hesabın var mı? giriş yap

  • 5 dk önce yaşanmıştır :

    70'li yaşlarda bir amcamıza çikolata ikram edilir. kutuda iki çeşit çikolata vardır. biri dark, diğeri ondan daha dark. sütlüsü hiç yok yani.

    amcamın eli en siyah olana uzanır. ikram eden arkadaş der ki : "amca sen şunu al, onu yiyemezsin" amcam bozularak nedenini sorar, zira dişlerini yeni yaptırmıştır. başka bi arkadaş da durumu açıklamak istercesine "amca o bitter" der. ama elbette amacına ulaşamamıştır. zira amcam şöyle cevap verir :

    "eşşoleşşek biterse bitsin."

  • aşağıdaki liste rulo pasta ve ekler odaklı olup tamamen kişisel notlar içermektedir.

    inci pastanesi: bahariye'deki şubesinden alman pastası veya rulo pasta alınarak mutlaka çay bahçesine inilmeli. hatta giderseniz elli yıldan uzun süredir buranın emektarı olan tevfik abi'ye bir selam verip halini hatrını sorun, ben de selam söyleyin.

    elif pastanesi: moda caddesi üzerinde bulunan bu tatlı pastanenin pastaları çok başarılı olmakla birlikte eklerleri de bulunduğu raftan göz kırpıyor, aklınızda olsun.

    eyfel pastanesi: bir zamanlar fırtınalar estirirken, eskisi gibi kalamayıp değişen bir pastane olsa da pastaları başarılıdır.

    pasta sanatı: ruhumu teslim edebileceğim yegane yer. böğürtlenli, limonlu, çilekli, muzlu, karamelli ve aklınıza gelebilecek her türlü malzemeyle ekler yapabilen müthiş yer. seviyorum merkez!

    maria's cheesecakes: amerikalı maria ablamızın türkiye'ye yerleşmesi ve ardından en iyi bildiği işi yapmasıyla gelişen bir hikayesi var buranın. inanılmaz lezzetli, birçok farklı çeşitte üretim yapıyorlar. tavsiyem, belçika çikolatalı cheesecake.

    seval pastanesi: çengelköy'de bulunan, 1952'den beri hizmet veren küçük güzel bir pastane. kremalı tüm pastaları şahane, özellikle muzlu rulo pastası. muzlu rulo önemli.

    hafız mustafa: sütlü tatlılarının üzerine söylenebilecek tek bir kelime dahi yok. kazandibi rocks.

    şekerleme / çikolata kategorisinde ise;

    şekerci cafer erol: badem ezmesiyle yaptıkları ve meyve-sebze şeklini verdiklerini tatlıları, taze olarak ürettikleri akide şekerleri (bergamotlu tercih sebebidir) çok lezzetlidir. (buradan yaptıracağınız küçük bir paketle sokak sokak gezerek moda burnu'na giderseniz aldığınız keyif kat kat artar, bence.)

    ali muhiddin hacı bekir: glikoz şurubu kullanmadan ürettikleri bol fındıklı lokumlarını, benim gibi lokum sevmeyen biri bile sinsi sinsi yiyor. söyleyeceklerim bu kadar.

    çikolata dükkanı / asuman: bir dönemin sosyal medya ivmesiyle yükselişe geçen ve kavanoz tatlı konseptiyle çikolata ve çikolatalı tatlı satışı yapan bu işletmenin açık çikolataları oldukça başarılı. özellikle bademli, frambuazlı, portakallı ve kahveli çikolatalarını denemeniz gereken bir konu olduğu kanaatindeyim.

    kemal usta waffle's: bu abimiz kadıköy'de agar.io oynar gibi takılmakta. her sokakta bir şubesini görebildiğimiz ilginç bir zincir olma yolunda hızla, durmaksızın ilerliyor. kendisinin waffle'ını vazgeçilmez yapan ise malzemesinin tazeliği, bolluğu ve kullandığı sosların lezzeti.

