ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
spor salonlarında erkekler arasındaki gerginlik
-
spor salonundayken etrafa sert bakışlar atmaz ve her an emaneti çekip "tak tak tak!" diye herkese saplayacakmış gibi sindirici bir imaj çizmezseniz bench press'e yatmanızdan yaklaşık 3 saniye sonra gevşeğin biri dibinizde bitip "kaç setin kaldı?" diye soracak cesareti bulacaktır. işte o cinnet anını yaşamamak ve kazasız belasız bir antrenman geçirmek için en iyi yol, görünebildiğiniz kadar mağara adamı gibi görünmek. içinizde aslında minnoş bir kedi yatıyor olabilir. kulaklığınızda o esnada ajda pekkan'dan "o benim dünyam" çalıyor da olabilir. bunların hiçbir önemi yok. bu balta girmemiş jungle'da hayatta kalabilmek ve hakimiyet kurabilmek için belirli aralıklara göğsünüzü yumruklayıp döşemeleri eşeleyerek etrafınızdaki beta hemcinslerinize ortamdaki alfanın siz olduğunuzu sık sık hatırlatmalısınız.
hesap istemek yerine kasaya giden varoş müşteri
-
benim bu. elimden geldiğince hesabı kasada öderim. hoşuma gitmiyor hesap istemek garsondan. 10 liralık hesaba "pardon hesap lütfen" mi dicem. dük müyüm ben aq? efendi gibi kasada hesabımı öderim bahşiş verceksem orda "üstü kalsın" der çeker giderim. şova gerek yok.
ekşi sözlük yazarlarının ilk 3 sevgilisinin adı
cari açığı kapatmak için emeklilik düzenlenecek
-
bes birikimleri gitti geçmiş olsun.
bekçilerin gece kulübelerde saklanması
-
gece vakti bir mahallede görevli 40 bekçi varsa 30 tanesi benzin istasyonlarında, üniversitelerin giriş kapılarında, gece kapalı olan iş yeri merkezlerinin girişlerinde, otoparklarda çadır kurmuş, plastik sandalyelerine oturmuş hangi arabayı alacaklarını tartışıyor. yemek, çay söyleyip taşak muhabbeti çeviriyor. dün belediyenin önünde bir kadın öldüresiye dövülürken akla gelen "nerede bu gece kartalları?" sorusuna cevap isteyenler için söyleyeyim dedim.
duygu özaslan
-
sunny side up’a fazla ekmek banmış şahıs.
seçimi kaybedersek ayasofya'da müdafaya geçeceğiz
-
fatih, istanbul'u fethettiğinde bizans da son savunma için ayasofya'ya sığınmıştı. bizans artıkları da öyle yapıyor istemdışı olarak. kanlarına işlemiş bizanslık bunların. az ötede ecdadın helal parayla yaptığı cami var. adam ısrarla kafirin, domuz ticaretinden, şarap ticaretinden kazandığı parayla yaptığı yer olan ayasofya'da ibadet edecek. normal camiye gidince eksik hissediyor kendini. illa ayasofya olacak.
citroen ami
-
slogan arayışındalarsa zahmet etmesinler, ben buldum bile.
"dünya kadar jeep'in olacağına fındık kadar ami'n olsun"
edit: fifa 08 ingiliz spikeri güzel bir tasarımla ölümsüzleştirmiş bu sloganı.
https://eksisozluk.com/img/hh0vrx2w
hadi citroencim, eşşek değilsin atarsın artık üç beş bişey aslajdlja
devletin parasıyla geziyorum bu benim doğal hakkım
-
devletin parasını çalmayı da doğal hakkı olarak gören adamın beyanatı.
edit: başlık başa
la boheme türkiye zorlu center psm rezilliği
-
hakkında mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi devlet konservatuvarı, istanbul üniversitesi devlet konservatuvarı, haliç üniversitesi konservatuvarı opera bölümü öğrencileri ve mezunları tarafından şöyle bir mektup yazılmış olan rezillik.
genç seslerden açık mektup;
uzun ve zorlu bir opera eğitim sürecini alabilmek için birden fazla eleme sınavından geçip bu alanda öğrenim görmeye hak kazanan bizler; konservatuvar çatısı altında şan, müzik teorisi, mimik rol, opera oyunculuğu, koro gibi temel dersleri alarak ve üzerine ağır psikolojik süreçler geçirerek eğitimimizi tamamlıyoruz.
