ile ucuza kapatilacak ev size 4-5 senede faize gore oldukca iyi getiriler verecektir.

    ozetle, faiz kisa bir sure icin garanti paradir, devamliligi olmaz, olamaz. bizim gibi ulkelerde nakit varlik her zaman asiri risklidir, kisa vadede faydalanilmalidir ve topuklanmalidir. ulkenin bir gecede tekrar sacma ekonomi politikalarina donmeyeceginin ise hic bir garantisi yoktur.

    faize parayi atayim omur boyu takilayim aleni bir sekilde matematik bilmezliktir ve fakir hayalidir.

  • dün gece saat 05:32 gibi yazdığım kitaptır. hiç telif hakkı istemeden sizlerle paylaşıyorum.

    (arka kapak)
    uykunuzun en güzel yerinde horultularla mı uyanıyorsunuz? tam içiniz geçmişken gürültüyle mi irkiliyorsunuz? doğru yerdesiniz.
    horlayan insanı susturma teknikleri üçe ayrılır. bunlar "kısa süreli", "orta süreli" ve siz muhteşem sözlükçülerin de tahmin edebileceği gibi "uzun süreli" tekniklerdir. bu eserde hepsini bulacaksınız.

    (içerik)
    kısa süreli teknik:
    kısa süreli bir gürültü yapılır. öksürmek, yalancıktan hapşırmak ya da şiddetlice burun çekmek, hepsi olur. bu gürültü horlayan kişiyi uyandırmaz. (gürültüye uyanan kişi zaten horlamaz.) ama uykusunu böler. bir an için rahatsız eder. horlayan kişi döner, yuvarlanır tekrar uyur. ama yaptığı bu hareketler solunum yollarını açar, horultuyu keser. uyumasıyla birlikte 3-5 saniye içinde yeniden horlamaya başlayabilir. seyrek olarak horlamayı tamamen kestiği de görülür.
    bu teknik diğerlerine nazaran daha başarısızdır. kolay yönü, diğer tekniklere göre daha kolay ve daha tehlikesiz oluşudur. yatağınızdan hiç kalkmadan, hiç efor sarfetmeden bu tekniği uygulayabilirsiniz.

    orta süreli teknik:
    horlayan kişinin yatağı (abartmadan) sallanır. 4.6 şiddetinde bir deprem yaratılır. bu teknik (kişinin deprem hassasiyetine göre) horlayan kişiyi uyandırabilir. uyandırmasa bile, kısa süreli tekniklerde olduğu gibi uykusunu böler, hareketlenmesine sebep olur. sonuç olarak, uyandırsa da uyandırmasa da horlayan kişiyi rahatsız eder ve horultuyu keser. bu teknik kullanılırsa kısa süreli tekniğe göre daha iyi sonuçlar elde edilir. horlayan kişiye yeterli miktarda rahatsızlık verilirse en az 30 saniye kadar sessizlik hüküm sürer. bu teknikte de bonus olarak horlamanın tamamen kesildiği olur. horlamanın tamamen kesildiği durumlar, oran olarak kısa süreli tekniklerden daha fazladır.
    bu tekniğin kısa süreli tekniklere göre zor yanı, kas gücüne dayalı olmasıdır. ayrıca daha risklidir. "elimi korkak alıştırmayayım, ehöhohe." diyerek, yaratacağınız depremin şiddetini fazla kaçırırsanız, horlayan kişi birden uyanır. soru işaretleri içeren bir ifadeyle yüzünüze bakar. böyle durumlar için uygun bir yalanı hazır bekletmeniz iyi olur.*