    mendel's: the grand budapest hotel'deki tatlıcıdan esinlenerek bu ismi alan mekanın konsepti de bu filmin üzerine. sunumdaki birtakım artizan hareketler ver her servis öncesi sunumu çekip çekmeyeceğinizin sorulması dışında gerçekten çok leziz tatlılar üretiyorlar. filmdeki tatlı da burada mevcut.

    cafe wien: bu mekan en iyi tatlıcı olmaktan ziyade viyana tatlıları yapan sevimli bir mekan. reasürans çarşısı'nın içinde yer alıyor, farklı bir şeyler denemek isteyenler için sona iliştireyim. ha bir de, bu kıvamda şişhane'de türk alman kitabevi cafe var ki, onlar da alman tatlılarını başarıyla üretmekte ve kalplerimizi çalmaktalar.

  • binilen takside taksici sigara içiyordur ve sorar:
    -hocam sigaranın zararı var mı?
    -aa akciğer kanseri... ehem yok yok içebilirsiniz.

  • yıllar sonra,
    moda'da, ikimizin de yanında çocuklarımız var...
    beraber dondurma yediğimiz dondurmacının önünde sen o çok sevdiğin tutti frutti, çilek ve çikolatalı dondurmanı sipariş veriyorsun... 6-7 yaşlarındaki oğlun benim kafada, çikolata karamel ve fıstık istiyor... kızım da tutti frutti nin ismini sevmiş olmalı ki "babacıım ben de o teyzenin dondurmasından istiyorum" diyor...
    sen "o teyze" sıfatı ile gülümseyerek dönüyorsun seni minik parmağı ile gösteren kız çocuğuna, kızın olsun isterdin, hatırlarım... ve gözgöze geliyoruz... elindeki dondurma oğlunun ayakkabısına düşüyor... gülümsüyorum, gülümsüyorsun...
    sana bir gülümsemede "nasılsın ? mutlu musun ? beni arıyor musun ? hatırlıyor musun ?" diye soruyorum sen ise bir gülümseme ile bana "iyiyim, mutluyum, ya sen ? seni unutmadım ama neye yarar ki? " diyorsun... kızıma sesleniyorum, ikiniz birden dönüp bakıyorsunuz...
    elinden tutup yürüyorum, ah evet, o gün de arkamı dönüp yürürken ağlamamaya çalışıyordum...
    belki başka bir hayatta.....
    .......

  • (bkz: gelin arabası süslemek) kadar saçma.
    sırf gelenek diye, körükörüne yapılıyor bu saçmalıklar.

    bu geleneğin ve gelin arabası önü kesmeye çalışanların bitmesini diliyorum.
    bazen çığrından çıkıyor.
    benim arabamın kapısını açıp, torpidoya ve gelinin elindekilere saldırdılar.
    kovaladım.
    hareket ederken kaputa yatıp sileceklere asıldılar.
    ''koparırım bak. para ver!'' diye bağırıyordu it.
    bu fakirlik değil.
    bu gasp arkadaşlar.
    rızanızla olan bir şey değil.
    davul çalıp gürültü yapanlar da aynıdır benim gözümde.

  • ben de bazen pahalı olduğunu bile bile alamayacağım ürünlerin fiyatını soruyorum. geçen borusan otomotivde bmw x6 nın fiyatını sormuştum mesala. ayıp mı ? alamayacaksam bile kaça alamayacağımı bilmek hakkımdır.

  • huzurevinin kendisinin bakabildiğinden daha iyi bakacağına inanmıştır.
    sık sık ziyaret de ediyorsa (mesela haftada bir kez), sıkıntı yoktur.

    şahsen ben ilerde dışkımı tutamaz hale vs geldiğimde donumu oğlumun kızımın değiştirmesini istemem, bu iş için para alan yabancı birinden daha az utanırım ve yük oluyormuş gibi de hissetmem.