hesabın var mı? giriş yap

  • son zamanlarda şu kalıp müthiş modadır bu tip sitelerde: ”üst verdim, kahvemi yudumluyorum.” pezevenk sanki borsadan milyon dolarlık hisse almışta kahve yudumluyor. alt tarafı 2 liralık kupon yapmışın hangi kahve it? kopi luwak mı içiyosunuz amk sakarya-güngören maçını izlerken?

  • trafik polisi hız yaptığı için bir kadına ceza yazmakta:

    - memur beey, lütfeen.. yazmasanız olmaz mıydı? hadi hadi...
    - güzel hanımlara ceza yazmadığımızı mı düşünüyorsunuz?
    - ehihihi...
    - haklısınız, yazmıyoruz. *cezayı yazar*

  • vizesiz gidilemeyen, kapıda vize ya da online vize ile girilebilen endonezya eyaleti. e-vize başvurusu şu adresten yapılıyor. ilk adımda karşınıza şöyle bir ekran çıkıyor; görsel

    burada seyahat ettiğiniz ülke, seyahat sebebiniz gibi bilgileri giriyorsunuz. b1 turist vizesi ya da b2 business vize seçenekleri var, istediğinizi seçebilirsiniz. iki vizenin de ücreti aynı. ben b2 seçip devam etmiştim.

    başvuru için gerekenler:

    - jpg formatında pasaportun ilk sayfası.
    - vesikalık fotoğraf, bu da jpg
    - pasaportun pdf taraması
    - gidiş dönüş biletlerinin pdf hali
    - gidiş dönüş uçuş bilgileri
    - nerede kalınacağı
    - 30 usd'lik vize ücreti ödemesi

    tüm bu adımlar tamamlandıktan sonra vize onayı gelince e-vizeniz belirttiğiniz mail adresine geliyor. site biraz uğraştırıyor ama çok da olmayacak gibi değil. bu adımları tamamladıktan sonra gümrük beyanını da yapmanız gerek.

    gümrük beyanı için şu adres kullanılıyor. burayı tamamladıktan sonra size bir kare kod veriliyor. bu formu seyahatinize en fazla 72 saat kalan doldurmanız gerekiyor. ben gitmeden 48 saat önce yapmıştım. bu sayede ülkeye girerken yaklaşık 2-3 saatlik bir hengameden kurtulmuş oluyorsunuz.

    e-vize pasaporta kayıtlı olduğu için girişte pasaport kontrole bile gerek olmuyor. otomatik makinelere pasaportu okutup giriş yapabiliyorsunuz. ikinci adımdaki kare kod, bir sonraki kapıda işinize yarıyor.

    girdikten sonra "nereden geldim buraya" diyeceksiniz, benden demesi. felaket sıcak, öyle böyle değil. yani temmuz ayında izmir ya da antalya'yı düşünün, sonra bu aklınıza gelen sıcağı iki ile çarpın. bali'de sıcaklık aynen bu şekilde. sıcaktan insanın bir şey yapası gelmiyor. trafiği rezalet, toplu taşıma yok, taksiciler pirana gibi başınıza üşüşüyor. öncesinde yerel bir tur şirketiyle anlaşıp orada onlarla gezmek daha mantıklı olabilir.

    thy ile istanbul'dan denpasar'a direkt uçuş var, bu iyi. yaklaşık 13 saatlik bir uçuşun ardından denpasar'a ulaşabiliyorsunuz. bence bali, sosyal medya şişirmesi overrated bir yer. iş için gitmiştim ama para verip tekrar gitmem.

    edit: bu entry'nin bali hakkındaki düşüncelerimden dolayı değil vize işlemleri hakkında verdiğim bilgilerden dolayı debe'ye girdiğini düşünüyorum. yani lütfen entry'nin bu bölümüne odaklanın. bali'yi neden sevmediğimi daha sonra uzun uzun anlatacağım. hani bazı yerler vardır ya fotoğraflarda olağanüstü, gerçekte hayalkırıklığı; heh bali öyle değil işte. fotoğraflarda ne kadar güzelse gerçekte de o kadar güzel ama sıcak. gerçekten o sıcakta pirinç tarlalarında, tapınaklarda, bilmem nerelerde dolanmaktansa buralara klimalı odamda internetten bakmayı tercih ederim.

    ha bu arada bali'nin muhtemelen en lüks oteli olan four seasons'ta kaldığımı, yaptığım etkinliklerin de bölgedeki en iyi etkinlikler olduğunu belirteyim. ve tekrar söylüyorum; bali'nin ucuz ve otantik olması dışında bir numarası yok.

  • mistisizm ve felsefe yüklü bölümlerini izlemeden uyuyamadığım fantastik dizi. hüsnü ve ailesinin başından geçen gizemli olaylar favorim. ayrıca rıza babanın baba ünvanını nasıl aldığını acilen bir flashback veya sabitle açıklamalılar zira bu olay dizinin en büyük gizemi. yıllardır bu olayı merak etmekten uyku uyuyamadım.