    uzun süreli teknik:
    bu teknik horlayan kişiyi sabaha, hatta ne sabahı ebediyete kadar susturur. elinize bir yastık alıp sessizce yanına yaklaşın. yastığı horlayan kişinin ağız ve burnunu kapatacak şekilde yerleştirin. şiddetle bastırın. daha sıkı bastırın. sizin uykunuzu piç ettiğini hatırlayın. bastırın! yastığı bastırdığınız anda horultu kesilecektir. ama horlayan kişi debelenmeye başlayacaktır. debelenmesi kesilinceye kadar bastırın. (hatta debelenmesi kesildikten sonra 30 saniye daha bastırın. garanti olsun.)
    bu teknik diğer tekniklere nazaran tartışmasız biçimde çok daha başarılıdır. kötü tarafı, kas gücüne dayalı olması ve yok edilmesi gereken bir ceset*(1) ortaya çıkarmasıdır.

    *(1): bu tekniğin riski tamamen size aittir. kullanılmasından doğabilecek hukuki sorunlardan firmamız sorumlu tutulamaz.

    anneme...
    babama...
    bu bilimsel çalışmamda bana yardımcı olan rahmetli oda arkadaşıma....

  • sevgili damla, burçlar,fallar ile kafayı bozmuş, üretmeyen, sadece tüketmek isteyen, elinden instagram düşmeyen, tek derdi makyaj ve kıyafet olan, kısa yoldan koca bularak zengin olmak isteyen, kültürsüz milyonlarca insan senin vasatlığını takip ediyor. çünkü hiç bir şey yapmadan kısa yoldan bomboş bir yaşama yönlendiriyorsun insanları.. gençlik için çok ama çok kötü bir örneksin..
    profilini, yazdıklarını inceledim de; bomboşsun.. 2 cümleyi bir araya getiremiyorsun, argo konuşuyorsun, imla kurallarını bile bilmiyorsun..
    bu ülkenin okuyan, üreten, araştıran, entelektüel kesiminin umurunda bile değilsin. seni tanıyoruz çünkü maalesef karşımıza çıkıyorsun..
    vasatsın ve bu ülkede vasatlık para ediyor.. bunun keyfini çıkarıyorsun..
    sorum şu ; bazen aynanın karşısına geçip, vay be bu vasatlığıma, kültürsüzlüğüme rağmen milyonlarca insan beni nasıl takip ediyor? diye kendine sorup sen de geldiğin noktaya şaşırıyor musun?

  • olay troll mü bilmem ama bugün suriyeli döven büyük oyunu görmüş konyalılar yarın reisleri dedi diye suriyelilerin vatandaşlığa geçmesine bir şey demeyecek. isteyen alınsın isteyen aşağılandığı için daha bir şevk ile versin akp'ye oyunu. siz busunuz işte. bugün bu olayları yapanların önüne yarın koy sandığı yine akp diyecek.

    adım gibi eminim, çok büyük iddia ediyorum. bugün konya'da suriyeli döven eleman yarın olası bir referandumda suriyelilere evet diyecek. bu akıl tutulmasını çözdüğümüz vakit ülke kurtulacak.

  • bizim ailenin dinde tavan yaptığı zamanlar bi muhabbet kuşu almışlardı. kuşa allah bir elçisi muhammed demeyi öğretmişlerdi. garibim kuş da allah biri diyor elçisi muhammed de elçsimoam deyip kalıyodu öyle.. ben bu kuş yüzünden osbir çekemedim kaç zaman. beni de çok severdi ibne. ne zaman hallensem kuş dibimde allah bir allah bir demeye başlardı. ergen aklıyla hep yarım bırakırdım osbiri korkudan.. aileye bak lan..

  • ekmegin yagli kisminin yere bakarak dusme olasiligi yerdeki halinin degeriyle dogru orantilidir

  • bir insanı zaten tanıyarak seversiniz. tanıdıkça en kötü özellikleri bile size şirin ve güzel görünür. sevmediğiniz birinden ise dünyanın en yakışılıklı/güzel insanı bile olsa kusur bulur, uzaklaşırsınız. bence insanlar karşısındakinden görüntüsü veya pozitif özellikleri sebebiyle hoşlanır ve kusurları sebebiyle o kişiye aşık olur.

