hesabın var mı? giriş yap

  • fenerbahçede 50 sene oynayıp anca volkan demirel kadar efsane olacakken futbolcu olarak bol para kazanmış, ingiltere, almanya, katar ve hindistan görmüş. deli paralar kazanırken harika kültürler tecrübe etmiş, gençliğinde hayatını yaşamıştır.

    emekliliğinde de gelir televizyon efsanesi olur çok lazımsa. ne sikime yarıyorsa efsane olunca.

  • iki ayrı sahne var diyelim. bir sahne gösteriliyor, mesela esas çocuk esas kıza "seni seviyorum" diyecek. tam "seni" derken diğer sahne giriyor. yeni sahnede yarım saat boyunca olaylar, kazalar, dünyayı kurtarmaca, bol ajitasyon* sergileniyor ardından tak diğer sahne ve esas çocuk cümlesini tamamlayıp "seviyorum" diyor. yani diğer sahne boyunca öteki sahnede dünya durur, zaman durur. iki lafı bir araya getirmek saatler sürer. ekrana bön bön bakılır. zap yapmak bile gereksiz bulunur. tv direkt kapatılır. huzura kavuşulur.

  • sistem hacklemekten ziyade öğretmenlerden birinin kullanıcı adını ve şifresini okuldaki bilgisayarlara kaşla göz arasında keylogger atarak ele geçirmiş bir liseli.

  • felsefeci philippa foot ve judith jarvis’in ortaya attığı ikilemdir.

    bir tramvay yolunun yakınlarındasınız . derken uzaktan yaklaşan tramvayın sesini duyuyorsunuz. bir bakıyorsunuz ki tramvay yolunun üzerinde ellerinde aletler olan beş işçi. ama çok geç, işçiler toparlanıp kalkana kadar tramvay onları çoktan ezip geçmiş olacak. birden makası kontrol eden kolun tam yanınızda olduğunu görüyorsunuz. ikilem bu ya, diğer yolun üzerinde de biri olduğunu fark ediyorsunuz. ne yapardınız? kolu çekip beş kişinin hayatını kurtarmak için tramvayı o bir kişinin üzerine yönlendirir miydiniz?

    senaryoyu biraz değiştirelim. bu sefer tramvay yolunun üzerindeki üst geçittesiniz. tramvay yine beş kişinin üzerine doğru ilerliyor. yanınızda bu trajik duruma sizinle birlikte şahit olan cüsseli bir adam var. biliyorsunuz ki adamı köprüden iterseniz o iri cüssesiyle yolu tamamen tıkayacak ve beş kişinin hayatı kurtulacak. bu durumda kararınız ne olurdu?

    felsefeci philippa foot ve judith jarvis’in ortaya attığı “tramvay ikilemi” sonuçlar açısından aynı olsa da duygular işin içine girdiğinde insanoğlunun nasıl farklı karar verdiğini gösteren etkili bir örnek. bu sorulara muhatap olan birçok kişi birinci senaryonun sonundaki soruya olumlu yanıt verirken ikinci senaryodakine olumsuz cevap veriyor. hemen belirtelim, azınlıkta kalsalar da “beş kişinin hayatını kurtaracak şekilde davranır ve adamı köprüden iterdim” diyerek faydacı yaklaşımı elden bırakmayanlar her zaman oluyor. faydacılık, en fazla faydayı sağlayan seçeneği seçtiğimizde doğru hareket etmiş olacağımızı savunan felsefi bir akım. yine de birçoğumuz için ikinci durumda faydacı davranmak ahlaki değil. sonuçlar açısından her iki durum da aynı, ancak birçok felsefeciye göre iyi bir amaç için de olsa kötülük yapılamaz.

    tramvay ikilemindeki sorular yöneltildiğindeki beyin aktiviteleri ölçülen denekler birinci senaryoyu düşünürken dorsolateral prefrontal kortekslerinin ön bölgelerinde hareket görülüyor. duyguların daha çok dâhil olduğu ve faydacı yargılar veremediğimiz ikinci senaryoda ise cingulate korteksin ön bölgesinde etkinlik artıyor ki bu bölge beynimizin yanıt çatışması yaşadığımız durumlarla ilişkilendirilen bölgesi.

  • soğutur. ısı ile sıcaklık farklı şeyler.

    reaktörden atmanız gereken 100 joule enerji var diyelim. bunu sıcaklığı 25 derece 1 metreküp suyla da atabilirsiniz, 35 derece 1 metreküpten daha çok suyla da. sadece sistemden daha fazla su geçirmeniz gerekir.

    mühendisler daha iyi açıklar tabi. köpekbalığı uzmanı bile olan sözlükte bunun da uzmanı çıkar.

  • kimsenin günahını almak istemem, zamanında feto hakkında yazdığım "sert" yazılar neticesinde terör örgütü kurmak ve yönetmek iddiasıyla 5 gün tutuklu kalıp savcıya savunma verdikten sonra serbest bırakılmıştım. üstelik yine fetönün en güçlü dönemiydi, ve ifademi verdiğim yer beşiktaş 13. ağır ceza mahkemesiydi. yaşı yetenler için, eski devlet güvenlik mahkemesi.

    ancak şu yazılar bana hiç inandırıcı gelmedi. sebeplerin gelirsek, birincisi hiçbir avukat bu kadar baştan savma iş yapmaz. yapıyorsa başka bir avukat bulman lazım, en azından temyize gideceğiz der ya da hakim sana önyargılıysa reddi hakim talep eder, yurtdışına kaç nedir?

    ikinci nokta, fransaya kaçmış olman. malumunuz ne kadar dhkp-c veya pkk militanı varsa ilk fırsatta fransaya kaçar ya da kaçırılır. çünkü fransa bu örgütlere direkt olarak sığınma hakkı veriyor.

    üçüncü ve son nokta, mahkemenin kararı aşırı saçma. savcı mütalaası yok, deliller sunulmamış, görgü tanıklarının (1 tane) ifadesi zaten kendini yalanlamış dolayısıyla hem usulsüzlük var hem eldeki veriler karara yeterli değil.

    dolayısıyla ya arkadaş yalan söyleyen bir militan ya da polisinden savcısına, hakiminden avukatına terör örgütü ele başlarına düzenlemedikleri kumpası kendi halinde blog yazıları olan bir kişiye düzenlemeye and içmiş truman show fanları.

    edit akbayram: arkadaşın diğer entrylerine de baktım, fransa buna gittikten birkaç ay sonra vatandaşlık vermiş :)