üniversiteye girdiğimiz ilk günden itibaren gelecek ve meslek kaygısına düşen bizler, hükümetin sanat politikaları nedeniyle iyice daralmış olan iş sahamızda varlığımızı korumak ve meslek etiklerini oluşturmak üzere mücadele veriyoruz. sahnede var olma isteğimizden dolayı kurum yönetimlerinin insan sesini ve eğitimini küçümseyen hatta maddi açıdan hiçe sayan tutumlarını çoğunlukla görmezden geldik.
artık emek sömürüsüne dur demenin vakti geldi.!!!!
ülkemizin her alanında olduğu gibi özelleştirme politikalarıyla beraber sanatta da ucuz, sosyal güvencesiz, niteliksiz istihdam yapılmakta ve son aşamada "taşeron sistemi ile" sanat adı altında eserler sergilenmek istenmektedir.
"zorlu performans sanatları merkezi'nde" yapılacak olan "royal opera house" prodüksiyonu "la bohéme" operası bunu bizlere bir kez daha göstermiştir. anlaşılan o ki yapımcılar, bütçe kalemleri içerisinde "la bohéme" operasında önemli bir yer teşkil eden koroya bütçe ayırmamış ve bu işi ücretsiz yapma ya da kabul edilemeyecek az bir ücret karşılığında yaptırılma yoluna gidilmiştir.
bu "taşeron koro" teklifini profesyonel seslerden oluşan korolar emeğinin karşılığını almadan iş yapmayacaklarını belirtip reddetmiş ve bazı amatör korolar da opera uzmanlık alanı olmadığı için kabul etmemiştir.
ancak, bu prodüksiyon için sayın masis aram gözbek aracılığı ve yönetimiyle oluşturulan amatör bir koro ile anlaşılmıştır.
amatör korolar genellikle farklı meslek gruplarından bir araya gelmiş ve bu işi hobi olarak yapan kişilerden oluşur. amatör koroların varlığı ülkemizde müzik ve çok seslilik kavramının gelişimi açısından önemlidir ve desteklenmelidir. amatör korolar, farklı müzik türleri ve farklı söyleme biçimleriyle bir birlerinden ayrılır ve kendi koro tınılarını yaratırlar. opera koroları ise operadan bağımsız olarak düşünülemez. çünkü opera koroları, solistlerle oyunculuk ve sahne eğitimleri konusunda ayrışmaz ve aldıkları eğitimi sahnede uygularlar.
amatör korolarda söyleyen farklı meslek gruplarından kişilerin sadece müzik yapma iyi niyetlerini kullanarak profesyonel oldukları şeklinde lanse etmek ve yüksek bilet fiyatları ile satışa sunulan bir opera eserinde söylemeleri sağlamak ne kadar etiktir? bu aynı zamanda izleyiciyi yanıltmak değil midir?
bu durum bu işi meslek olarak seçen ve geleceklerini bu alana adayan bizlerin zaten kısıtlı olan iş alanlarının varlığını yok etmekte ve prodüksiyon firmalarının emek sömürüsü yapmasına zemin hazırlamaktadır.
gelişmiş ülkelerin hiçbirinde (sosyal sorumluluk projeleri dışında) bilet satışı yapılan, işletme karı güdülen bir prodüksiyonda para almadan ve sosyal güvenceye bağlanmadan insan emeği kullanılamaz.
ne acı ki durum, tüsak yasa tasarısıyla örtüşmektedir. özel sektörde sanatın taşeronlaşmasıyla beraber sanatçıların haklarını alamamalarına neden olacaktır.
bizler insan sesine ve emeğine değer verilmesi için genç sesler olarak ses çıkartıyoruz.