    örneğin ilk görüşte aşk denilen şey arzunun şekil değiştirmiş bir formudur, yoğun bir hormon değişimi de denebilir. oransal olarak bunun erkeklerde daha fazla göründüğünü ve bu mitin de şeyler yazımda açıkladığım gibi ortaçağdan günümüze erkekler tarafından ortaya atıldığını biliyor muydunuz? şuradaki çalışmaya göre 172 üniversite öğrencisine soruyorlar ve erkekler ağırlılı şekilde ilk seni seviyorum diyen çıkıyor.

    bunun temel sebebi evrimsel olarak açıklanabilir. referansta şöyle belirtilmiş: erkek içgüdüsel davranarak sevgisinde şüphe aramıyorken ve hatta sevgisini sorgulatmıyorken, testosteron hormonu etkisiyle hızlıca sonuca ulaşmak istiyorken, kadın geleceği düşünüyor. devamlı şüphe içinde kalıyor. güven, duygusal bağ bekliyorlar. çünkü bebek ihtimali yüzünden ilişki maliyeti erkeğe göre daha yüksek. bu yüzden aşkından sonradan emin olan ve sevdiğini belirten taraf oluyor. çocuğunu yetiştirebileceği bir adam olduğundan emin olana kadar bilinç-dışı olarak aşkını geciktiriyor. çocuk istemese bile yapılanmasında bu anlayış mevcut. kadınların çoğunluğu için ilk görüşte aşk yoktur diyebiliriz. makaleye göre erkekler daha içgüdüsel ve bölgeci, kadınlar seçici ve uyum sağlayıcı davranır fakat her 2 taraf da de aşık olduğunda hissettikleri yakındır diye belirtilmiş makalenin orjinali

    benzer bir diğer araştırmada 2000 kişiyle çalışışmış ve erkeklerin kadınlara göre daha sık aşık olduğu ve görülmüş. kadınların %47si hayatında 1 kere aşık oldum derken, erkeklerde bu oran %39 civarı. erkek deneklerin %51'i 2-5 arasında partnere aşık olduklarını belirtmiş, bu oran kadınlar düşük.

    ilk görüşte aşkla ilgili olarak size öğretilenlerle ve inançla da ilgilidir. orada evet yoğun bir duygu yaşıyorsunuz ve bunu anlamlandırmak istiyorsunuz, "gerçek aşk", filmlerde birbiriyle parkta tanışıp sonsuza kadar mutlu olan insanları hayal ediyorsunuz ve kendinizi bu rollere yerleştiriyorsunuz ve erkek doğası gereği üstte bahsettiğim gibi bunu "sorgulamaz." onun için önemli olan hissettikleridir.

    gerçeklikte ne var? o kişiyi tanımıyor olmanız. narsisistik kişlik bozukluğu olabilir, nemfomanyak da olabilir. belki sadece gecesini iyi geçirmeye çalışan biri ama iyi anlamlar yüklemeyi tercih ediyorsunuz. aslında aşkın insanı optimist bir varlık yapması tek güzel tarafıdır. her ne kadar ardından yıkıcı tarafı gelecek olsa da.

    onun görünüşüne kafanızda bir rol giydirip, ona aşık oluyorsunuz. realitede konuşsanız belki de itici biri olduğunu düşüneceksiniz. çünkü insan kendi içinde herşeyin cennetini ve cehennemini yaşar.

    ilk görüşte aşk yerine en azından birkaç konuşma sonunda o kişiye çekilmek realitede daha derin duygular yaşamanızı sağlayacaktır ve bu kadınların daha başarılı olduğu bir konudur. kendinizi ona yüklediğiniz rolleri değil mimiklerini, düşüncelerini, hareketlerini, birlikteyken yaptıklarınızı düşünürken buluyorsanız gerçekten aşık olmuşsunuz demektir.