ülkemizde;
tübitak kurumunun başında hayvanat bahçesi müdürünün olmasına,
şehir tiyatroları başında eski güreş hakeminin görev almasına,
opera, tiyatro, bale , resim,heykel gibi tüm sanat dallarında; sanatın profesyonellik gerektirmediği algısını oluşturmaya yönelik yapılan atamaları, yasal düzenlemelerini kabul etmiyoruz.
ses çıkartıyoruz !!!!
ekleme: metinde geçen topluluklardan birisine dahil olup, olmadığım sorulmuş. hayır, değilim. hiçbiriyle bağlantım yoktur. ben eğitimi sanat, işi sosyal medya olan bir insan olarak bu metnin zorlu center psm sayfasında opera sanatçıları ve öğrencileri tarafından yorumlara yazıldığını ve her yorumun kısa sürede silindiğini gördüğüm için, hem kalıcı olması hem de ekşisözlük'ün gücünden destek alması adına metni buraya taşıdım. bu kadar ses getirmesinden de gurur duydum. umarım dostlarımızın bu haykırışı hak ettikleri sonuçları doğurur.
abinin katilinin ilk duruşmada serbest kalması
-
başlığı böyle açtığım için özür dilerim ama türkiye'de adalet bir süredir böyle yürüyor sanırım.
olayla ilgili görüntünün de olduğu tweet'i buraya bırakıyorum, entry'nin devamında vaktinizi almamak için bu flood'u kopyala-yapıştır yapacağım:
https://twitter.com/…k03/status/1105560973186908160
--- spoiler ---
27 aralık 2018 tarihinde ıraklı irfan jasim wali wali aşırı hızlı kullandığı range rover araç ile kırmızı ışıkta geçerek abime çarptı.
abim 40 metre savrularak hayatını kaybetti
abimin katilini bugün ilk duruşmada serbest bıraktılar
olay günü emniyetteki ilk ifadesinde babamın karşısında bacak bacak üstüne atıp telefonuyla oynamış ve hiçbir pişmanlık emaresi göstermemiş
polisin “bu ne rahatlık” uyarısına “beni çıkartmak için bekleyen kaç avukat var biliyor musunuz”demiş
bugün duruşma çıkışında abimin katilinin beraberindeki 40 kişi bana ve aileme saldırdılar.
annem ve ablam saldırgan grubun arasında kaldı.
benim yakama yapıştılar, babama ise ‘yumruk’ attılar.
abim 30 yaşında bu insan müsveddesi tarafından öldürülmüşken, bugün mahkeme tarafından salıverilmesini ne ben ne de ailem kabul edemiyoruz
bu yüzden buradan sesimizi duyurmak istedik
siz de lütfen #süleymanöztürkünkatilitutuklansın yazarak sesimizi duyurmamıza yardımcı olun
--- spoiler ---
ben yorum yapamadım, konuyla ilgili bilgim de bu kadar:
bugün ilk duruşma olmuş, yeşil ışıkta karşıya geçerken öldürülen kişinin ailesi normal bir şekilde duruşmaya gitmişler. katil ise kalabalık gelmiş ve aileye saldırmışlar. baba yumruk yemiş. darp raporlarını alıp şikayetçi olmuşlar. ıraklı katil şu an serbest.
edit 1: yazmayı unutmuşum, çarpma olayının kamera görüntüleri var. duruşmada sunulmuş.
edit 2: katilin şu an yurt dışına çıkma yasağı var. yarın serbest bırakılmasına itiraz edilecekmiş. o yüzden kamuoyu oluşturmak önemli.
edit 3: bir yazar hangi mahkeme diye sormuş, buraya da yazayım; gaziosmanpaşa 15. asliye ceza mahkemesi 2019/95 esas numaralı dosya.
edit 4: 28 mayıs’ta, saat 10'da 2. duruşma olacakmış.
*merak edilen bir konu varsa sorabilirsiniz, bilgi alabildiğim kadarıyla burayı edit'leyeceğim.
buzluktaki naaş cizre'de değil filistin'de yalanı
-
sabah gazetesi ve sabah gazetesini kaynak olarak kullanan çapsızların alçaklığıdır. sabah'a göre, cizre'de öldürülen cemile çağırga isimli 10 yaşındaki çocuğun buzluğa konmuş naaşını gösteren fotoğraflar filistin'de gerçekleşen bir cinayetin ardından çekilmiştir. sabah, buna delil olarak http://www.sabah.com.tr/…-oldurulen-cocugu-kullandi linkindeki "haberi" yayınlamıştır.
oysa merhumenin buzluğa konmuş fotoğrafı olarak radikal, t24, cumhuriyet gibi yayın organlarının haberlerinde bambaşka fotoğraflar kullanılmıştır. yani dün filistin'de olan, bugün cizre'de gerçekleşmiştir ve sabah denen şey bunu inkar etmek için bambaşka fotoğraflarla "haber" yaymıştır.
http://www.cumhuriyet.com.tr/…labinda_saklandi.html
http://www.radikal.com.tr/…urucuda_saklandi-1430038
http://t24.com.tr/…izin-cikti-ve-morga-kondu,308942
çocuğun naaşının evde ailesiyle çekilmiş fotoğarfları, cenazenin taşınma anını gösteren kareler, buzluğa yerleştirilmiş halleri fotoğraflanmış ve haberleştirilmiştir. sabah denen şey ise, bambaşka bir fotoğraf kullanarak aklı sıra cemile çağırga'nın ve ailesinin başına gelenin gerçek olmadığını iddia etmiştir.
sabah'taki fotoğraf: http://i.sabah.com.tr/…2015/09/10/1441912270806.jpg
gerçek fotoğraflar:
http://t24.com.tr/…292192_3125605648212877426_n.jpg
http://t24.com.tr/…297292191_7022965263262513_n.jpg
http://i.radikal.com.tr/…8/201509080835_cemıle4.jpg
http://t24.com.tr/…30625521_61830944583408503_n.jpg
http://t24.com.tr/…358854_7792681141967957617_n.jpg
http://t24.com.tr/…292184_1301749013891373589_n.jpg
http://t24.com.tr/…64258845_44111314944475480_n.jpg
bu da haberin asıl kaynağı olan hürbakış: http://hurbakis.net/…n-cizrede-derin-dondurucudaydi
sözlükteki birtakım zerzevat ise, sabah'ın alçakça yalanını (bkz: cizrede buzdolabındaki cesedin filistinden çıkması) başlığıyla sözlüğe taşıyıp devam ettirmektedir.
bu arada sabah ve buradaki maşaları, filistin'de ne olduysa bugün de cizre'de olduğunu "istemeden" ispat etmektedir.
bahsettiğim, yalan olmadığını ispatlamaya çalıştığım şeye bak. ailesinin, 10 yaşında bir çocuğun cesedini, kokmasın diye evlerindeki derin dondurucuya koyması. bunun hem filistin'de hem bugün cizre'de gerçekleşmesi. inandırmakla yükümlü olduğumuz şeye bak. çocuk cesedi buzluğa tıkılmak zorunda kaldı mı kalmadı mı? ailesi aynı evde çocuklarının buzluktaki cesediyle uyudu mu uyumadı mı? onlarca haber sitesi, bir sürü fotoğraf, bir yığın teyit. insanı gerçek olduğunu ispatlamaya zorladığınız, hakkında alçakça yalanlar attığınız şeye bakın.
allah sizin bin türlü belanızı versin. cehenneminiz bu dünya olsun.
8 mayıs 2019 bedelli askerlik platformu bildirisi
-
"bana kışlasız bedelli askerlik verirsen sana oyumu satarım ;)" şeklinde özetlenecek bildiri. bu arsızlıkları söylenecek bir şey bırakmıyor insana.